1

88 5 39
                                    

      Sırlar, anılar, ihanetler... dört bir yanımızı sarmış adeta. Karanlık gökyüzünün  ortasında sırra kalem basmak gibiydi bazen yalnız kalmak. Zorlu bir savaş, intikam bekliyordu bizi bu hayatta.  Genç kız yağan yağmuru görünce dayanamayıp dans etmeye başladı. O dans ederken onu izleyen genç adamın farkında bile değildi. Yağmurun sesi ona huzur veriyordu adeta, yüreğindeki acıyı, huzursuzluğu bütün olumsuz enerjileri atıyordu sanki. Ta ki çakan şimşeğe kadar. Şimşek tam genç kıza doğru geleceği sırada  genç adam  kartal formuna döndüğü anda kanatlarını açar açmaz. Genç kıza doğru ilerlediği anda kartal sesini çıkartıp genç kızı kucağına aldığı gibi onu kurtarmıştı. En sonunda gökyüzünden yeryüzüne indiğinde genç kızı bıraktı.

''İyi misin küçük?'' Anın şaşkınlığıyla dili tutulmuştu adeta.  Şimşeğin ona çakması mı yoksa kartal görünümlü bir adamın onunla konuşması mı? Genç adam elini genç kızın alnına ve kalbine dokunarak sakinleşmesini sağladı. Hazan ruhsuz gibi bakıyordu adeta en sonunda kendine geldiğinde

'' Bu bu nasıl oldu, sen kimsin?''

''Sakin ol küçük.'' Hazan delirmek üzereydi.

''Hayır ya sen gerçek değilsin bunlar sadece kitaplarda olur.  Sen hayal falansın.'' Genç adam kahkaha attı. Sanki yer yerinden oynadı.

''Ben Dusan küçük kız. Kartalların ve iblislerin efendisiyim.''

''Kartal ve iblisin efendisiymiş. Haaa! Bende yılanların kraliçesi te Allahım ya! Neyse sağ ol bay kartal!'' Gideceği sırada Dusan genç kızı kendine geri çekti.

''Ben gidebilirsin dedim mi?'' dediğinde genç kızı yüz yüze gelecek şekilde döndürdü. Hazan öfkelenerek

''Deccal mısın kardeşim sen bıraksana beni teşekkürde ettim, sana daha ne istiyorsun?''

''Nerden bildin?'' 

''Tipinden belli oluyor. Neyse tekrar teşekkür ederim.'' Bu sefer koşarak gittiğinde Dusan olanlara anlam veremedi. Küçük kız on ayar mı vermişti? Hemen sihirle bir ayna oluşturdu. yüzüne baktı. Gayetde yakışıklıyım nerem Deccala benziyorsa diye kendi kendine söylendiğinde hemen kartal formuna döndüğü gibi kartal sesi çıkartarak gökyüzünde uçmaya başladı. Hazan başını kaldırıp gökyüzüne baktığında kendi kendine Salak mısın kızım onlar sadece fantastik kitaplarda olur?  Söylenmeden edemedi. Evin kapısını anahtarla açtığında içeriye girdi. derin bir nefes aldı ve bugün olanları unutmak istedi.  Kapıyı kapatıp odasına doğru gideceği sırada ayağına takılan bileklikle neredeyse düşüyordu. Bilekliği eline aldığında Şahmeran modeli göz kamaştırıcıydı.

          Eline alıp masanın üzerine koyduğunda tekrar odasına gitmek için hareketlendi. Odasına girdiğinde kapıyı örtüp üzerine pijamalarını giydi.  Yatağın içine girer girmez  yatağına uzandığında Hazan resmen paranormal olay yaşadığını hatırladı.  Arkadaşlarına anlatsa şizofren ilan edileceğinden adı gibi emindi. Çünkü gerçekten böyle bir şeyin olması mümkün değildi.  Çokta yakışıklıydı demi Hazan  diyen iç sesine öfkelenip Kes be hiçte bile Deccal ne olacak en sonunda dayanamayıp yani evet yakışıklı aslında  demesiyle çalan telefonuyla yerinden sıçradı. Telefonunu aldığında arayanın Figen olduğunu görünce hemen açtı.

''Kötü bir şey mi oldu? Bu saatte aramazdın.''

''Ay yok olmadı da sana güzel bir haberim var.''

''Nedir?''

''Yarın korku evine gideceğiz hazır mısın?''

''Kızım saçmalama korkarım ben.'' Hazan gerçekten çok korkardı. En son izlediği korku filminde bir ay neredeyse kendine gelemedi. 

''Hazan çok eğleneceğiz hadi ama.''

''İyi peki tamam.'' dediği anda kabul etmişti. Kabul ettiğine pişman olup olmayacağı yarın belli olacaktı.  Dusan evine geldiğinde normal insan kılığındaydı. Alastaır oğlunu görünce yanına gitti.

''Dolunaya yakalanmaman  gerekiyor bunu daha anlamadın mı?'' Genç adam umursamamıştı babasının dediğini elini devam et dercesine salladığında 

''Evleneceksin. Ama bu şirketimiz için evlilik olacak! Kız asla senin bir iblis olduğunu bilmemeli. Eğer bilirse sonun olur. Bu kızla zaten hisseleri alana kadar evli kalacaksın onun dışında bir sorun olmayacak rahat ol! Dört gün sonra  iş yemeği düzenleyeceğim o ve ailesi de gelecek haberin olsun!''  Dusan öfkelenmişti bu duruma sinirden delirmek üzereydi.

''Hala benim hakkımda karar vermekten ne zaman vazgeçeceksin baba! Sırrımı bile sadece sana söylemişken sen neden hala benim hakkımdaki karaları bana söylemeden alıyorsun!''

''Çünkü ben senin babanım ve ailemiz ve şirketimizin en iyisi için neyse onu istiyorum Azat Korkmaz!'' Soyadını bilerek bastıra bastıra söyledi ki kimin oğlu olduğunu aklından çıkarmasın! Kelimeler adeta yutkundu boğazında genç adamın öfkeyle odasına gidip kapıyı sertçe kapattı.  Ne dolunayı umursuyordu, ne yeraltını nede yeryüzünü hepsinin canı cehenneme! Öfke yüreğindeki içini öyle bir kabartıyordu ki adeta öfkesi bütün ağaçları sallandırıyordu.  Hazan sallanan ağacı umursamadan uyumaya çalıştı fakat  bir türlü uyuyamıyordu.  Gökyüzünü izlemeye başlamıştı. Öfkeyle bağıran doğayı, yıkılacak gibi sallanan fakat yıkılmamak içinde direnen bir ağaç... Biranda kendini bu ağaç gibi hissetti, yıkılacak gibiydi fakat yıkılmamaya yemin etmişti. Sırlar dünyasıydı burası. Kimdik, neden vardık, amacımız neydi? Yaklaşmıştı soruların cevabına fakat kim olduğunu henüz çözememişti, kaybolan benliğini bulmaya yeminliydi. 

           Çıkan dolunayın sanki hedefi genç kızmış gibi doğrudan ona döndüğünde Hazan gülümsedi. Elinin kaşınmasından rahatsız olduğu için biranda kaşımaya başladı. Fakat farkettiği şeyde oldukça şaşkındı. Resmen derisi kalkıyordu. Korkuyla annesine seslendiğinde annesi ve babası hemen geldi. Yaşlı adam telaşla 

''İyi misin kızım ne oldu?''

''Baba derim soyuluyor. Çok saçma ama dolunaydan sonra oldu.'' Yaşlı kadın gülümseyerek

''Kızım yaranın derisidir panik yapma o herkeste olur.'' dediğinde eşiyle beraber çıktıklarında Hazan bu duruma anlam veremedi. Yaşlı kadın eşine gülümseyerek

''Kendisi öğrenmeli nasıl olsa  24 yaşına az kaldı ve bizim kesinlikle onu korumamız lazım yoksa...'' Yaşlı adam onayladığında 

''Hemen işe koyulalım. Hatta meşhur Korkmazlarla bizim kızı nişanlayalım ve bu ikisini onun doğum gününde tanıştıralım.''  Yaşlı kadın onayladı 

''Bizim ona son iyiliğimiz.'' dediğinde  gitmişlerdi.  Hazan hiçbir şey anlamıyordu, kaşıntıları hala devam ediyordu.    Fakat yarın  için uyuması gerekiyordu. Kaşıntısını düşünmemeye çalışarak gözlerini kapattı. 

         Dusan'ın aklında hala o kız vardı hemen telepati yoluyla genç kızın zihnini okumayı akıl edebilmişti. Korku evi ve luna park ne alaka diye düşünmeden edemedi. Genç adam sinsice gülümsedi. Yarın esas tanışmamız olacak güzelim. Bakalım Dusan'ı mı yoksa Azat'ı mı beğeneceksin. Hangisini beğeneceğine karar vermiş olacaksın bende ona göre hareket  edeceğim  dediğinde kendini gerdirerek  yatağın içine girip uykuya teslim etti.







HERKESE MERHABA NASILSINIZ?

YENİ BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ?

HAZAN VE DUSAN HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZ NELER?

SİZCE NELER OLACAK?

SAHMERANİN KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin