Şimdi, nasıl devam edeceklerine karar vermeleri gerekiyordu. Yıllardır birbirlerine bulundukları ithamlar o kadar ağırdı ki, birden bunlardan kurtulunca, geriye ne kalacağını düşünemediler."Yattık, bu normal arkadaşların yapmayacağı bir şey. Ama birbirimizin kariyerlerine ciddi zararlar da verdik. Bu da arkadaşların yapmayacağı bir şey. Bence ikisi birbirlerini dengeler, sıfırdayız yani."
Evelyn aklına gelen iki üç cümleyi birleştirip Sebastian'a baktı.Tabii, sıfırda olacaklardı. Başka ne olacaklardı ki? Hollywood'da bir insanla yakın olmak, onunla kanlı bıçaklı olmaktan daha zordu. Evelyn'in kendisini seven bir kitlesi olmasına rağmen Sebastian kitlesini yeni yeni kendinden nefret etmemeye alıştırabilmişti. Fanlar bu uyumu sevmezse, ikisinin de söz hakkı olmayacaktı. Ama bunların yanında, Evelyn'in dediği Sebastian'a mantıklı geldi.
"Pekâlâ. İş arkadaşıyız o zaman. Kavga yok."
Dedi Sebastian. Evelyn biraz sessiz kaldı.Söyleyeceği şeyi söylemeden önce, kısa bir süre kafasında tartması gerekiyordu. Her şey o kadar hızlıydı ki. Tutunacak bir yer bulamıyordu. "Ve bunlar da yok-" diye mırıldandı.
"Ev ziyaretleri. Telefonu dene."
Evelyn bu zamana kadar geldiği her şeyin önemli olduğunu biliyordu. Bu olay telefonda konuşulacak bir şey değildi. Sebastian da bildiğini biliyordu. O yüzden ısrar etmedi. Yine de rahatsız olduğunu düşünmek moralini bozmuyor değildi.Evelyn, yıllar önce hayranı olduğu adama bakan çocuk gibiydi. Onunla daha çok zaman geçirmek istiyordu. Her şey açıklamaya kavuşmuştu, ve kırgın olmaktan çok, suçlu hissediyordu. O günden itibaren, Evelyn'in kariyeri yükselirken, Sebastian'la olan her atışmasında biraz daha ilgi toplarken, Sebastian hep daha çok nefret görüyordu.
Eğer iyi bir başlangıç istiyorlarsa, önce eskisini unutturacak kadar ayrı zaman geçirmeleri gerekiyordu.
...
Helen ve Evelyn, sabah şimdiye kadar çekilen sahnelerin toparlanmış halini görmek, rahatsız olunanları değiştirmek için yapım şirketinin ofisindeydiler. Helen'e artık Sebastian'la aralarında kötü bir şey olmadığını anlatmış olsa da Helen devamını duymak istemişti. Evelyn yattıklarını söylemek istemiyordu, çünkü o zaman Helen bir anlamı olduğunu düşünecekti. O yüzden aklına gelen en mantıklı senaryoyu kurdu. Eğer Sebastian'ın onu reddettiğini düşünürse, Evelyn'i kırmamak için konuyu açmayacaktı. 'Ağzını yokladım. Biraz yaklaştım, ve.. Bilmiyorum. Öyle görmüyor. Haklı olabilir, kariyerindeki düşüşte payım yok desem yalan olur.' Gibi bir cümle kurduğunda Helen önce onu teselli edip ardından konuyu bir daha açmamıştı.
Sebastian yanında Chris ve menajeriyle ofisin bekleme odasına girdiğinde Helen kafasını telefondan kaldırdıp mırıldandı. "Toplantı bir saat sonraya. Planlamada sıkıntı var diyorlar ama zincirin bir halkasının uyanamadığından eminim."
Evelyn güldü. Ardından gelenlere döndü. "Hoş geldiniz."
Helen kendisini yanına çağıran, Sebastian'ın menajeri Ray'in yanına ilerledi. Telefonda bir şey gösterdi. Diğerlerinin önemli olduğunu varsaydıkları bir konuyu konuşurken. Sebastian koltuklardan birine oturdu. Evelyn ve Chris hâlâ ayaktaydı.
Kısa bir süre birbirlerine baktılar. Ardından ikisi de birbirlerine adımladı ve sıkıca sarıldılar. Chris, Evelyn'i ilk modellik ajansından beri tanıyordu. Onun da poz verdiği bir dergide kapağı paylaşmışlardı. Ondan sonra bir dizide birbiriyle bağlantılı yan roller oynamışlardı. Sebastian o zamanlar da Chris'i tanıyordu, fakat bugünlerdeki gibi bir yakınlıkları yoktu. Evelyn'le kısa bir dönem de olsa gerçekten yakın arkadaşlardı. Fakat ikisin de kariyerinin ilerlemesiyle solmuş bir arkadaşlıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
all my loving || sebastian stan
Hayran KurguSebastian ve Evelyn, Hollywood'un en arası açık oyuncularındandı. Birbirlerinden karşılıklı olarak nefret etmelerine rağmen profesyonelliklerini koruyor, aynı filmde başrolleri paylaşıyorlardı.