15, final

96 6 0
                                    

"Sevgilim," Yanımdaki çıplak bedene sardım kolumu. Hala uyanmamıştı ama canım acıdığı için göğsüne vurdum birkaç kere. "Jungkook!" Kulağın dibinde bağırmam ile uykusundan korkuyla uyanan Jungkook anlamsız bakışlarını bana çevirdi. "Efendim güzelim, ne oldu?" Sızlanırken bacağımı da üstüme atmıştım. "Canım acıyor." Deliğimdeki sızı yüzünden uyanmıştım sabah sabah. "Hmm özür dilerim bebeğim. Bekle bi' dakika, hemen geleceğim."

"Ya nereye gidiyorsun!" Sinirimle bağırdığım zaman gülmüştü, dolaba ilerleyip iç çamaşırı giyip odadan çıktı. Acımdan yerimde tepinirken her hareketim canımı daha çok acıtıyordu. Birkaç dakikanın ardından elinde kremle dönen Jungkook ile yerimden doğruldum. "Acıyor!" Üzerime eğilip kolunu belime sardı. Bende kollarımı boynuna dolarken o da boynumu öpüyordu. Beni yatağa uzandırdı. Bacak arama girerken dizlerimi tutup ayırmıştı. "Koca bir bebeksin." Onun benimle dalga geçmesini görmezden gelirken hissettiğim acı ile bağırdım. Bacaklarımı kolunu sardığımda tekrar gülmüştü halime.

"Gülme! Yemin ederim bir gün seni altıma alırım da bu acıyı sana da hissettiririm!" Koluna doladığım bacaklarımı diğer eliyle ayırmaya çalışıyordu. "Taehyung seni bu şekilde kaldırırım bak." Dediğini ciddiye almamıştım ama bakışları nedeniyle kaşlarımı çatmıştım. "Yapabilir misin cidden?" Başını sallaması ile denemesini bekledim ama hiçbir şey yapmadı. "Yapsana. Yapmanı istiyorum." Parmağını içimden çıkardığı zaman yine bacaklarımı ayırmaya çalışıyordu. "Kaldırsana." İç çekip zorla da olsa bacaklarımı indirdi.

Yandaki komodinden peçete alıp parmağını temizledi. "Bekle şimdi. Burayı kollarınla, burayı bacaklarınla sarıl." Kolunu üzerime tutarken dirsekten altını kollarımla, üstünü bacaklarımla sarıldım. Ayaklarımı omzuna koyarken o da elini omzuma koymuştu. "Sıkıca sarıl bebeğim, düşmeni istemiyorum." Dirsekten kolunu kırdığında şaşırmış ifademle yüzüne baktım. "Bu kadar güçlü olduğunu bilmiyordum." Kendini beğenmiş gülümsemesi ile ayağa kalktı. Biraz bağırdıktan sonra alışmıştım. Yine de beni yatağın üstünde tutuyordu her ihtimale karşı.

"Memnun musun?" Evet manasında başımı salladım. Biraz beni salladıktan sonra çığlıklarımla eğlenmiş ve gülmüştü. En sonunda eğlencesinin bitmesi ile yatağa bıraktı. Kollarımı ve bacaklarımı çekip nefeslenmeye çalıştım. Bana bakıp gülümsedikten sonra benim için iç çamaşırı getirdi. Kendim giymek için kalkacakken beni durdurup kendisi giydirdi. "Koca bebek diyorsun ama kendin bana öyle davranıyorsun." Üzerime eğilip köprücük kemiğimi öpmeye başladı. Aniden emmeye başlaması ile inledim.

"Jungkook dur. Canım acıyor zaten, lütfen." Dün gerçekten kaç kere yaptığımızı hatırlamıyordum bile. Benim boşalacak menim kalmazken Jungkook hala içimde kayıyordu. Prostatım sızlıyor, deliğimin duvarları sürtünmeden yanıyordu. "İçine girmesemde olurdu aslında." Duyduğumla "Oha." demem bir oldu. Başını kaldırıp göz göze gelmemiz ile ne oldu, der gibi baktı bana. "Bu kadar azgınlığa gerek yok bence sevgilim. Benim de bir canım var ya hani." Oflarken kalktı üzerimden. "Tabii sen hiç seninle sevişmedin!"

"Abartıyorsun Jungkook!" Kahkahalarım eşliğinde odadan çıkan bedene bağırdığımda geri dönüş alamamıştım. Onu çok umursamadan bir tişört ile eşofman geçirdim üstüne. En azından şu an yürüyebilecek kadar iyiydim. İçeri geçtiğimde Jungkook'un telefonu ile uğraştığını gördüm. Birisi ile yazışıyor gibi gözüküyordu. "Kimle konuşuyorsun?" Yanına oturduğum zaman telefonu kapatıp bana döndü. "Kore'deki arkadaşımla, köpeğimin durumunu sordum." Aklıma gelenle yerimde yükseldim. Ellerimi birbirine vurup sevincimi belli ettim. "Ne oldu güzelim." Bana dönmesi ile omuzlarına tutundum. "Artık burada yaşayacaksın! Ne zaman gideceksin eşyalarını toplamaya?" Jungkook belime ellerini koyarken yanağıma öpücük kondurdu.

flowers, taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin