8.bölüm - "Evet, evet, evet!"

298 29 224
                                    

Herkese selamlar! Nasılsınız?

İki haftalık bir süreçten sonra tekrardan buluştuk. Bugün Mahperi'yi yeni okumaya başlayan okuyucumun yorumlarını gördüm. Mahperi evrenini özlediğimi farkettim ve hemen İmam Salih'i yazmaya koştum. Onları çok özlemişim. Baya uzun bölüm oldu. 🤭

Bu bölümü beğeneceğinizi düşünüyorum ama bu bölümden sonra gelecek olan bölümleri daha çok beğeneceksiniz. ;)

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. İyi okumalar! 🤍

🌹

Aybüke Aytuğ

Salih Bey ile yaptığımız alışverişten sonra eve gelmiştik. Sadece mutfak için alışveriş yapmıştık. Tabaklar, çatallar, tencereler, yemekler, gerekli olan daha bir çoğu şeyi almıştık. Hepsini Salih Bey'in arabasına koymuştuk. Salih Bey şoför koltuğunda oturmuş, ben ise arka koltukta oturmuştum. Aslında tek başıma eve gelecektim ama insanların yanında rahat olabileceğimi düşünmüyordum. Diğerlerinden korkuyor gibiydim.

Salih Bey ile eve gelmiş tüm eşyaları mutfak tezgahı dışında hiçbir şey olmayan mutfağa koymuştuk. Yerleştirmeyi Aylin abla ile yapacaktık.

"Beğendin mi aldıklarını? Başka almak istediğin bir şey oldu mu? Yine alışverişe gidince alırız." dediğinde başımı iki yana salladım.

"Bu kadar şey aldın... Teşekkür ederim. Gerçekten bana bu kadar yardım ettiğin için teşekkür ederim. Bana nasıl bu kadar yardım ediyorsun?" diye sordum. Bir kaç gündür bunu düşünüyordum.

"Zor durumdaydın. Tabi ki yardım edecektim. Ne yapacaktım başka?" diye sorduğunda bakışlarımı kaçırdım.

"Zor durumda olan her kızı evine kadar alıyor musun?" diye sordum istemsizce. Ağzımdan çıkıvermişti bir anda. Şaşkınlıkla elimle dudaklarımı kapattım. Yanlış bir şey söylemiş gibi Salih Bey'e baktım. Salih Bey gülümseyerek bana bakıyordu.

"Neden sordun?" dediğinde yanaklarım kızardı. Başımı başka yöne çevirdim. Ardından vücudumu başka tarafa çevirdim.

"Merak ettim sadece." dediğimde kıkırdadı Salih Bey. Resmen kıkırdadı. Şaşkınlıkla ona döndüğümde hâlâ gülümsüyordu.

"Aybüke, sana bir kaç tane soru soracağım. Bana dürüst bir şekilde hissettiklerini söyle. Allah şahit bak, yalan söylersen kötü olur." dediğinde panikle gözlerimi araladım.

"Neden öyle diyorsunuz, Salih Bey?!" diye sordum.

"Aybüke..." Derin nefes aldı. "Lütfen. Emin olmam gerekiyor." dediğinde bir kaç saniye düşündüm. Ne soracağını bilmiyordum sonuçta. Ya kötü şeyler sorarsa? Ya rahatsız olursam? Salih Bey öyle birisi değil.

"Bu yaşında evlenmek senin için yük olur mu? Veya korkar mısın evlenmekten?" diye sorduğunda yutkundum. Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu, hissediyordum. Bakışlarım dondu. Bir kaç saniyenin ardından zorlukla da olsa kendime geldim. Midemde oluşan gerilimlere engel olamıyordum.

"Evleneceğim adama bağlı. Bana güven veren, beni iyi hissettiren, sadece evlenmek zorunda olmadığım, aile kuracağım birisi olursa tabi ki isterim. Nasip bu... Yaşa bakmıyor ki... Hem ben evlilik için hazır bir kızdım ailem için. Demek ki bir bildikleri varmış." dediğimde Salih Bey gözlerini kapattı. Kendi kendine bir şeyler mırıldandı. Ardından gözlerini açtı.

"Aybüke..." dedi. Devamını getiremedi. "Ben kendimi de, seni de günaha sokmak istemiyorum. Bu yüzden bir şey itiraf edeceğim ve cevabın nasıl olursa ona uygun davranacağım. Tamam mı?" Başımı salladım.

İmam SalihHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin