DÖNÜM NOKTASI

55 11 6
                                    

Merhaba, uzun bir zaman sonra yeniden birlikteyiz. Hala buraları terk etmeyenler varsa, iyi okumalar!

"Emin misin Envy? Benzetmiş olmayasın? Neticede tüm şelaleler birbirinin aynı sayılır." Edric şaşkın ancak kuşkulu bir ifadeyle Envy'i süzse de genç kızın kararlı ifadesi değişmemişti.

"Kesinlikle eminim, majesteleri. Bu şelale de pek diğerlerine benzemiyor zaten. Bakın..." Gözleri hala elinde tuttuğu resmin üzerinde bir kez gezindikten sonra Envy kâğıdı masanın üzerine, herkesin görebileceği bir noktaya bıraktı. "Kuş yuvalarının olduğu kayalıklara dikkatli bakın, çizim olduğu için anlamak biraz zor ama... Ne görüyorsunuz?"

Morrigan eğilerek bir kez daha, bu kez daha dikkatli bir şekilde resme baktı. Ne var ki huzurlu, insanı içine çeken manzaranın dışında olağandışı hiçbir şey göremiyordu.

Eamon tıpkı onun gibi resmi bir kez daha inceledikten sonra kaşlarını çatarak Envy'e baktı. "Şimdi düşününce, kayalıkların olduğu kısımda bir tuhaflık var sanki. Yer yer taşların üzerini kaplayan o şey ne? Yosuna benziyor ama o kısım şelalenin bir hayli uzağında, o yüzden yosun olamaz."

"Eamon haklı, o garip şey her neyse yosun olmadığı kesin. Parlak, kaygan ve saydam bir şeye benziyor yani çamur veya kuş pisliği de olamaz. Ancak ne olabileceğine dair en ufak bir fikrim de yok." Alvaro çenesini ovuştururken bir yandan da kağıdı yakından incelemeye koyulmuştu. Her biri tahmin yürüterek kendi kendine mırıldanıyordu ancak siyah beyaz bir çizimden o şeyin ne olabileceğini anlamaları zor görünüyordu.

"Haklısınız. O katman yosun değil, çamur ya da kuş pisliği de... İnsan Diyarı'nda, yalnız benim doğduğum kasabada üretilen bir tuzak vardır. Adına Slog derler, koyu kıvamlı ve yapışkan bir balçık gibidir. Havaya, suya rağmen daima yapışkan kalır."

"Kulağa oldukça kullanışlı olabilirmiş gibi geliyor. Siz ne için kullanıyordunuz peki?" Bu bilgi en çok da Alvaro'nun dikkatini çekmişti elbette.

"Tabii, öyledir. Bir bitkinin kökünden elde edilen ucuz, kolaylıkla üretilebilen bir şeydir. Benim geldiğim yerde özellikle fakir aileler kuşların yuvalarının olduğu kayalıklara sürer, gün batarken de gelir ve bu tuzağa yapışan kuşları karınlarını doyurmak için alıp götürürlerdi." Envy'nin gözleri dalgın dalgın kâğıda bakarken dalıp gitmişti. Geçmişin kırık dökük parçalarını anımsamış olacaktı ki gözleri bulutlanmıştı.

"Tybedunn, ha... Bu kesinlikle uzun bir yol demek, öyle değil mi? Nereden baksanız on gün sürer, belki de daha fazla." Illarion'un yüzünde kafası karışık bir ifade vardı.

Esasen Morrigan'ın da kafası karışmıştı. Okyanus Feyleri'nin Adası'na gitmeleri gerekiyordu, değil mi? Ancak tanrılar Tybedunn'a dair bir işaret yolladılarsa, oraya da gitmeleri gerekiyordu.

"Yine mi ayrılacağız o halde?" Bir Eamon'a, bir Edric'e baktı. Sesi tıpkı hissettiği gibi bıkkın ve endişeli çıkmıştı.

"Asdum'un neler yapabileceğini bilmiyoruz. Tek bildiğimiz, Zümrüt Diyar'ın yeniden güneşli günler görmesi için desteğe ihtiyacımız olduğu. Strateji ve planlama, askerler, para, erzak... Tybedunn nüfus fazlalığı ve konumu itibariyle her halükârda işgal için ilk seçenek olacaktır. Dolayısıyla..." Odhran kollarını göğsünde kavuşturmuştu, yüzündeki huzursuz ifade içinde bulundukları durumun bir yansıması gibiydi.

Ferghal onu onayladı. "Asdum, tanrılar diyarından bu topraklara gelmeyi başarmış olsa da güçlerinin tamamını kullanamaz. O denli güçlü kara büyüler için yüksek bir karanlık enerji gerekir ve bu da şimdilik Zümrüt Diyar'da veya başka bir yerde yok. Bu yüzden işgal için geleneksel yolları izlemek zorunda."

Şafak Kraliçesi (Gecenin Varisi Serisi #2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin