Arkadaşımın bana önerdiği yetişkin içerikli bir oyunu oynarken uyuyakalmıştım.
Gözlerimi tekrar açtığımda başka bir dünyadaydım...?!
19 puanlı yetişkin romantizm simülasyon oyunu olan 'Break the Daffodil'de, imparatorluğun en güzel vücuda sahip kah...
Ç/N: Ortaya çıkabilecek bazı yanlış anlaşılmaları gidermek için, bu roman yabancı bir kitaptır. Ve burada sadece çevirisini okuyorsunuz.
Şimdiden iyi eğlenceler.
'Güncele gelene kadar her gün 2 bölüm yayımlanacaktır.'
İçerik uyarısı: müstehcen dil (s*xually)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
Gözlerimi açtığımda başka bir dünyadaydım...
Bu cümlenin benim gerçekliğim olmasını hiç beklemiyordum. Açık ağzımı kapatamadım ve açıklanamaz bir şekilde şu ana kadar yattığım soğuk taş zemini ve bir tür yapışkan demir kafesi hissettim. Kalın küf ve metalik kan kokusu burun deliklerimi deldi. Burası bir yeraltı hapishanesiydi.
"Neden buradayım...?"
Burada gözlerimi açmadan önce ne yaptığımı hatırlamaya çalışarak zonklayan kafamı tuttum.
Bir oyun. Bir oyun oynuyordum.
Arkadaşımın önerdiği "Break the Daffodil" adlı 19+ bir yetişkin oyunuydu. Eh, çok onurlu bir şey yapmıyordum ama yasak eylemlerde de bulunmuyordum. Sadece bana verilen içeriği takip ediyordum. Bana söylenenleri yapmanın ne zararı vardı? Anılarımı dikkatlice takip etmeden önce içten içe kendimi savundum.
Oyunu oynarken... erişte yiyordum...çok dolu hissederek bir an için yatağa uzandım ve oyunu açık bıraktım. Bu kadardı. Gözlerimi tekrardan açtığımda bu nemli ve soğuk yeraltı hapishanesindeydim.
Hatırlanacak pek bir şey yoktu.
"Hey, güzel bayan!"
Karşı hücreden yaşlı bir adamın çatlamış sesi yankılandı. Ayağa kalkacak enerjisi yokmuş gibi görünen yaşlı adamın yüzünde şiddetli mantarlar vardı. Sarı gözleri karanlıkta uğursuzca parlıyordu.
"Pantolonunu çıkar!"
"Ne?"
"Bana neye sahip olduğunu göster!"
"...Benimki mi göstereyim?"
Şaşkın bir sesle sorduğum zaman, yaşlı adam kıkırdadı, bir elini sıktı ve havada salladı.
"Benim için göster! Bu yaşlı adam için."
Hmm, o yaşlı adam aklını mı kaçırdı?
Sonra gözlerimin önünde mavi bir pencere belirdi.
1. (Kızarmak) Neden, neden bunu yapıyorsun! 2. (Güvenle pantolonları çıkarmak) Peki, al bak! Bu bedenin büyüklüğüne tanık ol! 3. (Hem üst, hem de altı çıkarmak) Sadece pantolonu mu çıkaracağım?
Önümdeki titreyen pencereye baktım. Bu... daha önce oynadığım oyunda görünen bir seçim penceresiydi.
