senin o bakışlarını ***

1.2K 46 15
                                    







Birkaç gün sonra her şey yolundaymış gibi yaşamaya ve işlerimle ilgilenmeye devam ediyordum. Aklımdan çıkmayan düğünü, çığlık çığlığa susturma isteğini de bastırmayı deniyordum. Sadece bir hafta sonra Alaz ile aynı evde yaşamaya başlayacaktım. Soysalan malikanesinde.
Birbirinden değişik hareketlerini, gereksiz çıkışmalarını  sürekli görecek olmak hoşuma gitmiyordu.
Elimdeki tepsiyi bırakıp çalan telefonumu elime aldım.
"Efendim anne?"
"Asi, düğün hazırlıkları için restoranın önünde bekliyoruz. Tadım yapılacak ve mekân seçilecek. Ayrıca Alaz  süslemeleri de senin yapmanı istedi." dediğinde kaşlarımı çattım.
"Hayır, hiçbir yere gelmiyorum."
"Saçmalama." diyen annemin sesi katı çıkmıştı.
"Geliyorsun hemen."
"Eğer ben geleceksem Alaz da gelecek. Aksini savunursan kendimi kilitlerim buraya."
Annemin sıkıntılı bir  nefes verdiğini duydum. Alaz Bey her şeyi benim yapmamı istiyordu. Sanki ben onunla evlenmeye bayılıyordum da keyifle ilgilenecektim.
Bencil herifin tekiydi.

"Ara ve kendin söyle. Aşağıda seni bekliyoruz." dedikten sonra kapattı.
Ayağa kalkıp aynanın karşısına geçtim ve üzerime baktım. Bir yandan da Alaz ın numarasını tuşlayarak hoparlöre aldım. Saçlarımı düzeltirken  açtı.

"Efendim nişanlım?"

"Düğün hazırlığını sadece bana atamazsın. Sen de geleceksin." dedim gayet kararlı bir şekilde .
Sesim itiraz tanımaz çıksa da Alaz "Toplantım var." dedi. Gözlerimi devirdim.
"Benim de işim vardı ama şimdi izin almak zorundayım . Neden mi? Aptal bir düğün-" Ekin i görünce susmak zorunda kaldım.
Ekin elinde ki birkaç poşeti  masaya bırakıp meraklı gözlerle yüzüme baktı.
"Ne oldu? Kal mı geldi?" diye sordu alaylı bir tonda Alaz.
Hıhladım.
"Toplantını iptal et. Seni orada göremezsem holdingine gelirim." Ekin hala benden bir cevap beklerken . "Sen bilirsin." diyip telefonu kapattım.
Ekin benim patronum ve arkadaşımdı.
Bu olanlar ona saçma geliyordu ve kesinlikle onaylamıyordu.
"Ekin ben çıkabilir miyim?"

"Nereye gideceksin?"

"Düğün hazırlıkları için.."

"Kararlısın yani." dedi suratı asılırken poşetten aldıklarını çıkarıyordu.

"Başka çarem yok. Çıkabilir miyim?"

"Güle güle." dedi bana bakmadan.

 
Sıkıntılı bir nefes verip soyunma odasına girdim.
Sanırım beni yakında kovacaktı.
Hızlıca üzerimi değiştirip dükkandan çıkarken Ekin arkamdan seslendi.

"Hiç bir şeye mecbur değilsin. Unutma ben buradayım."

Ona cevap vermeden  merdivenleri hızla indim annem lüks bir arabanın içerisinde bekliyordu. Şoförün açtığı  kapıyı tutup ben de arabaya bindim ve kapıyı kapattım. Anneme döndüm.
Yüz ifademin ciddi ve soğuk olduğuna inanarak "Neler oluyor?" diye sordum. Dışarı bakan başı kıpırdamadı. Yüzünde de herhangi mimik oynamadı.

"Senin düğünün."

"Sahte düğünüm!"

Annem tekrar susup dışarıyı izlerken bende kendimi cama yaslayıp bugünün bir an önce bitmesini diledim.

Bir saatin sonunda Alaz'la kapının girişinde karşılaşıp içeri beraber girmiştik. Önce kapının önündeki başına mutlu fotoğraf kareleri verdik, sonra girebildik tabii. Basın soysalanların gelinini deli gibi merak ediyordu..

Geldiğimiz ilk mekân gayet sade, beyaz yürüyüş yolu
bulunan, beyaz sandalyeleri olan bir yerdi. Sandalyeler karşıdaki sahneye bakıyordu ve köşelerde de çiçekli süslemeler vardı. Sahte bir düğün için uygun olduğuna kanaat getirdikten sonra "Burası güzel." dedim.

Ya'aburnee/ #AslazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin