Yorum yapmayını skrm ama🎀
━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━
Oldukça boğuk bir ortam da derin bir şekilde uyuyan küçüğünü seyrediyordu kızıl. Tüm bedenini küçük kollar ve ince bacaklar sardığı için ses çıkaramıyordu da. Boynuna vuran sıcacık nefes ve içinde bulunduğu durumun heyecanı onu terletmeye yetmişti. Çıplak teni soğuk için yalvarıyordu ama onun kımıldamaya niyeti yoktu. En ufak bir hareketi yüzünden yorgunluktan bayılmış halde uyuyan küçüğüne rahatsızlık verebilirdi. Sabrediyordu. Yeterince uzak kalmışlardı hem, ona iyi geliyordu.
Olabildiğince yavaş şekilde kolunu kaldırdı. Diğer kolu mavi saçlıya yastık görevi görüyordu. Uyuşmuş halde ki kolunu da küçüğünün suratına dökülmüş gece mavisi tutamları çekmek için kullanıyordu. Tutamları kulağının ardına doğru ittirirken açılan yüzünü inceledi sakince. Parmak uçları arada sırada süt beyazı tenine değiyordu. O kadar hafifti ki dokunuşları, mavi saçlının gıdıklanmasına neden oluyordu. Biraz mırıldanıyor, sonrasında tekrar uykuya dalıyordu. Kızıl onu izlerken düşüncelere daldı. Ne kadar da güzeldi öyle, bembeyaz teni, dolgun yanakları, uzun kirpikleri, şekilli kaşları, hafif aralık kalmış kıpkırmızı kiraz rengi dudakları..
Düzenli nefes alışverişleri normal bir uykunun ortasında olduğunu göstergesiydi. Kızılın onu uyandırmaya niyeti yoktu. O ne zaman uyanırsa o zaman kalkamayı planlıyordu. Ne de olsa hafta sonuydu. Bolca vakitleri vardı ve kızıl bu zamanların hepsini ona harcamak istiyordu.
Ne kadar doyamayacağını bilse de.
Küçük olan da diğerlerinden daha fazla hareketlilik olunca yüzünden dolaşan elini beline indirdi büyük olan. Yavaş hareketlerle okşuyordu elinin altında ki yeri. Ferah bir yatak odasındaydılar, etraf camla kaplıydı. Bulundukları bölge de kendilerinden yüksek bir bina yoktu, insanların onları görebileceklerinden çok daha yüksekteydiler. Bir tarafı deniz manzarası sunarken, diğer tarafta şehir eşlik ediyordu odaya. Güneş ışıklarının bolca değdiği bir ortamdı. Mırıldanarak uyanan küçüğü gözlerini açmaya çalışırken anında suratına çarpan güneşle beraber elleri sarmaladığı yerleri bırakarak direkt gözlerini korumak için havalandı. Alışmadığı için acı veriyordu. Sertçe ovaldığı gözlerini umursamadan yüzünde ki ışıklara bir küfür savurdu. Hala farkında değildi tabii nerede ve kiminle olduğunun. Gülümsedi kızıl, oldukça tatlı geliyordu bu halleri. Ama o gittikten sonra bozulan ağızı hoşuna gitmedi. O hariç çevresinde ki kimse ağzına argo kelimeler alamazdı.
Küçüğüne kötü örnek oluyorlardı.
Evde ki iki aptal yüzünden diye düşündü. Siyah saçlının bazı önemli durumlarda kendini tutamadığı oluyordu. Ağzına ne gelirse söylüyor, edepsiz şeylerden çekinmiyordu. Kahve saçlı sevgilisinin utangaçlığı bu durumu daha da körüklüyor, yatakta ki hakimiyetini kanıtlıyordu. Anlaşılan küçüğü bu tür durumlara çok düşmüştü onun yokluğunda. İpleri eline geri alsa iyi olurdu. Aksi halde küçük olanın masumiyetinin bozulmasına alsa izin vermezdi. O her zaman bir bebek olacaktı, koca bir bebek.
Ovaladığı gözlerini açmaya çalışırken güneş ışığına alışmadığı için kısıktı mavi saçlının. Arada geri kapanıyordu. Sürekli esniyordu, belli ki hala uykusu vardı. Bayağı yorucu bir yolculuk yapmıştı ama dün gece yorgun değilim diye inatlaşıyordu. Sırıtışı hafif kıkırtılara dönüştü büyük olanın. Suratında ki ellerini eski rahat yerlerine koymak için kaldırdı ama hissetiği sıcak tenle beraber kapalı gözlerinin üstünde ki kaşları çatıldı. Dokunduğu yerden emin olmak ister gibi ellerini gezdirdi bir süre. Evet, elinin altında sıcacık bir beden vardı, üstelik oldukça yapılı ve sertti ısısına nazaran. Sonunda elleri taş gibi göğüslerin orada değdiği tomurcuklarla durdu. Tam avuç içlerinin ortasındalardı.
