Bölüm 5: Alt Üst

406 72 51
                                    


Günler günleri kovalarken o günden sonra Miray Hanım ile hiçbir şekilde iletişime geçmedik. Onunla konuşmak da istemiyordum zaten. Aramızda hiçbir şey yaşanmamasına rağmen onu gördüğümde çarpan kalbim artık durulmuştu.

Ya da ben öyle olsun istediğim için öyle sanıyordum.

Onu düşünmemek için gece yarılarına kadar çalışıyordum. Ve sonra ertesi gün devam. Çünkü benim kafamı dağıtma şeklim buydu. Her zaman çalışarak, lisedeyken derslerle üniversitedeyken vizelerle finallerle ve şimdi de projelerle, kafamı dağıtabiliyordum.

Her ne kadar onlardan nefret de etsem bana bu özelliğim onlar -ailem(!)- sayesinde gelmişti. Her şeyden kaçma yolum buydu.

Eskiden müzik dinlemek, kitap okumak o kadar iyi gelirdi ki bana.. ama bu kafayla maalesef okuduğum kitaba yazık olur diye kitap bile okumak istemiyordum.

"Asel..!" Düşüncelerimden sıyrıldım Berke'nin sesiyle.

"Sana sesleniyorum 2 saattir. Kapıyı da tıklattım 3 kere ses vermeyince girdim içeri." Başımı sallayıp oturması için koltuğu gösterdim.

"Kızmayacak mısın?"

"Yok. Ben duymamışım sorun değil o yüzden. Sen ne diyecektin?"

"Miray Saygıner'in şirketine gitmen gerektiğini biliyorsun. 2 gündür erteleyip duruyorsun. Sebebini sorabilir miyim?"

Yüzünü görmek istemiyorum çünkü o kadının. Tek sebebi bu. Tamam arkadaşlarıyla vakit geçirmek istemesi kadar doğal bir şey yok zaten üzüldüğüm bu değil. Sadece yalnızlığımla başa çıkmaya çalışırken bir anda gelip her şeyi bilmeden alt üst etmesi beni afallatan.

Bu yüzden gidip ne diyecektim ki? Kusura bakmayın siz 1 kere benim evime geldiniz çok güzel vakit geçirdik, bir daha hiç yanımdan ayrılmayın yalnızlığımı unutturuyorsunuz mu?

Arkadaşlarınızla çıkmayı tercih ettiğinizde kendimi seneler evvelki gibi bombok hissettiğimi mi?

Yalnızlığımı tekrar hatırlattığını mı?

"Soramazsın. Bir şeyim yok gördüğün gibi. İşimin başındayım. Ayrıca 2 gün önce seçtiğimiz kişiler tam değildi. Bende hepsi toplansın bir kerede aradan çıkartalım diye mail gönderdim. Ertelediğim falan yok yani."

"Peki öyle olsun Asel. Bugün gidiyorsun o zaman?"

"Sebep?"

"Çünkü az önce Miray Saygıner'in asistanı aradı. Bende senin asistandan duydum sana iletmesini istemiş. Ben söyleyim dedim."

Yani bana kendisi haber veremeyecek kadar meşgul öyle mi? Hiç inanasım gelmedi.

"Tamam sağol. Giderim öğle arasından sonra. Direkt oraya geçerim."

"Tamam öyleyse görüşürüz. Dikkat et kendine."

Ona cevap vermeden tekrar işime döndüğümde saatin öğlen 12 ye geldiğini görmüştüm. Öğle arası...

Ben gidesiye kadar anca öğle arası biteceğinden yavaş yavaş hazırlanmaya başladım.

...

Şirket kapısından içeriye girdiğimde Miray Hanım'ın asistanı Leyla karşıladı beni. Bu kıza da hiç ısınamamıştım. "Buyrun Asel hanım. Miray Hanım direkt toplantı odasına geçmenizi rica etti. Sizi orada bekliyorlar yeni elemanlarla."

little a way || gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin