Yorum ve oylarınızı bekliyoruz♥️🧡
Seni görünce söyleyeceklerimi unutuyorum.
Seni, senin hudutlarının dışında seviyorum.Nazım Hikmet RAN
☁️
Sevgili günlük;
Bugün Vural' la aynı güne uyandım.Eğer bugün bir yazı dizisine başlayacak olsam ilk cümlem bu, ilk hissim ise sayfaları köşelerine kadar dolduracak olan heyecanım olurdu. Daha gözlerimi araladığım ilk anda aklım Vural' a koşmuş ve ardından ondan gelecek bir haberle telefonuma uzanmıştım. Bir mesaj ya da çağrının olmamasına ne yazık ki demeyecektim, çünkü ben dün akşam itibariyle bunlardan çok daha fazlasına sahiptim.
Ben, Vural' la aynı apartmanda uyandım.
Şu an tam da alt katımda o vardı. Belki ayağımı sertçe yere vursam beni duyar, yahut camdan seslensem beni sesimle cama çıkardı. Ona bir adımdan daha fazla yakındım, iç çekişim bu sebeple beni gıdıkladı.Kapım aralandı ve annem, "Nazenin." fısıltıyla konuşuyordu. Gözlerimi ovuştururken yatakta oturur hale geldim. "Günaydın anne." Bu sabah ekstra mutlu uyanmamın dışında alelade bir sabahtan hergangi bir farkım yoktu.
"Günaydın annem, ben çıkıyorum. Sen kaçta gidecektin?" Bugün dersim öğleden sonraydı, "On bir gibi çıksam yeterli." Tahmin ediyorum ki Alaz ve babam çoktan gitmiş olmalıydı, annem de çıkmak üzere "Tamam annem, saat sekiz. İstersen biraz daha uyu." Uykumu almıştım, daha fazla uyumak istemiyordum. Bacaklarımı yataktan sarkıtıp bununla ilgili birkaç cümle kurdum.
Zamanın hoyratça tüketilmemesi gerektiğiyle ilgili bir çok makale okumuştum. Bunları her daim destekleyen fikirlere ve fillere de elbette ki sahiptim.
"Tamam o zaman annem. Dur, senin için güneşliği açayım." Gece yatarken kapatıyordum, arada hayli mesafe olsa da karşı apartmanda gözleri iyi gören bir birey tarafındam izlenmek istemezdim.
Annemin güneşliği çektiğinde odaya vuran ışığın içimi derin bir huzura kavuşturduğunu söyleyebilirim, gözlerimi yumdum. Ardından elini yüzüme yaslayıp başımı öptü "İyi dersler anneciğim. Beni haberdar et." Muhakkak, anneme evden çıkarken ve derslikte haber verecektim. Dudağımın kenarı usulca salındı "Sana da iyi işler."
Annemin ardından ben de ayaklanıp odamda ilerledim. Günün hangi saatinde Vural ile denk geleceğim bir muammaydı, belki de gelmezdim ama ben yine de içimde varlığını sürdüren güzel hisleri uzun bir vakit sürdürecektim. Çünkü; onunla benim aramda bir mesele vardı ve bu mesela vazomdaki turuncu güllere kadar uzanıyordu.
Gözlerim güllere ilişti, güzel güller, mis gibi kokan güller.. Hangi bahçenin demetiydi? Parmakarımı yapraklarına dokundurup onları okşadım, sevdim, kıyamadan öptüm...
Vural; seninle boş ve isli bir yolda bile peş peşe ilerlemek bana harikalar diyarında sonsuz bir patikayı andırıyordu.Onunla uzun uzun bir hayali düşlemek isterdim, zira bu hayal; çoğu zaman yersiz bir iç çekişten daha iç gıdıklayıcı olabilirdi.
Vural...
Adı, sanı, varlığı; yokluğuna dek izleri, her daim benimle var oluyordu. Gecem, peşi sıra gündüzüm her daim bir yanı peşinde aklım...Annemden sonra yogamı yapıp hızlı bir duş aldım. Ardından da kahvaltı yapmak üzere evde ekmek olmadığını fark edince hazırlanıp çıktım. Duş aldığım için daha fazla acıkmıştım ve bu sabah canım taze ekmek istiyordu. Çelik kapıyı çektim. Yol boyu Şafak ile konuşabilirdim aslında ama adım kadar eminim ki o daha uyuyordur. Uyku düzeni konusunda çok farklı iki insandık; Şafak' ın hayatı gece, benim ise gündüz başlıyordu. Tıpkı karakterlerimiz gibi; elbette ne olursa olsun Şafak benim için çok değerli bir arkadaştı, bazı aydınlık yanlarımı ise tamamlayan gecedeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEFTUN - Son Düş
Romance☁️ +İnsanın kaderi alnında yazıyormuş. Senin alnında yara var, ben sende yara mıyım Vural? -Hayır Nazenin, insanların kaderi avuçlarında yazıyor. Benim avuçlarımda da senin yüzün var.