Derin bir nefes aldım. Aldığım nefes boşaydı. Çünkü kimse için önemli değildim. Yaşamayı seviyordum, ama böyle yaşamakta istemiyordum. Hayat acımasızdı. Canım yanıyordu benim. Yaşadığım hayat benim canımı yakıyordu. Daha doğrusu yaşamaya çalıştığım hayat.
Kulaklığımı takıp en sevdiğim şarkılardan birini açtım, "imkansız bir aşk denir"
Müzik içimi ısıtıyordu. Müzik açtığımda sanki bu acımasız hayattan kopuyordum.Yorulduğum için bir banka oturdum. Kulaklığımı çıkarıp çantamın içine koydum. Hava karanlıktı. Saat gece 00:00 olabilirdi. Ama Gece dışarı çıkmak bana iyi geliyordu. Çünkü ay geceleri acı çekenler için bir umut ışığıydı... her zaman ki gibi akşamları girdiğim depoya girecektim. Orası benim ikinci evimdi. Ağlarken kriz geçirirken hep oradaydım.
Tam kalkıcaktım ki depodan gelen garip sesler yüzünden durdum. Kaşlarımı çatarak depoya yaklaştım. Tam yanına gelince ise başımı uzatıp içeriye baktım. Ama gördüğüm şey yüzünden gözlerimi kocaman açıp elimle ağzımı kapattım.
Bir adam vardı yere diz çökmüş ağlayarak yalvarıyordu. Kime mi tam karşısında kafasına silah doğrultmuş siyah maskeli adama. Yutkunamadım. Sanki boğazım düğümlenmişti. Siyah maskeli adam "yalvarmayı kes!" Diye bağırdı. Adam daha fazla yalvarmaya başladı. Bir anda adam bana baktı. Sanki gözünde bir umut ışığı belirtmişti. "Beni kurtar" der gibi bakıyordu gözleri. Başımı sağ sola salladım. Yapamazdım.
Adamın gözlerindeki umut ışığı söndü. Bakışlarını tekrar siyah maskeli adama çevirdi. Gözünü sıkıca kapattı. Silahın önünde susturucu olduğu için fazla ses çıkmayacaktı. Ama yinede elimle kulaklarımı kapattım. Ve iğrenç bir silah sesi. Masum adamın alnından oluk oluk kan akmaya başladı. Ve sağa doğru yıkıldı. Buradan gitmeliydim. Hızla arkaya doğru bir adım attım ama ayağım teneke kutuya çarpınca depoda iğrenç bir ses yankılandı. Sırtımı duvara dayayıp dudağımı dişledim.
"Kim var orada" diye bağırdı birisi. Sanırım katilin köpeklerinden biriydi. Yurkundum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Kaçamazdım çünkü ayaklarım titriyordu. Yaklaşan ayak sesleri adamın buraya geldiğini gösteriyordu. Korku bedenimin her zerresini sarmıştı. Böyle ölmek istemiyordum. Daha doğrusu ölmek istemiyordum. Kolumda hissettiğim soğuk elle bakışlarımı yerden çektim. "Abi burada bir kız var" dedi kolumu tutan adam. "Getir" diyen ses sanırım katilin sesiydi. Adam beni kolumdan çekerek katilin önüne attı. Evet attı. Katilin yüzünde sihay bir bez vardı. Buyüzden sadece yeşil gözlerini görüyordum. Ama böyle bile yakışıklı olacağı belliydi.
Katil bana baktı. Yüzümün her zerresine gezindi gözleri. En son yeşil gözleri benim anlamsız kapkara gözlerimi buldu. Bana doğru bir adım attı. "Gece gece burada ne işin var" diye sordu. Cevap vermedim. "Sana bir soru sordum!" Diye bağırınca irkilip yutkundum. "Se-ses duydum"
Korkudan kekeliyordum... "demekki her duyduğun sese gitmeyeceksin" dedi kaşlarını çatarak. Yüzündeki bez yüzünden sesi boğuk çıkıyordu. "B-bana ne yapacaksın" dedim. "Bilmem" dedi "Acaba ne yapsam"
"Ö-öldürücek misin" diye sordum. Ölmek istemiyordum. Bir kaç saniye gözlerime baktı. Sonra ise gözlüğümü çıkardı. Hayır yani gözlüğümden ne istiyordu. Gözlüğüme bakarak cıkladı. "Seni öldürmücem" dedi
Yemin etsindi. Cidden öldürmüyecekmiydi. Gözlüğüm onda olduğu için bulanık görüyordum. Gözlüğümü tekrar takınca her şey daha iyi gözüküyordu. "Şimdi git ama" son kısmı özellikle vurguladı "eğer polise gidecek olursan bil ki hayatını cehenneme çeviririm" dedi. "Gitmem" dedim hızla. "Git hadi" deyince koşarak çıktım depodan. Dışarı çıkar çıkmaz Derin bor nefes aldım. Az önce ne yaşamıştım ben. Asla yaşamak istemediğim bir şeyi yaşamıştım.Her şeyi unutmak istiyordum. Arkama bile bakmadan oradan koşarak uzaklaştım. Umarım bir daha o yeşil gözlü canavarı görmezdim...
Evet canlar yeni bir kitap yazıyorum. "Katil" umarım beğenirsiniz. Hoşça kalınnn:))
