Bang Chan'dan
Hastanede üç dört kadar gün kalmıştı Seungmin. Başındaki yara git gide iyileşiyordu. Çocuğun kafasını yarmış o üvey annesi olacak kadın.
Hastanede kalma süresince annem onu güzelce beslemiş, bana zırnık koklatmamıştı. Hepsini Seungmin'e yedirmişti.
Babamda geliyordu annemle beraber. O kadın için mahkeme işlemlerini başlatmaya çalışıyormuş. Onları bildiriyor, sohbet ediyor sarılıp tekrar odasına çıkıyordu.
Jisung zaten hastanede olduğu için o da geliyor, dedikodu anlatıyordu sürekli. Onun bir şey kaçırmasını istemiyordu belli ki.
Artık taburcu olma vakti gelmişti. Eşyalarını toplamıştık. Zaten az şey vardı. Annem sağolsun gelip giderken götürüyordu kirlileri.
"Hazır mısın Minnie?"
"Hm hm. Hadi bir an önce buradan çıkalım yoksa dayanamayacağım artık."çokça bıkkınlık içeren bir tavırla bunları söyleyip gülümsemişti.
"Tamam o zaman gidelim."ben çoktan taburcu işlemlerini hallettiğim için direkt çıkabilirdik.
Elimi tutması için uzattım. O da soğuk elleriyle tutmuştu. Gerçekten zombi gibi.
"Sevgilim ellerin çok üşümüş. Kansızlık falan mı var sende acaba?"
"Evet."
"Ne! Hadi hazır gelmişken ona da baktıralım."
"Ben çok önceden baktırdım ilaç alıyorum Chan bu kadar endişe etmene gerek yok."ama bir şey olmaz mı yaaa uf! Nereden çıktı bu şimdi?
"İyisin değil mi?"önce başını sallamış ve sıcak bir gülümsemeyle devam etmişti.
"Hiç olmadığım kadar. Çünkü seninleyim."ay kalbim duracak bir gün!
Karşılıksız kalmayı reddedip kiraz gibi kıpkırmızı dudaklarına bir öpücük kondurup gülümsedim.
Bir elimle Seungmin'in elini tutarken öbür elimde de çantamız vardı. Birlikte sonunda hastaneden çıkmıştık.
Seungmin havayı güzelce içine çektikten sonra eve doğru yol aldık.
Yine yokuşu nefes nefese çıkmıştık. Ama sonunda eve varabilmiştik.
"Ah Chan ben valizimi unuttum."
"Nerede?"
"Bizim evde."
"Sen burada kal ben alıp gelirim güzelim. Sana tekrar bir şey olmasına asla izin vermeyeceğim."
"Tamam ben giriyorum içeri hadi çabuk gel!"ben yanından biraz uzaklaştığım için bana el sallayarak bağırmış, bende ona el sallayıp onun eve girmesini izleyip kendi evine doğru gittim. Zaten çok yakındı.
Kapıyı çaldım.
"Merhaba bayan. Seungmin'in bavulunu almaya gelmiştim de."hizmetli kadın açmıştı.
"Tabii buyurun."diyerek beni içeri davet etti.
"Bu eve ne oldu böyle?"içeride perdeler yırtık pırtık, yerde bir sürü vazo kırılmış, biblolar atılmış ve halılarda kan izleri vardı. Bunun birazı sevgilimin kanıydı. Gerisi? Umarım o kadınındır.
"Siz gittikten sonra sinir krizi geçirdiği buraları dağıttı. Daha çok toparlayamadım."
"Yorulmuşsunuzdur. Onun adına üzgünüm. Ben Seungmin'in odasından biraz daha kıyafet alabilir miyim acaba?"Seungmin'i alışverişe de götürmeliyim. Birlikte bir sürü güzel şey yapabiliriz. Artık hiçbir sorun kalmadı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Your Teeth İs Magnificent, Chanmin
FanfictionDiş hekimliği 5. sınıf öğrencisi olan Kim Seungmin gece okuldan dönerken yol kenarında yüzü kanlar içindeki baygın adamı görüp evine götürmüştü...