☆2 •sarışın• 2☆

52 6 10
                                    

Hwang'ın anlatımıyla
Kadere inanır mısınız? Ben inanırım. Fakat kaderin bu zamana kadar karşıma hiç aşık olacağım birini çıkardığına inanmam. Ben Hwang Hyunjin, hiç aşık olmadım. Doğru söylüyorum çünkü ben kesinlikle tek gecelik ilişki adamı değilim ve eğer ki gerçek aşkı bulsaydım şu an yanımda olurdu. Ah size nerede olduğumdan bahsedeyim.

Şu anda kendi işlettiğim kumarhanenin içerisinde   bir masada oturuyorum. Karşımda çok büyük bir şirketin sahibi benim mekanım olduğunu bilmeden kumar oynuyor. İhtiyacım olan şey paraları değil tabii ki. Oh bir saniye..

"Bay Hwang, siz ne dersiniz bu konu hakkında?"

"Kusura bakmayın Bay Choi, dikkatimi vermedim. Tekrar eder misiniz sorunuzu?"

"Elbette. Şöyle düşündük; bu el başlamadan önce yanımızda bize eşlik etmesi için etrafımızdan bir kişi seçeceğiz. Davet ettiği kişi ilk sıkılan ve kalkan kaybeder. Nasıl?"

"Hay hay efendim. O zaman sizden beni beklemenizi rica ediyorum. "

"Zaman sizin Bay Hwang."

Resmiyet ne kadar sevgisizliği gizlese de Choi iğrenç bir adam ve bunu kaybedersem eline dalga kozu bırakmış olacağım. Kumarhanemin üst katında bir bar var. Oradan bulabilirim herhalde değil mi?
...

Yukarı kata çıktım ve etrafıma baktım. Fakat tek gözüken kimse yoktu. Biraz içmenin zararı olmaz diyerek baristanın yanında yaklaştığımda gözüme biri çarptı. Sarışın uzun saçlarını arkadan küçük bir topuz toplamış, bordo saten crop tarzı taşlı gömleğiyle ışık saçıyordu resmen. Altına giydiği siyah saten bir kumaş pantolondu ve ayakkabıları gömleğiyle aynı renkteydi.

Söylemeyi unutmuşum. Aslında modellik yapıyorum. Bu yüzden kıyafetleri çok dikkatimi çekti. fakat fenomenlerin dünyasında çok dikkat çektiğim için düşmanlarım fazla. Ben ise bunu engellemek için düşmanlarımı kumarhaneme davet ediyorum ve onlara senetler yapıyorum. Koz olsun diye ;)

Nerde kalmıştık? Sarışın çocuk. Barmene seslendim ve sarışının yanına oturdum. Onlu tekila sipariş verdim. Tam cesaret edip konuşmaya başlayacaktım ki arkasından açıkta kalan beline iki tane el sarıldı ve bunu yapan kişi çenesini sarışının omzuna yasladı.

O an gelen şokla ayağa fırladığında gözüme bir şey çarptı. Keşke çarpmasaydı.

Taşlı bel zinciri ve altından gözüken göbek deliği piercingi..

Sarışın mutlu ve heyecanlı bir şekilde yanına gelen kişiye sarılırken gözüme çok tanıdık gelen birisi daha geldi. Bu sefer beklenmedik bir şey daha oldu. Sarışın o adamı görünce sıkıca sarıldı ve yanağını öptü.

Sevgilisi olduğunu anladığım için tekilaları ikram edip ayrılmayı düşünüyordum. Ayağa kalktığım an birisi bana seslendi.

"Hwang seni görmek ne güzel! Burada takıldığını bilseydim daha sık uğrardım. Naber?"

Arkamı dönüp seslenen kişiye baktığımda sarı saçlı çocuğun yanağını öptüğü kişi olduğunu gördüm. Zaten tanıdık gelmişti ama çıkaramamıştım. Birde nasıl olduğumu soruyordu.

"Kusura bakmayın fakat çıkaramadım. İsminizi öğrenebilir miyim?"

"Lee ben. Lee Minho. Japonya'da beraber çalışmıştık. Ne çabuk unuttun."

Lee Group'un varisi Lee Minho. Çok eğlenceli fakat dışarıdan buz gibi bir adamdı. Hatırlamıştım.

"Nasıl unuturum. Sadece çıkaramadım kusura bakma lütfen. İyilik işte ne yapayım. Aslında ben sarı saçlı beyefendiye bir şey teklif edecektim. Fakat sevgilisi sensin sanırım. Ben gideyim."

ALLEGATION /HYUNLIXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin