5.bölüm

24 7 4
                                    

Uzun zamandır bölüm gönderemiyorum kusura bakmayın:)
Lütfen yorum yapar mısınız? Olumlu olumsuz fark etmez.
Beğenmeyide unutmayın;)
Hadi kitaba geçelim;

Poyraz usul adımlarla yaklaştı. Bakışları çok ateşliydi. Benim üzerimde ise pekde hayırlı sayılmayan kırmızı dantelli gecelik vardı. Bir çığlık attım. Poyraz;
"Sakin ol güzellik. Kötü bir şey yapmayacağız. Sadece biraz... +18 yapacağız işte. Anlarsın."dedi ve gömleğindeki düğmeleri açmaya başladı. Sonra da bir kenara attı. Kasları çok güzeldi ama bir dakika! Şimdi de kemerini açıyor. Düşündüğüm şeyi yapmayacak değil mi? Yaptı. Üstünde sadece alt çamaşırı kaldı. Söylerken bile utanıyorum. Üstüme gelmeye başladı. Yanıma uzandı ve...
Çığlık atarak kalktım. Sabah olmuştu. Hemen üstüme baktım. Normal pijamalarım vardı. Derin nefes alıp verdim. Terden sırılsıklam olmuştum. İnsanın bilinçaltında ne kalırsa onu görürdü. Tövbe estağfurullah! Sadece öpüştük! Öpüştük? Lan!
Yanaklarım kızardı. Alt dudağımı ıssırdım. Sadece bir öpücükle adam beni baştan çıkardı. Bu rüya nedir arkadaş! Battaniyemi üstümden attım ve banyoya gittim. Gece makyajımı silmeyi unuttuğum için yüzüme yayılmıştı. Birde terlediğim için flamingoya benziyordum. Başka çare yok! Yine duş alacağız. Kısa bir durulanmadan sonra çıktım. Üniformamı giydim. Saçlarımı tarayıp balık sırtı ördüm. Gözlerime kalem çektim. Kahvaltımı yapabilirdim bugün. Alarmden yarım saat önce kalkmıştım çünkü. Hemen yumurta kırdım tavaya. Yağda cızırdarken çayımı hallettim. Hazır olunca masaya oturup hızlı hızlı tıkındım. Sonra da dişlerimi fırçalayıp evden çıktım. Yarın programım vardı ama bugün boştum. Eve gelince yapmayı özlediğim keyfimi yapabilirdim. Bu beni mutlu etmeye yetmişti. Umarım bir şey çıkmaz akşama kadar. Karakola vardığımda henüz Poyraz gelmemişti. Çok şükür. Ofisime gitmeden önce müdürün odasına uğradım.
"Efendim sizden bir ricam olacaktı."dedim ciddi bir sesle.
"Buyurun Zeynep Başkomiser?"
"Müsaadenizle ben sizden 2 ay istiyorum. Annemin Katilini bulmak için. Diğer işleri bu zaman zarfında yapmasam. Meslektaşlarım yapsa. Bende bu meseleyi halletsem olur mu?"dedim. Müdür yaralarımı biliyordu. Ve bu işi bitirmeden iyileşemeyeceğimi...
Beş dakika düşündü. Hiç ses çıkarmadan bekledim. En sonunda;
"Ricanız kabul edildi Zeynep Başkomiser. Kolay gelsin. Umarım istediğinizi elde edebilirsiniz."dedi.
Gazamız mübarek olsun.
"Teşekkür ederim müdürüm. Çok teşekkür ederim." kalktım ve selam verdim. Kapıyı açıp çıktığım sırada biri içeri giriyordu. Yüzlerimiz çok yakındı. Eveeet:/
Hiç kimse tahmin edemedi değil mi? Sjsjsjsj.
Karşımda Poyraz vardı. Yüz yüzeydik. Yanaklarım kızardı. Offf yine mi?
Gözlerimin içine bakıyordu. Bense ondan başka herşeye!
Sonra öksürüp sağa adım attığım sırada önüme geçti. Yine öksürüp sola adım attığım sırada yine önüme geçti. Sabır!
Kaşlarımı çatıp ona baktım. Gözleri...
Sonra kenara çekildi. Kalbim göğüs kafesimden çıkacakmış gibi atıyordu. Yanından geçerken tökezledim. Yere düşeceğim sırada kolumdan tutup beni kendine çekti. YİNE!
Allah'ım rezil olmalara doymuyorum!
Sırıttı ve gitti.
Şey... Bende sırıtmış olabilirim:)
Ofisime doğru ilerledim. Aslında nereden başlayacaktım hiç  bilmiyordum. Yardıma ihtiyacım vardı. Ama kimden? Aklıma ilk Poyraz geldi ama nasıl söyleyecektim ki? Neyse onu sonra hallederdim. Şimdi bilgisayarımdan araştırma yapma zamanı...
~~~~~~~~~~~~~~~~~
2-3 saat arama yaptım ama işe yarar tek bir bilgi bulamadım. Sadece gazete manşetleri çıkıyordu. Onlar da benim yaşadığımdan daha detaylı değildi zaten. Kahvemi yudumladım. Saat kaç olmuştu? Beş. Hmmm. Daha 3 saat buradayım. Vaktim var. Arşive gitmeye karar verdim. Orada istediğimi bulurdum. Ben dışında iki kişi daha vardı arşivde. Raflarda 2014 yazan kısmı aradım. Buldum da. Offf! Baya dosya var burada. Ağustos ayında işlenen suç dosyaları dışındakileri eledim. Yinede 100-150 dosya vardı. Zamanım yeterdi. Hepsini tek tek araştıracaktım. Bütün dosyaları aynı anda taşıyamayacağım için bugünlük üç tane aldım. Ofisime geri dönüp oturdum. İlk dosyadan başladım. Suçlu bir adamdı. Kel,dövmeli, kaşı çizilmiş pislik bir tipti. İşlediği suç bölümünü okuyunca midem kalktı. Tecavüz!
Aklıma Özgecan ASLAN geldi. Gözümden yaşlar süzüldü. Biz kadınların suçu neydi?
Kadınlar neden her zaman tecavüze,şiddete uğruyordu?
Neden kimse bunu durdurmuyordu?
Özgecan ASLAN vefat ettiğinde ben 15 yaşındaydım. Okula minibüsle gelip gidiyordum. Sonrasında babama abimle gitmek için yalvardım. Kabul etmişti. Minibüse binsem bile artık yalnız binmiyordum. Asla!
Kafamı salladım. Diğer dosyaya bakacaktım çünkü bu adam elenmişti. Bu seferki suçlu kadındı. Allah Allah! Hiç de suçlu tipi yok. Ama insanoğlu. Görünüşe bakmamak lazım. Neymiş bunun suçu? Kocasını mı zehirlemiş? Yok artık! Kadın hanım teyze gibi bakıyordu. Tövbe estağfurullah!
Buda elendi. Son dosyada yine adam vardı ama bu sefer gençti.  Suçu cinayet ve fuhuştu. Gencecik çocuğun aklına kim soktuysa bu fikri *********!!!!
Kendi ettiğim küfürden kendim utandım. Ama çok sinirlenmiştim.
Hem genç.hemde cinayet işlemiş. Bunu araştırmalıyım. Bu çocukla ilgili bir kaç dosya daha baktım ama benim olayımla alakası yoktu. Bu da elendi. Araştırma yaparken çıkma saatim geldi. Etrafı toplayıp çıktım. Eve vardığımda elektrikler kesikti
"Hadi be!"diye bağırdım. Neyse mum yakardım. Ne yapalım?
Üniformamı çıkarıp tatlı bir pijama giydim. Balık sırtımı açıp iki yandan bol ördüm. Çayımı alıp alt kattaki keyif odama girdim. Benden başka kimse girmezdi. Çünkü biri geleceği zaman kitliyordum. Son bıraktığumda düzenli olduğu için hâlâ öyleydi. Kitaplığımdan Sherlock Holmes alıp,kendi yaptığım çadıra gittim. İçeride yastıklar vardı. Işıkları ise çadırın üstüne dolamıştım. Onları yakıp çadırın içine geçtim. Annemin geçmişte hediye ettiği ayıcığa sarıldım. Ve okumaya başladım;

Annemin KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin