Hayat denen şey şu zamana kadar benden çoğu şeyi koparıp almıştı
Hem de en olmadık zamanda en olmadık yerde
Heba olan çocukluğum
Keşke doğmasaydım dediğim gençliğim
Ölmek istediğim bin bir an ve yaşamak istediğim bir ömrüm vardıKüçükken herkesin bir hayali olurdu
Kimileri doktor kimileri öğretmen kimileri ise o çocuk aklıyla kedi olmak istiyorum derdiBenim şu zamana kadar tek bildiğim şey ise anne olmayı istememdi
Mükemmel hayatımın bir anında ise anne olma fırsatımın yarı yarıya düştüğünü öğrenmiştim
Acı bedenimin her bir hücresini kavururken ne gözümden bir yaş aktı ne kalbim katran bağladıÖylece kaldığımı hatırlıyorum doktorun karşısında
Kimsesiz ve yapayalnızdım
Elimde tuttuğum, üzerinde anne olma ihtimalinin artık yarı yarıya, kısmen daha da zor olacağını yazan kağıtlar vardıÖlmemek için artık sebebimin kalmadığı o an...
Ölümden beter, işkenceye eş değerDonuk bakışlarla baktığım doktorun yüzünü hâlâ hatırlıyorum
Ne de olsa ölüm fermanımı imzalayan bir kişi de oydu içimdeZaman geçti
Asla geçmez dediğim anlar gözümün önünden sanki ben yaşamamışım gibi birer sahne olarak gelip geçtiKaç zamandır kimseye diyemediğim ama içten içe hep inandığım o şey ise anne olmak için doğurmaya gerek olmadığıydı
Çiğdem sayesinde anlamıştım bunu
Benim güzel kızım sayesinde"Anne" demişti bana
Anne...
Belki bir gün der diye umut etmiştim hep
Çiğdemin dudaklarından acıyla dökülen bir kelime beni ancak bu kadar mutlu edebilirdiCihan susmuştu ama göz yaşları konuşuyordu
Ağlamıyordu ama ben görüyordumSalondakilerin yüzlerinde şaşkınlık
Benim yüzümde ise mutlulukÇiğdemi zar zor sakinleştirip tekrardan yatırdığımda uykuya dalmadan fısıltı şeklinde "Anne gitme" dediğini duymuştum
Doktorun yanında dökülmeyen göz yaşlarım şimdi intikam alırmışçasına dökülüyordu
Şimdi anlıyordum
Cihan bana hayat olurken Çiğdem ise nefes olmuştuUsulca yattığım yerden kalktığımda kapıdan bizi izleyen Cihanı gördüm
Boynuna sarılıp kokusunu içime çektiğimde yaşamanın bu demek olduğunu anladım
"Sonra konuşuruz sevgilim hadi gel." Deyip kolundan içeri doğru sürükledim
Benim içerde olduğum sürede demek ki Cihan çocuklara çay ve hazırladığım yiyeceklerden vermişti ki hepsinin önünde bir şeyler vardı
Onların yanına geçerken Cihan'a dönüp "Ne iyi ettin hazırladın sevgilim" dediğimde
Alp ağzı dolu bir şekilde gülmemek için zor dururken Emre konuştu
"Yenge sen gelmeyince komutanım 'Kalkın alın bir zahmet uşağınız var sanki' dediği için kalkıp hazırladık, sana da tabak yapmıştık da sağ olsun Alp yedi her şeyi."
Şaşırsam mı, ağlasam mı yoksa gülsem mi
Kocamda da misafirperverlik desen var
Herkes Emre'ye şok olmuş bakarken gülmeye başladım
İyi bilirdik Emre'yi
Karşısındakinin komutanı olduğunu bir anlık unutmuş olmalı ki şuan etrafa kabız olmuş gibi bakışlar atıyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜZBAŞIM / TEXTİNG +18
Teen FictionDudaklarımı öyle öpüyordu ki buna öpme diyemezdim. Resmen beni sömürüyordu. Alt dudağımı her ısırarak çektiğinde kendimden geçiyordum. Zevkten dudağını sertçe ısırdığımda hırıltısı dudaklarımın arasına karıştı. Bir eli başımın arkasında bir eli ise...