Bölüm 7

203 23 25
                                    


YEDİNCİ BÖLÜM

"Bitmeyen Atışmalar"

arkadaşlar kitabıma desteklerseniz emeklerimin boşuna gitmediğini gördüğüm için çok mutlu olurum.

Nazlı kapıyı açtığında içeri girenle gözlerim yuvalarından çıkacak gibi açıldı. Gözlerimi kapıdan çekmeden Atilla'ya "Dün akşam Serdar'la çalışmama konusunda yeterince açık olduğumu düşünüyordum. "

Serdar içeri girdiğinde Nazlı bunun burada ne işi var der gibi yüzüme baktı. Serdar en yüzsüz haliyle elindeki tatlı kutusunu Nazlı'ya uzatıp " Tatlı yiyelim tatlı konuşalım." dedi. Nazlı önce elindeki kutuyu alıp almamada kararsız kalsa da sonra elinden alıp zor da olsa tebessüm etti.

Atilla "Ben de birlikte çalışacağınız konusunda anlaştığımızı sanıyorum avukat. Birlikte çalışmaya başlarsanız ilerde şirketini açarken sana daha çok zaman kalır. "

Aslında söylediklerinde haklıydı. Serdar'la bu davada birlikte çalışırsak basit şeyleri ona yaptırabilirim. Bu sayede şirketimle daha fazla ilgilenirim. Söylediklerinde haklı olabilir ama Serdar'la çalışma düşüncesi içime fil gibi oturdu. Ona tahammül edebilir miyim bilmiyorum.

Serdar" Bizi her an bizi öldürecekmiş gibi bakmayı keser misin?"

Babam olacak o adama benzemekten korkmasam ikisini de öldüreceğim. Derin bir nefes alıp kollarımı göğsümde bağlarken. "Çünkü amacım o. Sadece önce hanginizi öldürmem gerekiyor ona karar veremiyorum. "diye karşılık verdim.

Serdar otururken Nazlı Serdar'ın aldığı tatlıları bir tabağa koyup yanında çayla servis etti.

Serdar çay bardağını alıp "Teşekkür ederim." dedi. Nazlı'yla arasındaki soğukluğu bitirmek için zeytin dalı uzatıyordu. Nazlı Serdar'ın zeytin dalı uzattığını fark ettiği halde umursamadan kaşlarını kaldırıp " Zehir zıkkım olsun. Umarım boğazında kalır." diye karşılık verdi. İşte benim çalışanım. Kendisine yapılan hiçbir şeyi benim gibi unutmuyor ve unutturmuyor da.

Nazlı çayları masaya bırakıp yanımızdan uzaklaştı. Masadan çayımı alıp arkama yaslandım. Atilla'nın söyleyeceklerini dinlemek için buraya geldiğine göre önemli bir şey söyleyecek olmalı. Serdar da benim gibi Atilla'nın söyleyeceklerini dinlemek için arkasına yaslandı.

Çayımdan bir yudum alıp imayla karışık "Yeni birini parçalayıp ormana mı attınız?" diye sordum. Böyle bir şey yaptılarsa hiç şaşırmam.

Atilla yaptığım imaya tek kaşını çattı. " Hayır, ben böyle basit hatalar yapmam avukat." Diye alttan alta tehdit etmeyi de ihmal etmiyordu. Ben artık Atilla'nın tehditlerine alışmaya başladığım için bir tepki vermezken Serdar yerinde korkuyla kımıldanmaya başladı.

Çayımı masaya bırakıp Serdar'a "Ne o, korktun mu? Mafya avukatı olurken ne düşünüyordun?"

Atilla belki şimdi şaka yapmış olabilir ama normalde böyle şeyler olmadığını düşünmüyorum. Atilla yeraltı dünyasının önemli isimlerinden biriydi. Onun için birini öldürmek çok zor olmasa gerek.

Serdar yutkunup " Korkmadım. Neden korkacakmışım ki?" dedi. Ama korkmadım derken bile sesi titriyordu. Onun gibi birinin Atilla'nın yanında çalışması büyük hataydı. Kendini benimle kıyaslayacak kadar aptal.

Atilla " Avukat, senden cesetle babanın arasındaki sorunu öğrenmeni istiyorum. "

Ne saçmalıyor bu? Babamla ceset arasındaki sorunu nasıl öğrenmemi bekliyor ki. Biri toprağın iki metre altında diğeriyse benimle konuşmuyor bile. Babamla ne ilgisi olduğunu öğrense ne olacaktı? Bunun davayla ne ilgisi var? Onun suçsuz olduğuna dâhil deliller var. Hapse girmeyeceği kesin gibi bir şey tabi babam başka bir şeyden başına bela olmazsa.

Kırık Kalem.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin