Nikah faslı bittikten sonra. Alaz annesi ile bir sağ bir sola dolanırken öylece etrafı izliyordum bana ayrılan köşeden. Annem sosyetenin içinde olmaktan memnun bir şekilde onları takip ediyor bir yandan da bacağını ovalıyordu.
Yanımda ki hareketlilikle irkildim.
Yaman yanımda ayrılan damat sandalyesine oturmuş biraz önce izlediğim kalabalığı inceliyordu."İstediğin oldu. Mutlusundur." gözleri hala kalabalıktaydı ama sözleri direk iğne gibi bana batıyordu. Zaten istediği buydu ben her fırsatta iğnelemek istiyordu.
"Mutluyum." dedim mutluluktan uzak bir ses tonu ile ne düşündüğü şu an umurumda bile değildi. Kendi düşüncelerimi dinleyecek kadar bile sosyal alanım kalmamışken müstakbel "Eşimin" erkek kardeşi şu an görünmez bir rüzgar gibi esip geçiyordu. Bu kadardı.
Başını yavaşça bir sağa bir sola salladı.
"Pişman olacaksın." gözleri şimdi kalabalıktan ziyade derinlere dalmıştı."Sanane." dedim küçük bir kız çocuğu edasıyla.
Şaşkın bakışlarını anında yüzüme çevirdi."Çocuk musun sen?" diye mırıldandı.
"Lütfen rahat bırak beni." dedim çaresizce gitmesini beklerken.
"Pişman olacaksın.. Bir gün o kadar pişman olacaksın ki.." sessizce hayıflanırken hareketlendi. "O gün sana ben bile yardım edemeyeceğim." son cümlesini söylerken ceketinin önünü düzeltiyordu. Dikleşip bir daha bana bakmadan yanımdan ayrılıp kalabalığa karıştı.
Kalabalık yavaş yavaş dağılmaya başladığında ben hala aynı yerimde bir an önce buradan gitmek istiyordum. Alaz hızlı adımlarla yanıma geldiğinde sandalyenin başına asılı duran ceketini hızlıca sırtına geçirip "Ben çıkıyorum eve geç gelirim." dedi.
"Nereye? Ben ne olacağım?" diye sordum gözlerim büyürken.
"Annemlerle dönersin." dedi göz kırpıp hızlı adımlarla kapının yanında onu bekleyen arkadaşlarının yanına gitti. Kızlı erkekli arkadaş grubu ile mekandan çıkarken hayal kırıklığı ile arkasından baktım. Erkekler bu kadardı işte.
Herşey bu kadar kolaydı onun için. Anlayışı da imzayı atana kadardı.
Derin bir nefes alıp omuzlarımı dikleştirdim. Siktir olup gitsindi. Zaten bu hayal edilebilir bir senaryoydu benim için. Gelinliğimin eteklerinden tutup ayaklandım. Bu kaba saba kabarık şeyden bir an önce kurtulmak istiyordum...................................................
Yaman, Rüya, Çağla ve ben mekandan birlikte çıkmıştım.
Çağla üzgün bir ifade ile yüzüme baktığı ilk andan beri başımı cama yaslamış iletişim kurmayı red etmişti. Düğün gününde tek başına bırakılan kız konumu gayet acınası bir durumdu. Rüyayı eve bıraktıktan sonra Soysalan malikhanesine gelmiştik.
Yaman arabayı park ettikten sonra Çağla hızlı adımlarla benim tarafıma gelip kapımı açtı.
Çağlanın yardımı ile eteklerimi toplayıp arabadan indim.
Eve girdiğimizde bir kadın karşılamıştı bizi tatlı olmaya çalışarak küçük bir gülümseme ile selamladım onu. O da Alazı göremeyince vah vah bakışlarını yüzüme dikmişti."Ben sana odanızı göstereyim." dedi Çağla heyecanla.
Yaman bıyık altında bir gülüş attı "Odan diyelim. Alaz pek uğramaz."
Çağla onun karnına bir dirsek geçirip kötü bakışlar attı.
"Çağla sorun değil. İstediği gibi konuşabilir. Umurumda değil çünkü." dedim sinirle.
Umurumda değildi sadece sinir bozucuydu.
Çağla belime hafifçe dokunup merdivenlerden çıkmaya başladı. Onu takip ederken bir kaç basamak çıktıktan sonra ayağımdaki acıyla duraksadım. Ağzımdan istemsiz bir inleme döküldü.
Çağla basamakları gerisingeri inerken endişeyle omzumu tuttu "Asi iyi misin."başımı olumlu anlamda salladım "İyiyim."
Belime dolanan ellerle bir anda ayaklarım yerden kesilince tutunacak bir yer aradım ama tek bulduğum Yamanın beyaz gömleğiydi. Gömleğini avcumun içerisinde sıkıştırıp destek almaya çalıştım. "Başımın belası.." diye mırıldandı. Merdivenleri hızlı hızlı çıkarken.
Çağla abisinin beklenmedik tavrına karşılık duraksadı. "Çağla hadi abiciğim. Kız 40 kilo gelinlikte bir o kadar var abin herkül değil hızlı! hızlı!"
Çağla hızla başını sallayıp önden basamakları çıktı. "Dikkat et kıza 0 aldık bak. Alaz öldürür bizi."
"Alaz kendi karısına sahip çıksın önce." dedi Yaman belimden biraz daha destek alıp tutuşunu sıkılaştırırken beni biraz daha göğsüne yasladı. Sanki bir patates çuvalı taşıyor gibi bana bakmadan hızlı hızlı merdivenleri çıktı. Çağla bir odanın kapısını açarken Yaman da hala kucağında taşıdığı benimle odaya girdi. Yaman beni çift kişilik yatağın üzerine pat diye bırakınca "Gerizekalı yavaş." dedim acıyla. Başımdaki tokalar adeta saplanmıştı.
"gerizekalı?" dedi gözleri büyürken. Sanki ne dediğimden emin olmaya çalışarak."Yavaş.." diye tekrar ettim sessizce. Yatakta toparlanmaya çalışarak.
Çağla abisinin yanından geçip yanıma gelmek için bir hamle yapacaktı ki Yaman onu yakalayıp kolunun altına aldı. "Abi?"
"Sen bize bir 5 dakika izin ver bakalım Abisi." dedi başına bir öpücük kondururken.
Çağla kolunun altından kurtulmaya çalışırken "Katiyen olmaz!" diye cırladı adeta.
Yaman yine beni zorbalamak için fırsat kolluyordu.
"Yemeyeceğim yengeni merak etme." dedi Yaman onun saçlarını karıştırırken. Ona sinirle bakıp yataktan kalktım. "Üzerimi değiştirmem lazım." Dedim konudan bağımsız olarak. Çağla kendini Yaman dan kurtarıp dolaba yöneldi "Birşeyler aldı annem senin için." dedi heyecanla dolabın kapaklarını açarken. Uzanıp eline aldığı bir gecelik üstünü havaya kaldırdığında bir elim farkında olmadan ağzıma gitti. Elinde tuttuğu siyah dantel yakalı geceliği bir hışım da dolaba geri fırlatıp mor bir üst çıkardı bunun da ondan kalır farkı yoktu.
Dolabı kapatıp elleri arkasında yaslandı.
"Sanırım bu işi anneme bırakmamalıydım."
Benim için hazırladıkları dolap adeta bir fantezi dolabıydı. Hayal kırıklığı ile alnımı ovdum.
Çağla ellerini havada sallayıp zoraki bir şekilde kıkırdadı "Tamam sorun değil ben sana kendimden birşeyler getiririm."
Ona gülümseyemeye çalışarak başımı olumlu anlamda salladım "Lütfen." dedim mahçup bakışlarla.
Yaman a işaret parmağını sallayıp "Onu rahat bırak." diye uyardı çıkmadan önce.Yaman başını sallayıp onu onayladı.
Yatağın üzerinde zar zor toparlanıp oturur pozisyona geçtim. Yaman da yavaşça yanıma oturup iki elini birbiri ile birleştirip ovaladı.
"Bundan sonra her günün böyle geçecek.""Nasıl yani. Böyle ne demek istiyorsun?"
"Alaz bu. Sevdiğine inandırır çıkar gider. Seni uyardım."
"Düşüncelerini bundan sonra kendine saklamanı öneririm yanımda olması da olmaması da inan ki umurumda değil. Ben de mecbur olduğum için evlendim kardeşine aşık olmadım rahat olabilirsin yani Yaman." dedim bir derin nefes alırken. Bütün sinirimi kusmuş gibi hissediyordum.
"Eğer bir şeye ihtiyacın olursa-"
"Olmayacak." dedim lafını bölerek "En azından senden." diye terslendiğim gibi kapı açıldı.
Çağla elinde gri bir eşofman takımı ile hızlıca yanıma geldi.
"Geldimm." diye belirtti ayrıyeten.
"Hoşgeldin." dedim elinden takımı alıp. Sonra gözlerimi Yaman a diktim. Bakışlarımı fark eder etmez oda odadan çıktı.
Daha fazla Yaman atak geçirmek istemiyordum .
Zaten her şey yeterince saçma ve boktan ilerliyordu . Yalnız olmadığımı savunan adam beni dugunun ortasında bırakıp eğlenmeye gitmişti. Mükemmel.
Zaten ne bekliyordum ki ..İyi okumalar.
Bertan a siniriminden yazma yetimi kaybettim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya'aburnee/ #Aslaz
Fanfictionhayatımın sonsuza kadar değiştiği gün.. seni gördüğüm gün bir yeniden doğuş hikayesi...AsLaz