{5} Tehlike

8 2 22
                                    

İçimi bi korku sarmıştı. Tesisin alarmları kulaklarımızı yırtmak istercesine çalıyordu, Ebrar ve ben birbirimize korku dolu gözlerle bakıyorduk. "Gece noluyor" diye bağırdı Ebrar, sesini zor duyuyordum. Koridordan bağrış sesleri geliyordu, ve ardından tanıdık bir ses duydum, Doruk. "EBRAR AÇ KAPIYI ÇABUK ÇIKMAMIZ LAZIM BURDAN" diye bağırıyordu. Ebrar olduğu yerde ağaç gibi kalınca koşarak kapıyı açmaya ben gittim.

Kapıyı açtığımda ise Doruk panikle konuşmaya başladı. "Gece sende mi burdaydın Ulaz seni arıyordu her yerde, neyse hadi hemen çıkmamız lazım" diyerek Ebrarın yanına koştu ve elinden tutup koridora doğru yönlendirdi. "Neler oluyor Doruk bu alarm sistemi neden devreye girdi!" diyerek bağırmıştım. "Tesis'e birileri girmiş o yüzden hemen çıkmamız gerekiyor"



Bi bu eksikti gerçekten!!!



Doruk bizi koridorun en ucundaki duvarın önüne getirmişti. Ama burda kapı yoktu ki! Doruk duvardaki büyük taşı çevirmişti ve ardında duvar açılmaya başladı. Ebrarla şok olmuş bir şekilde birbirimize bakıyorduk. "Bakmayın öyle aval aval, hadi çabuk olun" diye azarlamıştı bizi hoşnutsuz köpek. Bazenleri onu anlamakta güçlük çekiyordum, hem bu kadar katlanılmaz hemde nasıl bu kadar beyfendi olabiliyordu ki?

Ebrar, "biz gidiyoruz ama bu kapı nereye çıkıyor?" diye sormuştu. "Tesisin arka tarafına çıkıyor, genellikle acil durumlarda kullanıyoruz" diye yanıtlamıştı Doruk. Baya bi ilerledikten sonra çıkış kapısına gelmiştik, artık o kadar bunalmıştım ki beş dakikalık yol bir ömür gibi geçmişti. Kapıdan çıktıktan sonra temiz havayı içime çektim.

Yeliz, "sonunda çıkabildiniz, başınıza bir şey geldi diye çok korktuk" tesisteki bütün herkes burdaydı. Sadece dolgun dudağı ve Berk'i görememiştim. "Şimdi nolucak peki?" diye sordum Yelizi incelerken. "Sorunun çözülmesini bekleyeceğiz ve güvenlik sayısını ikiye katlayacağız, bir de içere girmeye çalışanları bulmamız gerekiyor" diye yanıtladı.

Ebrar, "böyle durumlar sık sık oluyor mu?" Doruğa bakarak sormuştu. "Bir yıl önce olmuştu" diye yanıtladı Doruk.

Rana, "Berk ve Ulaz hala çıkmadılar mı bayadır içerler"

Doruk, "Nasıl daha çıkmadılar?"

Tam o sırada Ulaz ve Berk tesisten çıkmış yanımıza geliyordu. Yeliz koşarak Berk'e sarıldı. Şu an daha iyi anlıyordum, Yeliz ve Berk sevgiliydi.

"Hallettiniz mi?" Diye sordu Doruk. "Hallettik halletmesine de" tereddüt etmişti Berk konuşurken.
"Noldu?" Diye sordu Doruk, Berk ve Ulaz'ın yüzünü incelerken.

Ulaz, "İkiz katillerden biri burdaydı" diye konuştu. Ulaz'ın bu söylediği ile kanım donmuştu, bizi kaçıran katillerden birisi tesis'e kadar girebilmişti. Bu nasıl mümkün olabiliyordu? Bizi güvenli diye getirdikleri yer güvenli değil miydi yoksa. Korkuyordum. Hemde çok korkuyordum. Ben ölmek istemiyordum, her ne kadar zamanında intihara teşebbüs etmiş olsam da yaşamak istiyordum ben.

"Burda kalmaya devam mı edeceğiz bu şartlar altında" diye ciyakladım. Ben burda bir dakika bile kalmak istemiyordum, canımı sokakta bulmamıştım. "Güvenlik sistemini ikiye katlayacağız ve evet, burda kalmamak gibi bir lüksümüz yok" diye cevap verdi sinirli bir şekilde Ulaz bana. "Biz ölebilirdik!" Diye bağırdım sesimin çıktığı kadar. Ulaz üstüme doğru gelerek yüksek bir sesle bağırmaya başladı, "BURDAN BAŞKA BİR YER BİZİM İÇİN DAHA TEHLİKELİ NEYİ ANLAMIYORSUN!" Doruk hemen gelip Ulazı kolundan tutarak bende uzaklaştırdı.

~Kanlı Oyun~ (Seri 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin