7, kendime itirafı(m)

373 34 22
                                    

Bacak arasında olduğum bedenin kurduğu cümle ile son bir ısırık bırakıp başımı kaldırdım. Başımı salladım, kısık gözlerimle. Onaylamam üzerine Jungkook, kalçamdaki ellerini biraz daha aşağı indirdi ve kendisine göre ufak olan bedenimi kucaklayarak ayağa kalktı. Bar ortamı nedeniyle kimseden utanmıyorduk, ki kimse de bizi umursamıyordu zaten. Üst odaların ne için kullanıldığı belliydi ve çoğu kişinin hedefi orasıydı. Etrafı incelerken Jungkook boynumu öptü art arda. Düşme korkusuyla Jungkook'un ensesindeki saçlarından tutup çektim.

"Önüne bak." Jungkook gerilen dudağı ile son birkaç öpücük daha bıraktı ve sonunda merdivenlere ulaştı, öpücükleri son bulmuştu. Üzerimden çekilen ilgiyle somurttum, ama karşılık olarak gelişigüzel yüzünün her noktasını öpmeye başladım. Jungkook kıkırdadı, "Rahat dur. Düşersek benim hatam olmaz." Dediklerini umursamadım ve omuzlarımı silktim, ardından boynuna yöneldim. Bir noktayı gözüme kestirerek emmeye başladım.

Boş oda arayan Jungkook en sonunda koridorda bulduğu odaya girdi. Bedenimi kapattığı ve kilitlediği kapıya yasladı. Hala aynı noktayı emiyordum, birkaç gün geçmeyeceğinden emin olmaya çalışıyordum, sanki girdiği ortamlarda birisiyle olduğunu anlatmaya çalışıyordum. En sonunda kafamı kaldırdığımda Jungkook hemen dudaklarımızı buluşturdu. Ağzımdan küçük mırıltılar çıktı. Rahat olabilmek için kafamı biraz yana eğdim.

Jungkook, üst dudağımı emerken ben ise alt dudağını birkaç kez ısırmıştım bile. Buna karşılık olarak Jungkook üst dudağımı sertçe ısırdı. Acıyla karışık aldığım zevk nedeniyle inlemiştim, Jungkook ise hemen açılan ağzımın içine dilini sokmuştu. Ağzımın içindeki dili emmeye başladım, Jungkook memnun şekilde mırıldandı. Nefeslenmeye ihtiyacım olduğu için saçını çekerek uzaklaştırmaya çalıştım onu. Birbirimize bakarak hızlı hızlı nefes almaya başladık, uzun soluklu öpüşmemiz dağılmamıza yetmişti. Jungkook hemen kendine geldi ve boynum ile kulağım arasındaki bir yeri yalayıp emmeye başladı.

Bu sefer Jungkook'un saçlarına kendime bastırmak için tutundum, içimdeki hazzın daha fazlasını istiyordum. Oradan kulağımın altına uzanıp oradaki ince deriyi emen bedenle zevkle inledim. Jungkook tüm hassas noktalarımı ezbere biliyordu ve yüksek inlemem ile keyiflendiğini belli eden, gerilen dudağını hissedebiliyordum. Oradaki işini bitirince kafasını kaldırdı. Yine dudağıma yöneldiğini fark ettiğimde direkt ağzımı açtım ve ağzımın içine Jungkook'un dilini kabul ettim. Jungkook, diliyle ağzımı talan ederken kollarımı ve bacaklarımı sıkarak onu kendime bastırıyordum.

Kasıklarımda sertleşmiş penisi hissedebiliyordum ve bu daha çok hoşuma gidiyordu. Jungkook kendimi ona bastırmamdan hoşlanmış olacak ki arada sert hareketlerle kendini bana itiyordu. Birbirine dolanan dillerimizi Jungkook ayırdı ve tekrar üst dudağımı emdi. Karşılık almaya başladığında birkaç kez kalçamı sıktı ve kucağında beni zıplatarak kapıdan ayırdı. Yatağa doğru ilerledi, yatağa oturduğunda kalçamı sıkarak penisinin üzerine oturttu beni. Hemen altımdaki şişkinliğe sürtünerek dudaklarını öpmeye devam etmiştim tekrardan. Karşılık alamadığım için mızmızlandım. Öpmeyi kesip suratına baktığımda surat ifadesinden hiçbir şey anlayamadım.

"Ne oldu? Karşılık versene! Canım acımaya başladı, Jungkook, lütfen." Canımı cidden sızlaması üzerine neredeyse yalvarmıştım. "Yok bir şey." Sanki hiçbir şey olmamış gibi ellerini pantolonumdan ve iç çamaşırımdan içeri sokmuştu. Kalçamı oynatmaya başladı elleriyle, az önceki olayı umursamamaya çalışarak Jungkook'a yardımcı olarak sürtünmeye başladım altımdaki penise. Jungkook'un kalça arama giren eli nedeniyle parmak uçları deliğime sürtünmeye başlamıştı, bu yüzden inlemelerim artmıştı.

Jungkook artan inlemelerimle biraz daha hareket ettirdi parmaklarını. Biraz orada oyalandıktan sonra tekrar ayağa kalktı. Arkasını dönerken ufak öpücüklerimi bırakmıştım yüzüne. Beni yatağa uzandırdı ve dizleri üzerinde durarak üzerime eğildi. Jungkook hızlı hareketlerle gömleğimin düğmelerini çözdü ama gömleği üzerimden çıkartmadı, sadece önünü iyice açtı. Bu anı bekliyormuş gibi dudakları aldığım zevkten dolayı dikleşmiş ve pembeleşmiş göğüs ucumu bulmuştu. Sağdakini ısırıyor, emiyor ve öpüyordu. Soldakini ise parmaklarıyla sıkıyor ve arada tırnağını batırıyordu. "Jungkook!" Dudaklarım arasından çıkan ismiyle daha da hızlanmıştı, aldığım zevkle inlemelerim de hızlandı.

flowers, taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin