Derin bir nefes alıp bakışlarımı kaçırdım. Özür dilemek bir erdemlik miydi gerçekten özür dileyince affetmek zorunda mıydık? Bu erdemlik saçmalığını kim çıkarmıştı.
"Alaz beni kafana göre itip kafana göre çekemezsin." Dedim kırgın bir sesle."Haklısın." Dedi sadece. Sandalye de geriye yaslanıp kollarını bağladı.
"Bana ben varım dedikten sonra çıkıp gideceksen ne özrünün ne ilginin ne de ilgisizliğinin hiçbir değeri yok gözümde. Herkes kendi hayatına baksın lütfen."
"Bizim artık birlikte-" lafını kesip ayaklandım.
"Bugünlük bu kadar yeter. Zaten iştahım yoktu." Dedim mutfaktan hızlıca çıkarken. Bu sefer beni durdurmak için hiçbir çaba sarf etmedi.
Üzerime daha düzgün birşeyler giyip evden hemen çıkmalıydım. Kocam beni düğün gecesi yalnız bırakıyorsa benimde onunla sabahında aynı masada kahvaltı etmek gibi bir zorunluluğum yoktu. Merdivenleri hızlıca çıkarken Serhan bey e çarptım."Kusura bakmayın." Dedim yanından geçerken.
"Hayırlar olsun Asiciğim nereye böyle apar topar?" dedi ilgiyle.
"Ben iş görüşmesine gideceğim o yüzden." Dedim yalan söyleyerek. En azından aileden birini bu fikre alıştırmak benim için iyi olabilirdi.
"Öylemi keşke haberimiz olsaydı. Evlendikten sonra çalışmazsın diye düşünmüştük."
"Ben yani benim için daha iyi olur." Saçmaladığımı fark edip sustum. Elim ayağım birbirine girmişti kesinlikle iyi bir yalancı değildim.
"Asiciğim biraz konuşalım mı?" diye sordu Serhan bey.
"Tabi." Dedim onu çalışma odasına takip ederken. Yalan söylediğimi tabiki anlamıştı. İlk günden evden kaçmak isteyen gelinini sorguya çekmek hakkıydı tabi.
Odaya girdiğimizde çalışma masasına oturmak yerine siyah deri koltuğa oturduğunda eliyle yanına birkaç defa vurdu. "Gel bakalım güzel gelinim konuşalım seninle."
Onun bu hareketine karşılık gözlerim dolarken söylediği gibi oturmam için işaret ettiği yere oturdum."Alaz zor bir çocuk kabul ediyorum.. ama ona bir şans ver lütfen." Dedi beklemediğim bir şekilde konuya hızlı girmişti.
"Ben.. Alazdan büyüyüp koca bir adam olmasını beklemiyorum. Zaten buna hakkım da yok." Diye karşılık verdim.
Omzuma hafifçe dokundu "Ama ben oğlumu kocaman bir adam yapabilecek kişinin sen olduğunu görebiliyorum." Dedi geri çekilirken. Bacak bacak üstüne atıp ellerini önünde birleştirdi.
"Kahvaltıyı dışarda yapmak ister misin? Baba, kız." Diye sordu gözleri gülerken.
O anda babamı hatırladım. Onu ne kadar özlediğimi.
Gülüşünü, bana sıcacık bakışını ona güvenmeyi nasıl olsa arkamda babam var demeyi çok özlemiştim. Gözlerimden yaşlar farkında olmadan yanaklarımı ıslatınca ellerimle yüzümü kapatıp dirseklerimi dizime yasladım.
Serhan bey hemen yerinde toparlanıp eliyle sırtımı sıvazladı.
"Ağla Asi.. Ağla kızım içini dök yeter ki acılarını içinde yaşama.." beni göğsüne çektiğinde engel olmadım. Kolları ile beni sarmaladığında babamı hissettim.
"Ben babamı çok özledim.." dedim hıçkırıklar boğazımdan kaçarken.
Sırtımı sıvazlarken sessiz kaldı. Ne kadar öyle ağladım hatırlamıyorum ama bir zaman sonra geri çekildiğimde Serhan beyin de benden farkı yoktu. Gözlerine kan oturmuş hafifçe kızarmıştı.
Yüzüme düşen saçlarımı geriye attı "Biraz daha iyi misin kızım?"
Usulca başımı salladım. "İyiyim Serhan Ba-ba. Teşekkür ederim."
Elleriyle sahte bir alkış yapıp ayağa kalktı.
"O zaman hadi bakalım hazırlan. Kahvaltıya gidiyoruz."
"Ayıp olmaz mı?" diye sordum çekinerek.
"Hiçbir şey olmaz hadi bakalım." Dedi heyecanla.
Başımı olumlu anlamda sallayıp elimden geldiğince gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya'aburnee/ #Aslaz
Fiksi Penggemarhayatımın sonsuza kadar değiştiği gün.. seni gördüğüm gün bir yeniden doğuş hikayesi...AsLaz