Cihan'ın anlatımıyla
Daha önceden askerlerim için aşındırdığım hastane koridorunu şimdi sevdiğim kadın için aşındırıyordum.
Öylesine zor öylesine acı vericiydi ki bu bekleyiş, baharıma kış getirmişti.
Canımın acıdığı olmuştu fakat bu can acısı da değildi. Bu bekleyiş benim ömrümde görmediğim, hissetmediğim şeyleri beraberinde getirmişti.
İnsanın canı acımadan da canı acıyabiliyormuş meğer, onca senelik hayatımda böylesine bir kalp sancısını çekmemiştim.
Ah benim güzel yüzlü Efsunum.
Benim biricik sevgilim.
Kim bilir nasıl da canı acımıştır nasıl da korkmuştur benim bir tanem
Aradan geçen beş saatin ardından açılmamak üzere kapanmış gibi duran o kapılar açıldı
Gözlerim hızla doktoru taradığında ne yüz ifadesinden bir şey anlamıştım ne de beden dilinden
Sonunda doktorunda gözleri beni bulduğunda maskesini çıkarıp "Hastanın yakını siz misiniz?" Diye sorduğunda hızlıca başımı salladım.
"Nesi oluyorsunuz?"
Dedikleriyle sinirlenip "Sadede gel doktor!" Diye bağırdım.
Bu çıkışımı beklemiyor olacak ki kaşlarını çattı ve konuşmaya başladı.
"Bıçak çok derine girmese de buraya gelene kadar haliyle fazla kan kaybetmiş. Kan takviyesi yaptık ama ameliyatın bu kadar uzun sürmesinin asıl sebebi bıçağın normal bir bıçak olmaması."
Bu sefer kaşları çatılan ben olmuştum.
"Nasıl yani, ne diyorsan açık de."
"Efsun hanımın beline saplanan bıçak özel yapım bıçaklardan, anlayacağınız üzere o bıçaklarda ülkemizde yasaklı. Deri altına girdiğinde değişik şekiller oluşturarak kesik açılır. Dışardan bir bıçak yarası gibi dursa da içeriyi parçalayan bir bıçak. O sebeple dikişleri çok zor atıldı ve hasta fazlasıyla kan kaybetti. Şuan ise durumu iyi sadece tedbir amaçlı bir gece yoğun bakımda kalacak ardından durumu iyiye giderse odaya alırız. Efsun hanımı birazdan çıkarırlar şimdiden geçmiş olsun."
Doktor hiç durmadan konuştu ve o her kelimesinde içimdeki alev harlandı.
Bunu benim canıma, güzelime, Efsunuma kim neden yaptı bilmiyorum ama öğrendiğimde o şerefsizi ölü de olsa tekrar öldürecektim.
...
Karşımda ki yatakta sanki cansızmış gibi yatan benim sevdiğim kadındı.
Nasıl olurdu da yalnız bırakırdım onu?
Neden Cihan neden?
Sevdiğin kadın acı çekerken belki de yardım çığlıkları atarken sen nerdeydin?
Neden hissetmedim?
Sevdiğim kadının canı yanmıştı.
Benim canımın canı yanmıştı ve ben engelleyememiştim.
Saatlerdir gözlerimi dahi kırpmadan baktığım camdan beni ayıran Emre oldu.
"Komutanım bak doktorlarda dedi iyiymiş yengemin durumu yorma daha kendini lütfen!
Hem yengem seni böyle görse üzülmez mi sanıyorsun?"
"Emre, koçum yürü git başımdan."
"Abi yeter artık yeter! Dünden beri kendini suçladığını görmediğimi mi zannediyorsun? Senin suçun değildi. Bunu sana gerekirse yüzlerce, binlerce kez söylerim. Senin suçun değil. Haberin bile yoktu."
Alnımı cama yaslayıp mırıldandım.
"Emre canımın canı acıyor. Suçlu nasıl ben olmam?"
Verdiği derin nefesin sesini duyduğumda başımı kaldırıp ona baktım.
Omzuma hafifçe vurup "Kendine gel komutan! Yengem seni böyle görürse asıl o zaman suçlu olursun." Dediğinde dudağımın sağ tarafı hafifçe yukarı kalktı.
"Efsun beni suçlu görmese ne olur ben kendimi suçlu gördükten sonra?"
"Emin misin?" Diye sorduğunda anlamlandıramadım ve kaşlarımı çattım.
"Yengem her dediğini duydu valla abi işiteceğin azarı sen düşün ben seni uyardım."
Emre'nin söyledikleriyle bakışlarımı sevdiğimin yattığı odaya çevirdiğimde kaşları çatık bana baktığını gördüm.
Hızlıca odaya girip ona sıkıca sarıldığımda kokusu doldu burnuma.
Ve işte o zaman nefes almaya kaldığım yerden devam ettim.
Güzel sesiyle cümlelerini dudaklarının arasında misafir etti.
"Senin suçun değildi sevgilim. Hiçbir zaman senin suçun değildi. O suç ailemin suçuydu."
HELLLOOOOOOO GENÇLERRR
KIZ ÇOK YOĞUNUM
Gecenin bu saatinde sırf siz bölümü daha fazla merak etmeyin diye yazıyorum
HEM DE TELEFONDANNNN
ALLAHIM AĞLIYCAM ŞİMDİ
NEYYYSSSEEE
OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM KIZÇELERİM
ÇOK ÇABUK BÜYÜYORUZ TÜM DESTEKLERİNİZ İÇİN SONSUZ TEŞEKKÜR EDERİM Bİ HATAM OLDUYSA KUSURUMA BAKMAYIN
HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUMMM
:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜZBAŞIM / TEXTİNG +18
Novela JuvenilDudaklarımı öyle öpüyordu ki buna öpme diyemezdim. Resmen beni sömürüyordu. Alt dudağımı her ısırarak çektiğinde kendimden geçiyordum. Zevkten dudağını sertçe ısırdığımda hırıltısı dudaklarımın arasına karıştı. Bir eli başımın arkasında bir eli ise...
