Arkadaşlar yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum. şimdiden teşekkürler
Hiçbir zaman şansa veya tesadüflere inanmadım. İnsan çalışırsa bir yerlere gelir veya bir şeyler elde edebilirdi bana göre. Ben de bu sebepten hep çok çalıştım. Bu bazen çok yüksek ve dikenli bir dağı yalın ayak, çıplak elle tırmanmak gibiydi. Ayaklarım ve ellerim kanlar içinde kaldı, nefesim daraldı ama hiçbir zaman vazgeçmedim. Çünkü bu engelleri biz kendimiz için aşmazsak başkası bizim için aşamaz. Hayat her zaman çiçeklerle donatılmış düz yollar sunmuyor önümüze. Bazılarımızın önüne sıra dağlar, kör uçurumlar dikiliyor.
Ülkenin en meşhur mafya ailelerinden birinin kızıydım. Bir nevi bataklıkta doğmuştum. Âmâ bataklıkta doğdum diye çamura batmayı kabullenemezdim. Bu sebepten herkesten daha çok çalıştım çamura batmaktansa çiçek açmayı tercih ettim.
Şimdi doğduğum aileme ve çevreme rağmen ülkenin en meşhur avukatlarından biriydim. Adaletsizliğin karşına adalet kılıcıyla dikilmiştim artık. Yine de bazı gerçekler üzerimize vurulmuş bir mühür gibiydi nereye gidersek gidelim izi silinmiyor üzerimizden. Bazı acılar da aklımıza çakılmış bir mıh gibi seneler geçse de hep kalbimizi acıtıyor.
Daha on dört yaşında kendi kanıyla kaplanmış soğuk bir tabutta ölümü bekleyen küçük kızın tabi ki bir hesaplaşması olacaktı. İstanbul adliyesine geldiğimde bugün her zamankinden daha yoğundu. Nedeni ise ülkenin en ünlü çiftinin boşanma davasıydı. Ve davanın avukatlarından biri olarak, üstümde her zamandan daha çok göz vardı. Bir tane muhabir mikrofonu ağzıma kadar sokup
"Bilge Hanım müvekkiliniz Leyla Hanımın aldatıldığı hakkında çıkan haberler doğru mu? Neler söylemek isterseniz bu konu hakkında. "
"Arkadaşlar, müvekkilim ve dava hakkında size bilgi vermem doğru olmaz. Sizin de
bildiğiniz üzere davada yayın yasağı var. O yüzden şimdi izin verirseniz kazanmam gereken bir
dava var." dedikten sonra adliyenin dik merdivenlerinden çıkmaya başladım.
Davanın görüleceği salona geldiğimde Leyla Hanım salonun önünde panik halinde beni
bekliyordu.
"Bilge Hanım sonunda geldiniz ben de mahkemeye geç kalacağız diye korkmaya
başlamıştım."
"Merak etmeyin Leyla Hanım bu zamana kadar hiçbir davamı kaybetmediğim gibi hiç bir
davaya geç de kalmadım. "
Aslında normalde dava başlamadan yarım saat önce adliyeye gelip müvekkilimle davanın
üstünden geçip, müvekkilimi sakinleştirirdim ama bu dava hakkında son dakikada elime
geçen fotoğrafları almak için yardımcım Ahmet'le buluşmam gerekti. Ondan Can Bey ve
sevgilisinin otel odasındaki fotoğraflarını almam gerekti. Adliyeye geç kalmama değmişti. Bu
fotoğraflar sayesinde Can Bey'den yüklü bir nafaka ve bütün mal varlığının yarısını kolaylıkla
alabileceğiz. Fotoğraflar olmasa da mal varlığının yarısını almak benim için zor olmazdı. Ama
bu fotoğraflar işimi baya bir kolaylaştırmıştı bunu da kabul etmem gerekiyordu.
Bu fotoğraflar sayesinde işim erken bitecekti. Bu da demek oluyordu ki bütün öğleden
sonram boştu. Bu demek oluyor ki davadan kazandığım parayla göğüslerimi yaptırmak için
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Kalem.
Ficción General"Pişmanlık benim ruhumu terk edeli çok oldu. Ben bir savaşa girdiysem ya kazanırım ya kazanırım. Benim için diğer bir seçenek söz konusu bile olamaz. " Bazı insanlar adaleti Allahtan bekliyor. Ama ben onlardan hiçbir zaman olmadım. Ben adalet...