⫷toplantı⫸

16 2 0
                                    

YAZARDAN (su sarayı: lena'nın kolyeyi bulduğu gün)

Herkes her hafta olan toplantıyı yapmak üzere toplantı odasına doğru yola çıkmıştı. Herkes yerlerine otururken onun gelmesini bekliyordu.

Jack sert adımlarla içeri girince herkes ayağa kalktı ve o oturana kadar bekledi. Jack oturmalarını işaret edince önlerini iliklediler ve oturdular.

Bu sırada Jack ne kadar belli etmesede hala gördüğü rüyanın etkisindeydi, nedense gördüğü açık kahverengi gözleri unutamıyordu.

Hiç kimse konuşmaya cürret edemezken  jack'in sol kolu olan Simon söze başladı "sarayda bir sıkıntı yoksa konuşucak bir şeyde yoktur o halde?" artık kendini tutamayan evrak kontrolcüsü bu konuda yetkisi olmamasına rağmen konuştu "sarayda bir sıkıntı yoktur efendim ancak merak ettiğim bir husus vardı" devamını getirmeyince jack'in "konuş" demesiyle aceleyle konuşmaya devam etti "artık bir veliaht gereklidir" evrakçını sözünden sonra bir başkası sözü aldı "evrakçı doğru der bencede bir veliaht gereklidir" jack'in sağ kolu olan ısaac sinirlendi ama sakin kalmaya çalışarak konuştu "Jack kendi evleneceği kişiyi seçebilir elbet, bu size mi düştü?!" sonlara doğru bağırdığı için herkes korkmuş ve susmuştu ama saraydaki çalışanlşanların başı olan kadın susmaya hiç meyilli değildi "benim bir fikrim var" söylediği şeyle herkes ona döndü "söyle" dedi Jack, artık umursamıyordu çünkü her toplantıda aynı şey oluyordu, herkes artık bir veliaht bekliyordu.

"Biliyorsunuzki Jack tanrımız haremdeki hiçbir kadının suratına bakmıyor bu da tanrımızın kadınının haremden olma seçeneğini ortadan kaldırıyor" konuşmayı kestiğinde Jack konuştu "ne demek istiyorsun?" kadın herkese yavaşça baktı ve devam etti
"ya haremden biri değilse?" başka bir yönetici konuştu bu sefer "peki o zaman kim olabilir ki?" kadın bilmem dercesine omuzlarını kaldırıp indirdi.

"HAZEL'I GETİRİN!" Jack sert sesiyle bütün odayı inletince herkes sus pus olmuştu. Kapıdaki görevli hazel'ı getirinceye kadar ses çıkmamıştı.

Genç kadın içeri girince kendine ait masasına oturdu "buyrun efendim, nasıl yardım edebilirim?" kimse konuşmazken Jack istemsizce "biliyorsun ki bir kadın istemiyorum, ama herkesin bir ruh eşi vardır, onu nasıl bulabilirim?" diye sordu. Hazel beklemeden cevap verdi "bir fikrim var aslında ama tehlikeli bir iş" bir süre nefeslendi ve fikrini belirtti "kraliçenin kolyesi, onu okyanusa salarsak eninde sonunda sahibini bulucaktır" odadaki adamlardan biri hızla yerinden fırladı "delirdin mi kadın bunu yapamayız!"

Jack yanında ses yükseltilmesini sevmezdi ve bunu herkes biliyordu. Jack elindeki mızrağı yere sertçe vurunca şövalyeler komutu anlamış, bağıran adamı kolundan tutup toplantı odasından çıkarmışlardı. Herkes yine sus pus olurken Jack gür sesiyle konuştu "gereken neyse o olsun" hazel'a baktığında genç büyücü başını aşağı, yukarı salladı "en geç yarına eline geçmiş olur" Jack bu sözün üstüne toplantıyı bitirmişti.

YAZARDAN (su sarayı: lena'nın tilkiyi bulduğu gün)

İki gün olmuştu ve Hazel kolyenin sahibini bulduğundan emindi, bu yüzden tekrar toplantı düzenlenmişti.

Halk ise haftada bir kere olan toplantının neden tekrarlandığını sorguluyordu.

Sonunda herkes yerine oturduğunda tam Hazel konuşmaya başlayacaktıki kapıda bir hareketlilik oldu haremden kaçan genç bir kız zorla da olsa içeri girdi ve bağırdı "EFENDİM TİLKİ!" devamını getiremeden bayılınca bazıları onun yanına giderken bazıları ise hareme gidiyordu, Jack ise hareme giden taraftaydı.

Tilkinin gözleri parladıysa bu kolyenin o kadında olduğu anlamına geliyordu.

Tilki, önceki tanrının yani Jack'in babasının eşi kaybolduğu gün eşine seslendiği yere yapılmıştı ve artık tanrının eşlerinin tanrıya seslenmesi için kullanılıyordu. Kısacası bir ses iletme aracıydı. Tilki yapılmıştı çünkü kraliçenin sembolü tilkiydi, tanrınınki ise kurttu.

Herkes tilkinin başına toplanınca tilkinin gözleri parlamıştı, ilk başta ses gelmedi ama sonra düşme sesi haremde yankılandı, ardından bir ses daha "korktum gerizekalı!" tilkinin gözleri geri sönünce iletişim kesilmişti. Bazıları kıkırdarken bazıları bıyık altından gülümsüyordu, gülümseyenler arasında Jack'te vardı.

Bir süre sonra kimse konuşmadan odalara dağıldıklarında Jack kendini çalışma odasına kapatmıştı ve hala duyduğu sesi düşünüyordu. Bu ses gözlerini sürekli düşündüğü kadının sesiydi, gözlerinde kaybolduğu o kadın kaderi olabilir miydi?

YAZARDAN (su sarayı: lena'nın evden kaçtığı gün)

Günlerdir aralıksız toplantılar oluyordu ama bu toplantılar odada değil bu sefer haremdeydi, tilkinin bir daha çalışma ihtimali onları buraya sürüklemişti. Ama Isaac'in gözleri hiç bir zaman tilkide değildi.

Herkes susmuş, sessizce beklerken tilkinin gözleri parlamaya başladı. Herkes ayaklanırken tek duyulan şey bir kadının ağlamasıydı. Uzun bir süre böyle geçerken habersizce gelen acı dolu bir çığlık her yeri inletmiş, Jack'i fazlaca sinirlendirmişti.

O ne kadar sakin gözükmeye çalışsada dostunun her halini bilen Simon sinsice sırıttı. Çığlıktan sonra on kat daha da sessizleşen insanlar bayılma sesinin daha da yankılanmasına yol açmıştı.

Jack daha fazla sakin kalamadı ve tüm gücüyle bağırdı "HEMEN GİDİP GETİRİN ONU!" herkes korkudan hemen işlerini yapmaya başlamıştı bile.

Jack bu sinirle neler yapabileceğinin farkında olarak kendini çalışma odasına attı. Eline geçen her şeyi duvara fırlatırken saray çoktan dedikodu yapan kadınlar tarafından karıştırılmıştı.

Haremdeki bazı kişiler artık jack'in bir kadını olacağına sevinse de çoğu kişi daha tanımadan lena'yı kıskanmış ve kendi çaplarında onu eziklemeye başlamışlardı.

Kraliçenin odasından ve kraliçeden sorumlu olan genç kız Sasha ise çoktan sevinçle odayı hazırlatmaya başlamıştı.

Ama lena'yı yargılayanlar bir tek haremdeki lerle kalmıyordu, tanrıyı ayartmak için her şeyi yapan hizmetliler bir yandan bunu başaramadıkları için üzgündü bir yandan da lena onların olması gereken odada kalacağı için kıskanmışlardı, bu yüzden de ortalığı karıştırmışlardı.

Ancak sadece bir kaç saat sonra Jack'in yaptığı konuşma üzerine saray durulmuştu. Ama yine de bütün kadınlar içten içe lena'yı kıskanıyordu.

Sonunda lena'nın bulunduğu haberi gelince herkes gerginleşmişti çünkü ne olacağını hiç kimse kestiremiyordu.

Nasıl oldu sizce ?

Ay çok heyecanlıyımmm

Fikirlerinizi belirtin lütfenn

Birdahaki bölümde görüşürüz 🪸

Tanrının KalbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin