Yüzüme vuran güneş ışığıyla gözlerimi açmaya çalıştım. Elimi gözüme siper ederek gözlerimi araladım. Sabahları güneş hep benim odama vururdu. Ve ben güneşten nefret ederdim. Ayağı kalkıp lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra banyodan çıktım. Evde hiç ses yoktu. Ayaz'ın bu saatte kesinlikle kalkması gerekiyordu.
Etrafa bakındım, ama ayaz'ı göremeyince ofladım. Nereye gitmişti bu adam. Kapının çalma sesini duyunca irkilerek kapıya baktım. "Umarım ayazdır" diye mırıldandım sessizce. Kapıya doğru gidip kapıyı Ayaz olması umuduyla açtım. Gördüğüm kişi ayazdı evet ama bu çok farklı bir ayazdı.
Ayaz yüzü gözü yara içinde bana bakıyordu. Telaşla ona bakarken "ayaz" dedim endişeli bir sesle. "Ne oldu sana?" Diye sordum. Ayaz "birşey olmadı" deyip içeri geçince hemen peşinden gittim. "Nasıl olmadı ya, yüzünün halini görmedin sen herhalde" dedim kaşlarımı çatarak. Ayaz "sıla, ben bir katilim, ve sende bunu biliyorsun. Artık alış buna ben hep böyleyim" dediğinde gözlerimi devirdim.
"Otur sen burada. Ben ilk yardım çantasını alıp geliyorum" dedim ve birşey demesine izin vermeden ilk yardım çantasını almaya gittim. Onu daha fazla öyle görmek istemiyordum. İlk yardım çantasını aldığımda tekrar yanına gittim.
Ayaz bana yorgun gözlerle bakıyordu. Artık nasıl dayak yediyse nefes almakta zorlanıyormuş gibi bakıyordu. Yanına oturup "kim dövdü seni bu kadar" diye sordum. Ayaz zorla güldü "Mert" dediğinde ona şaşkın gözlerle baktım. "Mert mi?" Diye sordum şaşkınca. Ayaz "kavgada gözü görmüyor önüne gelene vuruyo o beni bu hale getirdi, ben düşmandan dayak yemem yediririm" dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Ayaz bana umursamaz gözlerle baksada umursamadım. Elimdeki pamuğa ilacı döküp dudağının patlamış kısmına bastırdım. Ama biraz sert bastırmış olucam ki Ayaz yüzünü buruşturdu. Telaşla "ayy özür dilerim ya bir anda oldu acıdımı çok?" Diye sordum. Ayaz "Hayır bir şey olmadı abartma" desede onu dinlemedim. Dudağındaki yaraya hafifçe üfledim. Bakışlarımı ona çevirince onunda bana baktığını gördüm. Ama bir değişik bakıyordu. "Ne?" Dedim kaşlarımı çatarak. "Ben küçükken minik yaralarıma üfleyince acısı geçiyordu. Senin ki geçmedi mi?" Diye sordum.
Ayaz bir şey demediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım. "Ayaz konuşma yetkilerini kavgada kaybettiğini düşünmüyorum" dediğimde Ayaz aydınlanmış bir şekilde bana baktı. Sonra ise güldü. "Ne o yoksa sen beni merak mı ettin?" Dediğinde alayla güldüm. "Ben mi seni merak edeceğim sadece sana yardım ediyorum. Ayrıca ben kimseye acımam" dedim son cümleyi vurgulayarak.
Ayaz "Eminim öyledir" dediğinde gözlerimi devirerek ayağı kalktım. Tam bir adım atarak gidiyordum ki bir anda kolumdan tutup beni aşağı çekince hiç beklemediğim bir şey oldu. Ben onun üstünde o ise benim altımda yüzlerimizin arasına yok denecek kadar az bir mesafe varken öylece kalmıştık. O bana baktı ben ona.
Şu anki pozisyonumuz kalp sağlığım için hiç iyi değildi. Yakınlığımızdan bahs etmiyordum bile. Ayaz kollarını sıkıca belime sarınca kaşlarımı çattım. "Ne yapıyorsun sen" dedim. Ayaz "Beni merak ettiğini söyle bırakıcam" dediğinde şok içinde ona baktım.
"Böyle bir şey olmayacak"
"Olucak"
"Olmayacak"
"Tamam o zaman o zaman bende seni bırakmam ve bu pozisyonda böylece kalırız" deyip belimi daha sıkı kavrayıca ve bu yetmezmiş gibi yüzünü yüzüme daha fazla yaklaştırdığında pes ederek ona baktım.
"Tamam seni çok merak ettim" dedim.
Ayaz gülerek beni bırakınca hızla kalktım. "Sana yardım edende kabahat siktir git kendin sar yaranı" dedim ve kapımı sertçe çarparak odama girdim. Bu adam citten çok ama çok garipti...
Selam canlar yeni bölüm geldi umarım sevmişsinizdir. Ama sanırım kitap bi yirmi bölümde falan bitecek. Çünkü okumalar aşırı az. Hoşça kalınn:))