karım da karım

1.2K 45 7
                                    




Hangi ara arabadan çıkıp geldiğini anlamadığım Alaz Ekin'in yakasından tuttuğu gibi kafasını burnuna geçirdi.
Ekin acıyla öne doğru eğildi.
Ekin de Alaz'a doğru hareketlenince araya girdim "Hayır Ekin yapma lütfen." diye bağırdım.
Ekin bana kısa bir bakış atıp "İçeride bekliyorum." dedi dükkana girerken sertçe kapıyı kapattı.
Alaz da peşinden gitmek için hareketlenince "Ecelin geliyor. Bekle lan sen." ellerimi göğsüne koyup önüne geçtim.
"yaaa sen ne yapıyorsun!?"

"çekil asi sen, ben seninle sonra konuşacağım."

"kendine gel ya bu ne demek oluyor." dedim sinirle.

"seni buraya getirmem hataydı zaten." dedi oda aynı sinirle saçlarını çekiştirirken kolumdan tuttuğu gibi beni arabaya çekiştirmeye başladı. "gel seninle bir enini boyunu konuşalım."
Ona engel olmak yerine beni peşinden sürüklemesine izin verdim . Bu hareketleri tavrı normal değildi bu evliliği neden kabul ettiğini bu sinirinin sebebini en azından evlenmeden önce bilmek istiyordum.
Beni adeta fırlattıktan sonra arabanın önünden dolaşıp binmeden önce yakasını düzeltti birkaç derin nefes alıp biraz öncekinin aksine sakin bir şekilde arabaya bindi. " emniyet kemerini tak." Kendi kemerini de takıp hızla restoranın olduğu sokaktan çıktı. Nereye gittigimizi merak ediyordum ama şu an onunla herhangi bir şekilde iletişim kurmak istemiyordum. Onun yerine başımı cama yaslayıp her nereye götürecekse götürsün sesimi kesip bu yolculuğun bir an önce bitmesini bekledim.
Benim de hayatım değişiyordu .
Evet tamam kabul etmek gerekirse onun için de kolay değildi ama madem böyle olacaksa onu bu evliliğe zorlayan şeyin ne olduğunu bilmeliydim.
Zira benimkisi annemdi.
Yani bu kişi Alaz olmasa bile herhangi bir kişi olacaktı. Benim için hikayenin değişen bir kısmı yoktu.
Kısa süren yolculuktan sonra.
Bir uçurum kenarında durdu.
Tam da Alaz ın şuanki ruh haline göre bir yerdeydik.
Arabadan inerken aynı onun gibi sesimi çıkarmadan inip yanına gittim.
"Özür dilerim." dedi ben daha hiç bir şey demeden önce. Söylediği söze inanamayarak yüzüne baktım. O manzaraya bakıyordu.
"Özür mü dilersin?" dedim inanamayarak.
"Özür dilerim Asi." dedi tekrar bakışları beni bulurken. "Hıncımı senden aldım." dürüstlüğü karşısında ne diyeceğimi bilemedim.

"Ekin.. benim arkadaşım. Ve patronum bu detay önemli." açıklama yapmıştım. Lanet olsun.

"Özrümü geri almıyorum ama orada çalışamazsın bu bir net." dedi omuzlarını silkerken.

"Neden?" diye sordum bana ikna olacağım bir neden vermesi gerekiyordu.

"Çünkü sen Soysalanların gelinisin."

"Neden benimle evleniyorsun?" dedim cevapları beni tatmin etmiyordu.

"Çünkü.." duraksadı. Şakaklarını ovalarken başının ağrıdığını düşündüm. Her ikimiz için de zor bir zamandı bencillik yapıyordu ama destek olmak istedim her ne kadar aptalca olsa da önüne geçip koluna dokundum. bu hareketimle şakaklarını ovallamayı bırakıp şaşırmış bile ifadeyle gözlerimin içine baktı.

"Seni bana mecbur eden şey ne bilmiyorum ama bunu yapmak zorunda değilsin. Hala vazgeçmek için vaktin var."  kolunu dostça sıkıp geri çekildim.

Bu hareketime şaşırmış olacak ki birkaç saniye sadece gözlerimin içine baktı. Beklemediği bu hareketim karşısında donup kalmıştı.

"Asi seninle ilgili bir durum yok sen hiçbir şeyin sorumluluğunu almak zorunda değilsin benim sinirim sana değil yani kafana takma bunları."

"O zaman sinirin kime Alaz en azından seninle aynı eve girmeden önce bunu bilmeye hakkım var."

Alaz tam ağzını açmışken telefonun çalmasıyla elini ceketinin cebine götürüp telefonu çıkardı " afedersin" diyip çağrıyı cevapladığında her kim arıyorsa bir an önce kapatması için dua ettim çünkü dökülmek üzereydi.
"Efendim baba."
"Nişanlım ile birlikteyim"
"Karım da karım"
küçük bir kahkaha attı
"olur beraber geliriz, görüşürüz o zaman- tamamdır"

Ya'aburnee/ #AslazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin