Mıstık Dede beni plastik hapishaneye koymaya çalıştı epey bir süre. Bir yere gideceksek yanında giderdim. Oraya girmeyi sevmiyorum. Bir şekilde uğraşa uğraşa soktu beni içine. Bu gidişte diğer malzemeleri almadı yanına. Geri dönecektik muhakkak. Çok fazla gürültü vardı yolda. Araba sesi, korna sesi ve yoldan geçen insan sesleri derken hiçbir şeye odaklanamadım. Sonunda daha sakin bir yere geldik. Güneşli bir gündü. Tatlı bir esinti vardı. Mıstık Dede beni ön koltuktan alıp hayvan sesleri gelen bir yere doğru götürüyordu. Diğer kediler "kaç buradan, gelme, iğne yapıyorlar..." gibi korkunç şeyler söyledi. İğne neydi acaba?
Yaralı hayvanlar vardı. Tüyleri kesilmiş kediler gördüm. Bir sürü değişik kokan mama vardı. Renkli oyuncaklar, sıra bekleyen insanlar, adına veteriner denilen beyaz önlüklü doktorlar vardı. Bir saniye, bir saniye Mıstık Dede beni doktora getirmiş. Birazdan bana bir şeyler yapacaklar büyük ihtimalle. Nasıl kaçabilirim diye etrafa bakıyorum. En doğru an hapishanenin kapısının açıldığı an diye düşündüm. Eldivenli bir köle kapıyı açar açmaz fırladım. Havada yakaladı beni. Isırdım kesik attım ama isabetli olmadı.
Mıstık Dede bir şeyler söyleyip beni köle doktor ile baş başa bıraktı. Ağzıma, kulağıma ve gözüme baktı. Gözüme tuttuğu ışık kör ediyordu neredeyse beni. Yazık olacaktı maviş gözlerime. Tartıya koyduğunda tekrar fırsat yakaladım kaçmak için ama hemen geri yakaladı. Sonra patimdeki tırnakları kesmeye başladı. Bırak diyorum, ağlıyorum, bağırıyorum ama durmuyor. Ucu sivri bir şey gösterdi bana. "Uslu durmazsan iğne yaparım." dedi. O anda anladım iğne neymiş. Beni teslim ederken "Biraz daha büyüyünce iğnelerini yaparız. Maşallah çok sevimli bir kedi." dedi. Eyvallah biz de biliyoruz sevimliyiz, güzeliz, prenses gibiyiz ama o sonra yapılacak iğne olmasa olmuyor mu?
Mıstık Dede öteki kediler gibi beni orada bırakmadı. Birlikte dolaştık biraz. Gölge bir parkta durduk. Oynayım diye dışarı çıkardı beni. Ama kırmızı tasma ile tutuyordu beni. Kaçacağımı hissetti sanırım. Çimenlerin içinden geçtim. Isırdım biraz, kokladım ve işaretimi de bıraktım. Ağaçların olduğu yerde yeni kesilmiş tırnaklarımı törpüledim. "Keşke beni şuradan salsan da ormanda yaşasam be Mıstık Dede..." dedim. Yanlış anladı ve "Tamam eve gidelim artık." dedi. Şans eseri doğal ortamıma gelmişim neden hemen dönmek isteyim ki? Olan oldu dönüş yolunda markete uğradı. Birkaç poşet ve oynamam için bana bir kutu aldı. Poşette ne vardı acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOCHA
Fiksi RemajaMocha ilk kölesini yeni kaybetmiş yaralı bir Sibirya kedisidir. Kaderinde ruh hali kendine benzeyen bir köleyle karşılaşmak vardır. Kendi hayatı az aksiyonluymuş gibi kölesi Ege onu birçok maceraya sürükler. Ege ile karşılaşıncaya kadar beş canını k...