10.bölüm

23 3 14
                                    

Olaylardan bir buçuk ay sonra...

İnsanın sadece bedeni yorulmaz...
Yeri geldi mi, ruhta dinlenmek ister...

Evet yine ben! Zeynep Gümüşçü. Dışarıdan bakıldığında sıradan biri. Yaşamaktan yorulmuş ama intikamı için vazgeçmeyen, güçlü olmaya çalışan bir kadın. Kimileri için şöhret meraklısı. Kimisi için de basit bir polis.
Ben bunların hepsiyim. Ama aynı zamanda değilim.
Ben hayatın getirdiği kötülüklerden korkan, temiz kalmaya çalışan, annesini kaybetmiş masum bir kız. En azından olmak istediğim kişi...

Güçlü olmaktan yoruldum...
Olamadığım biri gibi davranmaktan yoruldum...

Ben buyum işte! Aslında duygusal biriyim. Ama dışarı yansıtmamam gerekiyor...
Güçlü olmalıyım...
Güçlü olmazsam ezerler...

~~~~~~~~~

Günlüğüme bir şeyler karaladıktan sonra kalktım. Bu bir buçuk ay sonra herşey çok değişti. Size kısa bir özet geçeceğim.

Öncelikle;
Poyraz sayesinde hafızamı geri kazandım. Onunla birlikte anı defterleri okuduk,resimlere baktık.

Sonra;
Babamın yeni karısı olduğunu öğrendim. Kızıl yelloz! Adı Firuze.
Umursamadım çünkü babamı umursamıyorum!

Daha sonra;
Berk tutuklandı. Şuan 10 yıllık hapis cezası aldı. İçeride yatıyor anlayacağınız.

Dosyalarda ilerleme kaydettim. Geriye 70 dosya falan kaldı.

Benim için en önemlisi;
Belki " Yok artık çok hızlı!" Falan diyeceksiniz ama Poyraz'la bir ilişkimiz var artık. Sevgiliyiz. Böyle deyince garip geliyor ama ssjsjjs!

Evet anlatınca kısa gibi görünüyor ama değil. Koskocaman bir buçuk ay!

Hemen hazırlanıp karakola gittim. Kapıda Poyraz beni karşıladı. Gülümseyerek yanağını öptüm ve içeri geçtik.

Ben hemen dosyaları alıp kaldığım yerden devam ettim. Poyraz'da  bana yardım ediyordu.

Bu arada 4 kupa kahve içtim. Düz duvara tırmanabilirim!

5-6 dosya inceledikten sonra Poyrazla planımızı uygulamak için karakoldan çıktım.

Şüphelendiğimiz 3 ev vardı. İnceleme yapacaktık. Yanımıza iki tane daha polis alarak yola çıktık.

Birinci ev çıkmaz sokakta bulunuyordu. Arabadan inip yan yana ilerlemeye başladık. Kapıda bir asma kilit vardı ve evin zili yoktu.

Poyraz silahıyla asma kilide vurdu ama ikinci defada başardı.
Tedbirli bir şekilde iki katlı olan evi incelemeye başladık. Hiçbir şey yoktu.

Tozlu mobilyalar ve örümcek ağlarını saymazsak!

Ben salonu ve mutfak diye düşündüğüm odayı aradım. Hiçbir ipucu yoktu. Usul adımlarla koridara gittim.

İki adam üst katı Poyraz ise kalan yerleri aramıştı. Hepimiz aynı anda;
"Temiz."deyince çıkmaya karar verdik.

Çok yorulmuştuk. O yüzden diğer iki evi yarın arıyacaktık. Karakola gitmeden direk Poyraz beni eve bıraktı.

"Teşekkür ederim." dedim.
"Rica ederim."dedi...

Gülümseyerek gözlerine baktım sonra da arabadan indim.
Eve girerken elimi salladım. O da karşılık verdi.

Kapı gıcırtılı bir şekilde kapandıktan sonra çantamı yere attım. Salonun ortasında duran tamamlanmamış puzzle'ı görünce gülümsedim. Canım baya yapmak istiyordu ama hâlim kalır mıydı? Hiç bilmiyorum.

Kısaca durulanıp siyah geceliğimi üstüme geçirdim. Sonrada yattım. Biraz uyumam lazımdı...

~~~~~

Uyanınca saat 19:56 olmuştu. Oflayarak yataktan kalktım ve hırkamı giydim. Merdivenlerden inerken alt katta koşuşturan bir şey gördüm. Belki de uyku mahmurluğundandır. 

Acayip acıktım ve dolabı açtığımda yiyebileceğim tek şey 3 gün önceden kalan makarnaydı. Çıkarıp ocağın üstüne koydum. Altını yakacağım sırada minik bir koşuşturma sesi geldi. Arkamı döndüğümde kimse yoktu. Yüzümü ekşittim ve çay yapmak için üstteki dolaplardan birini açtım.

Elim üst raflarda gezinirken kavanozu buldu. Kendime doğru çektim ve aldım. Tam o anda kavanoz yere düşüp kırıldı. Küfür savurup gözümü kapattım. Açıp geri döndüğüm sırada bir çift göz bana bakıyordu. Bağırdığım için korkup masanın altına girdi.

Bu küçük yaramazın bir kedi olduğunu anlayınca korkum geçti. Allah bilir eve nasıl girdi?

Çömelip ona bakınca bir adım geriye gitti. Masmavi gözleriyle çipil çipil bakıyordu. Aşırı kirliydi ve kırılan kavanoz yüzünden patisi kanıyordu. Dudağımı ıssırdım. Bir şeyler yapmalıyım ama ondan önce  şurayı toplamam lazım. Süpürdükten sonra baktım koltukta uyumaya başlamış. Biraz midem bulandı gibi ama sonuçta silinir.

Bir koşu marketten kedi şampuanı, mama, tarak ve kap aldım. Eve geldiğimde kalkmış kapıda beni bekliyordu. Gülümseyerek ;

"Uyandın mı sen?"dedim ve çamaşır leğenini almak için lavaboya gittim. Baktım peşimden geliyor sırıttım.

Önüme döndüğümde önce suyun sıcaklığını ayarladım, sonra örtü serdim. Ortam hazırdı. Kedi ise meraklı bir şekilde beni izliyordu.

Önce onu elime aldım. Tırsar gibi oldu fakat sonra rahatladı.
Yavaşça suya soktum. Rahatsız olmamıştı. Hatta memnun gibiydi.
Bir müddet kirlerin ıslanmasını bekledikten sonra şampuanlamaya başladım. Gözlerini kapatmış mest olmuş bir şekilde duruyordu. Onun bu haline kıkırdadım. Gri sandığım kedinin rengi yavaş yavaş açılmaya başlamıştı. 4-5 yıkamadan sonra anca beyaz oldu. Son kez duruladıktan sonra hiç bir kiri kalmamıştı artık.

Havluya sarıp kucağıma aldım. İyice kuruladıktan sonra tırnaklarını kestim. Pati içlerine vazelin sürdüm. Mis gibi kokuyordu. Sonrasında da kaç senedir taranmamış olan tüylerini taramaya başladım.

10 yumak tüy çıktı üzerinden! Bakımı bittikten sonra onu iyice inceledim.

Dişiydi. Kulakları ve göz etrafları dışında her yeri bembeyazdı. Kalan yerler ise açık gri. Gözleri maviydi. Aslında o kadar tatlı bir kediydi ki. Önceden sokak kedisi olmadığı çok belliydi.

Etrafı toparladıktan sonra kendime çay yaptım ve puzzle yapmak için yere oturdum. Adını henüz koymadığım kedi geldi ve bacaklarıma yattı. 3 saat boyunca onunla oturdum. Sonra da yatmak için üst kata çıktım. Tam dalacağım sırada elimde yumuşak bir şey hissettim. Baktığımda elime yatıyordu. Bende ona sarıldım. Beraber uyuduk...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~✨🌺✨~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kedinin ismini bulamadım yardımcı olur musunuz?

Fotoğrafı aşağıya bırakıyorum;

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 22 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Annemin KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin