0.6

229 20 214
                                    

Bang Chan'dan

Sabahleyin alarmımla kalkmıştım.Bugünki derslerime bakacaktım ki telefonumdaki bir maile takıldı gözüm.Ah sonundaa!En sevmediğim dersin hocası hastalanmış ve okula gelemiyormuş!Ee ben o zaman gitmiyorum okula.Yeey!

"Chris!Oğlum aşağı gelsene bir."Bang sultanın emri üzerine önce yüzümü güzelce yıkayıp zombi gibiyken aşağı inmiştim.

"Efendim anne."

"Beni damadıma götür!"damat?O nereden çıktı şimdi?

"O kim yaa?"

"Ya Seungmin iştee."Seungmin?Damat?Seungmin benimle?Aslına bakılırsa bence yakışıyoruz.O tam olarak benim tipim.

"Ne yapacaksın Seungmin'i?"

"Sizi birlikte yapacağım oğluşum."ah anne ne diyorsun?Ama o bana bakmaz ki zaten.

"Ne?!Nasıl?Ben ondan hoşlanmıyorum ki."ya da belki hoşlanıyor da olabilirim.Off bilmiyorum!

"Ona olan bakışlarını gördüm.Sanki değerli, nadide bir parçaymış gibi dikkatlice süzüyordun Seungmin'i.Gözlerin parıl parıl parlıyordu Christopher."benim mi?Gerçekten öyle miydi?Annem bana yaklaşıp elini omzuma koydu.

"Bak oğlum.Seungmin'i gözüm tuttu çok beyefendi, çok nazik, çok kibar ve minnoş bir şey yaa.Sen beni kliniğe götür az sonra.Bende onu yemeğe davet edeceğimm!Dün soracaktım da gitti.Zaten dişim sızlıyordu.Sende ben kahvaltıyı hazırlayana kadar bir düşün.Kendini sorgula, duygularını sorgula."annem haklıydı sanırım.Hem bugün düşünmek için bolca zamanım var nasıl olsa.

Sonra annem başımı okşayıp yanağım bir de öpücük bıraktıktan sonra kıkırdamaya başladı.

"Bu gidişle evde kalacaksın."

"Ya annee!"

"Tamam tamam hadi çık yukarı kahvaltı hazır olunca seslenirim sana."oflaya oflaya yukarı çıkmış, sonra da kendimi sırtüstü bırakıvermiştim yatağıma.

Sahi ben Seungmin'e karşı neler hissediyorum?Kendime bu soruyu sormakla başladım işe.Onu ilk gördüğümde karnım kıpır kıpır olmuştu.Karşımda dururken bu güzellik ne diye de düşünmedim değil.Onu tanıdıkça daha da sevdim.Seungmin'in saçlarını ilk defa karıştırdığımda içime bir mutluluk dolmuştu.Bir şeyler yaparken, işlerimle uğraşırken hep aklımda dolaşıyordu güzel yüzü.Hep yanımda, benimle olsun, gözlerinin karanlığında boğulayım istiyordum.Adeta bir mıknatısın iki zıt kutbu gibiydik.Ben ona yaklaştıkça çekiyor kendine.Öyle bir mıknatıs ki asla ayrılamayacak birbirine yapışmış bir mıknatıs gibi olmak istiyordum onunla.Yani...Ben Seungmin'i seviyor muydum?Hayır hayır ben Seungmin'e aşığım!

"Chan ah!Kahvaltıya gel!"annemin bana seslenişiyle kendi dünyamdan ayrılıp kendime gelmiş, aşağıya adımlamıştım.

"Anne şeyy ben düşündüm."yanıma yaklaşıp gözlerini şaşırmışçasına açtı.Sonra ise sıcak bir gülümseme yerleştirdi.

"Şimdiden mi?"

"Hm hm.Ben sanırım...Ondan hoşlanıyorum."gözlerinde yaş var da silermişçesine elleriyle dokundu göz altlarına.

"Ay oğlum çok sevindimm!"kollarını boynuma sarmıştı mutlulukla.

"Neyse hadi anne yeter bu kadar çabuk yiyelim.Damadını görmen lazım değil mi?"

"Evet evet götüreceksin beni daha.Ama iki saat falan geçsin öyle."

"Öyle olsun bakalım."

Annemle birlikte oturmuş, kahvaltımızı güzelce yapmıştık.Sonra annemin komutuyla üstümü giymek üzere yukarı gitmiştim tekrar.Dolabımı açıp biraz göz gezdirdim içeridekilere.Sonunda ise beyaz sıfır kollu, üzerine desenli gri ve siyah bir ceket, altıma da bol dizlerimde siyah bir şort gimiştim.Beyaz çoraplarımı da bileğimden yukarı geçirip takı kutuma yönelmiştim.Birkaç gümüş küpe takmış, parfümü de unutmamıştım.

Your Teeth İs Magnificent, ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin