oflayarak kulağıma fisildadı yanımda oturan efsa "hay yeter lan bu da bir türlü salmadı"
"mal sesiz olsana duyacak kadın şimdi"
"ya banane kardeşim dersin başında dedi daha,bu dersin sonuna doğru maç başlıyor erken gidersiniz siz diye dedi hani nerde hani"
tam konusacaktım ki arkamızdan öne doğru eğilen balca konuştu "bence kadnırdı"
"off off"
"oflamayı bırak artık mal"
"ayna canım"
Hocanın tahtaya yazdıklarını yazıyor bir yandanda efsa'nın oflamasını durdurmaya çalışıyordu.
"evet hanımlar buda son yazımızdı bunları yazıp sesizce gidebilirsiniz"
"şükür"
"anlıyamadım efsacım birşey mi dedin"
"he hayır hocam şu içmiştim ya az önce ondan sonea şükür elhamdülillah demeyi unutmuşum şimdi aklıma gelince diyim dedim"
diyen efsaya gülmemek için zor tutmustuk kendimizi,resmen hocayla birbirlerine sürekli zıtlasıyorlardı aynı küçük çocuklar gibi.
Bitirmiş olan mira ve lal ayaklanmış bizi beklerken en sonunda hepimiz yazıp spor salaonunun yolunu tutmuştuk
"sizce kim alır" diyerek soruyu yöneltti lal
"bence berabere kalırlar iki takımda sert oynuyor" dedi mira
"bence Anadolu alır fen lisesi kaybedecek bunda" dedi düşüncesini beyan ederek duru,hemen ardından ise balca ve alyada onu anayladı
Dah bahçede olmamıza rağmen sesler geliyordu sanırım biraz gecikmiş olmalıydık, içeri gridigmizde ise maç daha başlamamış takimlar yoktur hakem yerinde oğuz hocayı görünce gülerek selam verdik ve ilk önce Anadolu'daki arkadaşlarımıza morel vermeye soryunma odasına doğru ilerledik, kapıyı çalınca gir sesini duyar duymaz girdik.
"vay vay kimleri görüyor bu gözler ya" diyerek yanımıza geldi Alperen bize bakan tanımadıklarımızada kafamızla selam verdikten sonra bora,Ali, Hakan ve ulacda geldi yanımıza.
"maç basliyacak siz yenimi geldiniz lan" dedi hakan şakayla karışık
efsa atladı hemen,hocayı görecekti tabi. "hoca salmadı ki şam şeytanı lan bildiğiniz"
dediğinde bu sefer kimse tutamamış herkes gülmüştü.
"yer kalmadıysa napcanız"
bu sefer konuşan lal olmuştu."ayakta durcaz napıcaz başka"
Beş dakika daha kpnuştuktan sonra çıkarken tam karşımızda fen lisesi daha iki gün önce tanışmamıza reğmen dün Street racing yarışı yaptığımız arkadaşlar soyunma odalarından çıkmış bize bakıyorlardı,bı tık yanlış anlaşılmış olabilirdik belki biraz şüpheli ama bir tık.
Yanların ailerliyecektik ki hepsi bı anda ordan kaybolup hızla sahaya ilerleyince bizde ilerleyip en önde olan beş kişilik yere sıkışarak oturmuştuk,ve maç baslıyordu.
Son set oynanacaktı,her iki takımda birer set almış şuan ise puanlar dahi berabere yirmi dörte yirmi dortu cidden baya çekişmeli ve sert bir maçtı ama son sayıyı alacak takım herşeyi belirleyecekti elinde ki topla servis düdüğünü bekleyen bora düdüğü duyduğu andan beş saniye sonra servisi kullandı ve kaya manşet ile güzel karşılamıştı daha sonra Emre'ye pas atmıştı emre ise utluya göndermiş,utku ise son sayıyı alarak finale yükselmiş macı almışlardı.Cidden baya güzel ve cekismeliydi her saniye kalbimiz duracak gibi gizliyor deli gibi heyecanla atılacak her topa dikatla bakıyorduk ve anlaşılan şuydu ki haftaya bir motor yarisimiz vardı.
Ayaklanmış bizimkilere el kol yapmış fen Lisesi'nin doyum a odasına doğru ilerliyordu. kapiyiyacmamızı onaylayan sesi duyunce içeri girdik ve bize bakan soğuk ama beklentisi gözlerle karşılaştık hepsinde bı değişiklik vardı anlayamadığımız bir şekilde.
"tebrik ederiz çok güzel oynadınız ve cidden cok çekişmeli ve sert bi mactı" dedi Duru
"saol teşekürler" dedi yiğit ama ses tınısından belliydi birşey var gibiydi.
balca anlamış gibi konuştu "üzgün gibisiniz birşey mi oldu"
"yo hepimiz iyiyiz"
"evet evet mükemmeliz emrecancigim haklı balcacım teşekür ederiz bizi ziyarete geldiğiniz için çok mutlu olduk" diyen Ege'ye hepimiz tebessüm ettik,her zaman pozitif,mutluluk ile yaklaşıyordu ne kadar korkak ve çocuksuluk duyusu baskın olsada iyi birisiydi.
"o zaman haftaya bir yarışmamız var öyle degilmi" diyerek yeni klnu açtı Alya
"yok biz müsait değiliz" diyen kaan'a baktığımda göz göze gelmiştik.