Herkese selamlar. Nasılsınız?
Bu bölümü o kadar zor durumda yazdım ki... Bir anda halim kötüleşti. Bu yüzden bölüm biraz gecikti. 😞
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. İyi okumalar. 🤍
🌹
Aybüke Aytuğ
Salih Bey ile evde olan konuşmamızdan sonra hemen hazırlanıp, mağazaya gelmiştik. Eşyaları almaya geldiğimiz için defterimi de yanımda getirmiştim. Salih Bey yanımda ilerliyorken gülümsemeden edemedim. Boyu o kadar uzundu ki, başım omzuna kadar bile gelmiyordu. Ya da ben çok kısaydım.
"İlk önce hangi oda için alışveriş yapmak istiyorsun?" diye sordu Salih Bey. Düşündüm.
"Mutfak olabilir. Küçüklüğümden beri evimizde güzel bir mutfak olsun istemiştim. Aile evinde bu mümkün değildi. Zaten annem mutfağa girmeme pek izin vermezdi. Onlar evde olmadığında gider yemek yapardım. Tek başıma yemek yapmayı öğrendim ama bazen annemden bile güzel yemek yaparım. Tabi bunu annem bilmiyor. Zaten annem benim hakkımda pek bir şey bilmiyor ki..." Hüzünle iç çektim. "Babam da hiç ilgilenmedi benimle. Küçükken oyuncaklar isterdim. Çok pahalı da değildi oysa ki... Neden hiç oyuncak almadılar ki bana? Gerçekten beni bu kadar mı istemiyorlardı anlamıyorum." Başımı kaldırıp Salih Bey'e baktım. Yine çok konuşmuştum. "Çok konuştum. Özür dilerim."
"Özür dileyip durma. Çok konuşmadın. Ne kadar konuşmak istiyorsan, ne anlatmak istiyorsan hepsini dinlerim ben. Kendini bu konuda suçlu hissetme. Anlat, konuş. Ve ailenin yaptıklarını da hatırlamamaya çalış. Unutmak zordur ama en azından hatırlama. Bugün alacağımız eşyalara odaklan, evi nasıl dekore edeceğini düşün, güzel şeyleri düşün ve güzel şeylerden bahset. Mesela... Seni en çok gülümseten olay ne olabilir?" diye sorduğunda gülümsedim. Bana bu kadar yardım etmesi gerçekten çok iyi hissettiriyordu. En azından artık yanımda birisi vardı. Benden nefret etmeyen insanlar vardı yanımda.
"Bilmem. Gülümsediğim anılar nadir olmuştu. Yazı yazarken gülümserim, kitap okurken, sevdiğim işleri yaparken. Huzurlu hissederken. Böyle şeyler." dediğimde dikkatle beni izlediğini gördüm. Dediklerimi aklına not ediyor gibiydi.
"Güzel. Artık gülümsediğin anılar çok olsun." dediğinde gülümsedim. Ha birde, beni en çok sen gülümsetiyorsun son zamanlar.
"Gel bu mağazaya girelim." diyerek bir mağazaya girdik. Burası mutfak eşyalarının olduğu bir mağazaydı. Etrafı incelerken hoşuma giden bir şeyler var mı diye bakıyordum.
"Neyi beğendin?" diye sordu Salih Bey.
"Aslında hepsi çok güzel ama karar veremedim." dedim. Dikkatle tabak, çatal setlerine bakmaya başladım.
"Baktığın her şeyi almamı istemiyorsan bir şeyleri seçmek zorundasın." dediğinde şaşkınlıkla bakışlarımı Salih Bey'e döndürdüm.
"Ne?" diye sordum.
"Duydun." dediğinde hemen setlere bakmaya başladım. Dediğini yapacak bir yüz ifadesi vardı.
"Merhabalar, efendim. Nelere bakmak istiyorsunuz?" diyerek yanımıza bir çalışan yaklaştı. Erkek çalışandı.
"Ben mutfak için sıfırdan alışveriş yapmak istiyorum. Ama ne istediğime karar veremedim." dediğimde çalışan bir kaç saniye düşündü.
"İsterseniz sizi sağ tarafta olan reyona alalım." dediğinde başımı salladım. Çalışan ile yürümeye başladığımızda Salih Bey'e baktım. Yine o sert bakışlarla çalışana bakıyordu. Neden bu kadar sinirliydi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmam Salih
SpiritualMahperi serisinin ikinci kitabıdır. Evleniyordum. Daha on sekiz yaşımı kutlayalı üç gün olmuştu ama ben doğum günümden üç gün sonra sevmediğim birisiyle evlenmek zorunda kalmıştım. Babam beni kendi yaşında olan birisiyle evlendirmek için zorlamıştı...