Bölüm 11☁️

705 126 45
                                    

Bebeklerim💞
Bazılarınız instagramdan yaptığım açıklamayla biliyorlar ki işe girdim ve her anlamda yoğun bir dönemden geçiyorum🧡 Bu dönemde dahi elimden geldiğince bir şeyleri tamamlamaya çalışıyorum. Sizden tek isteğim şu süreçte lütfen yorumlarınızla bana destek olun ve beni motive edin ;((

Sizi seviyorum♥️
Keyifli okumalar


                              ☁️

Güneşin henüz tam olarak güne ait olamadan aydınlattığı odam isli bir alanın var ettiği korkutucu ambiyansı dağıtmaya yetmiyordu. Ter damlaları göğüslerimin arasından yol izlemiş, korku dolu soluklarım onları biraz daha aşağıya itiyordu. Dirseklerimin üzerinde korkuyla doğruldum ve ter damlam kulağımın arkasından saç diplerime ulaştı. Bir misal her tarafım kan revan, bedenim is dolu ter yumağıydı.

Gecelerden bu yüzden hoşlanmıyordum. Başıma gelen bir felaketi nasıl bertaraf ettiğim konusunda bir hatırım yoktu fakat çok korkmuştum ve bu korku hala göğüs kafesimi dağlıyordu. Gözlerimi yummak buna bir çare değil, açtığımda ise ürperti tüylerimi diken diken yaptı.

Henüz hala bir ayağımız gecedeydi, kalkıp güneşliği açmak istesem de kalktığım vakit ayaklarıma karışacak olan canavardan korktum. Hala rüyanın etkisindeydim, karmaşadan kurtulmuş olmam elbette hayli rahatlatıcıydı ama yine de... Kendimi yatağa gelişi güzel bıraktım, böylece ensemin ıslaklığı yastığıma bulaştı.

Karmaşık bir düzende; gözlerim hala anın varlığına tam olarak açılamamış, bir rüya kafesinin içindeydim. Kalbim farklı bir konuda fazlaca ısrarcıydı, aklımda eşsiz ninniler birbirlerini pışpışlıyor. Ben nasıl böyle bir güzelliğe kirpik kapatayım?
Telefonuma uzandım, Vural arasın isterdim ama saatin erken olmasından kaynaklı ekranda ne bir çağrı ne de ona ait mesaj vardı. Ben aramak istedim, saat beş kırk beş. Telefonu hoşnutsuz bir ifadeyle yerine bırakıp pikemi üzerime aldım, bu saatte ona ulaşmamın bir abesliği olurdu, kalkıp bir duş alsam en iyisi.

Hem, Vural' a ulaşsam ona ne söyleyecektim? Hatırlayamadığım bir kabus beni uyandırdı, içimde yalnızca bir korku vardı ve ben de sana gelmek istedim mi? Bunun olmasını çok istesem de yapamazdım, ikimizin arasında kabul görünen durum beni bu noktada bile durduruyordu.


Yeniden uyumak istemiyordum. Sessiz geçen dakikalar sonra yatağımdan kalkıp önce perdeyi çektim ardından camı açınca yüzüme çarpan serin hava beni kendime getirdi. Ben bu sabah bugüne aitim. Bu serin sokakların bir parçasıyım, sıcağın eşiyim soğuğun esiriyim. Hani derler ya; ben ayaza bir adım öteyim.

Gözlerimi ovuşturup çiçek yaptığım kollarımı soğuk mermere yasladım. Başımı kollarıma eğmiştim, gözlerimi yumdum. Bugün okula gideceğim, sonrası için bir planım yoktu. Eğer Vural hala fikrini değiştirmediyse eğer, yani belki, emin değilim; Belki onunla bir şeyler yapardık.

"Nazenin?"

Gözlerimi tanıdık bir sesin aceleci olduğu kadar soğuk tonuna aradım. Vural, alt kattaydı. Elinde bir sigara, kaşlarını çatmış şaşkınca bana bakıyordu. Yukarıya doğru kaldırdığı başını santimle ne var der gibi sağa hareket ettirdi. Gözlerim bir an sigarasına gitti, üzerinde beyaz bir gömlek siyah pantolon. Başımı yavaşça kaldırdım, "Günaydın." Belli ki o hiç uyumamış "İyi misin?" Dedi sakince, yüzümü hoşnutsuzca biraz kıstım. "Kabus gördüm." Kaşları daha da çatıldı, duraksadı ama tüm bunlar neredeyse  ağır çekimde olurken gözleri yüzümden hiç gitmedi.

Sesine ihtiyacım varmış, yüzüne "Sadece bir rüya, korkma." Korkmuştum, ama şimdi tüm o boğuk evrenden Vural' ın sakin, korunaklı yuvasına bakarken her şey geçti. Ona başımı salladım, "Hıhm." Güvendeyim, her manada.
Kendimi hem çok hafif, hem de şiir gibi hissediyordum. Bazen çok eski bir hikaye, iki insanın bir yolcu vapurunda günlerce denk gelip evlendiği o naif hikaye...

MEFTUN - Son DüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin