aşk

1.5K 80 29
                                    

Bölümü atamadım maalesef küçük sorunlar yaşandı

Neyse

Nasılsınız şekerli yarasalarım?

Hadii başlayalımmm🌟

***

[Selim x Bilal]

Selim
Şerefsiz orospu çocuğu

Bilal
Selim özür dilerim

Selim
Seni öldüreceğim oğlum
Sefil
Kardeşimin tek bir gözyaşına kurban ederim seni

Bilal
Dora
O nasıl?

Selim
Birde soruyor musun?
Siktir git evin önünden seni kimse alamayacak eve
Dora gitmeni istiyor

Bilal
Onu görmeden gitmeyeceğim

Selim
Velet velet hareketler yapma
Siktir git evin önünden
Dora seni görüp daha kötü olmasın

Bilal
Selim be desen haklısın ama bir kere yüzünü görsem içim rahatlasa

Selim
Ne oldu biliyor musun?
Dora odama birden girdi, birden ayaklarımın  önüne çöküp "biliyor muydun" dedi. Anlayamadım hatta tam vuracaktım ki kafasını kaldırdı...
Dünyam başıma yıkıldı
Kendimi o kadar yetersiz hissettim ki o an gözlerindeki acıyı gördüm çünkü

Bilal
Yazıyor...

Selim
OLAYI ONDAN BİLE DİNLEYEMEDİM BAYILDI. URAZ ANLATTI YAPTIĞIN BOKLARI. NASIL BİZİM YÜZÜMÜZE BAJTIN HE? NE O DORA YÜZ VERMEYİBCE BAŞKASINI BULMAK DAHA MI MAKÛL GÖRÜNDÜ GÖZÜNE

Bilal
Öyle olmadı
Aklımdan bile geçmedi

Selim
O zaman niye yaptın?
Hm
Niye üzdün kardeşimi?
Senin gözünde azcıkta mı değeri yoktu?

Bilal
Çok büyük yeri var sadece gözümde değil kalbimde de

Selim
Diğer çocuğa da aynı cümleleri kuruyor musun?
(Görüldü)

Bilal
Hayır

Selim
O zaman onu da aldatma artık
Yeter yaşattığın şeyler
Siktir git def ol
Bir daha ne kardeşimin karşısına çık
Ne de gözü gözüne değsin
(Görüldü)

Bilal
Sadece son kez
son kez yüzünü göreyim sesini duyayım lütfen
Sonra çekip gideceğim hayatından

Selim
Son kez
Son bir kez pencereye çıkacak
Onu da yapabilirse

Bilal
Son kez teşekkür ederim her şey için

---

Çalan kapıyla bakışlarımı o tarafa çevirdim. Ya annem gelmişti yine kontrol etmeye ya da abim. İçeriye giren beden ise ikinci kişi olduğunu kanıtlıyordu. Yorgun bakışlarımı zar zor abimin gözlerine çıkarabildim. Onu gördüğüm her dakika aklıma Bilal geliyordu, gerçi aklımdan hiç çıkmıyordu ki.

Abimi gördüğüm gibi dolan gözlerimi öylece bıraktım. Ne silmeye çalıştım ne de akmasına yardımcı oldum. Zaten kısa süre içinde iki gözümden sırayla yaşlar döküldü. Dökülen yaşlar sıcak yanağıma soğuk izlerini bırakırken, sadece gözümü kapatmakla yetindim.

Anıları tekrar yaşıyormuş gibi dönmek istedim o zamana. Bazen 'Murat keşke hiç ordan geçmeseydi' diyorum. Ama sadece demekle kalıyorum; çünkü devamı içimi daha çok yakıyor. Anılar gözümde canlanmaya başladı.

İlk mesajlarımız, evlerine ilk gidişim ve ilk birbirimize bahşettiğimiz öpücüğümüz...

"Abicim"

Abimin sesiyle yanan gözlerimi araladım. Onun acı dolu bakışlarıyla  karşılaşınca bedenimden bir titreme geçti. Sona yaklaştığımı hissediyordum, her nefes ruhumu karartıyordu sanki. Bana yaklaştı abim "Bilal seni bekliyor" dedi ardından derin nefes çekti içine. "Seni son kez görmek istiyormuş. Gidecek misin?"

Eskiden ismi cümlelerde geçince atan kalbim, şimdi sadece acıyla çığlık atıyordu. Onu yerinden çıkarıp atmam gerekiyor sanırım bu acının geçmesi için. Başımı salladım usul usul. Bu ben miydim cidden?

Hergün gezen, eğlencesine kavgalara giren, hep gülümseyen kişi neredeydi?

Uzatılan ele baktım bir süre. Sonradan tekrar hatırladım ne yapacağımı elimi uzattım bende aynı şekilde. Bir el kırmızılığını korurken, diğeri ruh gibi bembeyazdı. Ayağa kalktım ve pencereye yaklaştık beraber. Abimin bir eli omzumda düşmemem için destek veriyordu.

Pencereye yaklaştıkça nefeslerim boğazıma dizildi. Abim bir eliyle araladı perdeyi.  Yorgunlukla baktım sokağa, gördüm onu. Bana bakıyor ama acıyor mu yoksa bu durum ona zevk mi veriyor? çözemiyordum artık. Eğer gözlerine bakarsam acı çektiği belliydi ama bu kısa sürede öğrendiğim bir şey varsa o da:

Gözlerde yalan söyler...

Ama gördüğüm bir yazıda böyle geçmiyordu. O zaman okuduğumda anlamamıştım. Lakîn şuan iliklerime kadar anlıyorum ne anlatmak istediğini. Cümle şöyleydi:

Gözler yalan söylemez, siz yanlış anlarsınız...

Ben yanlış anlamıştım.

Sokakta oluşan hareketlilikle arındım düşüncelerimden. Dizlerinin üstüne çökmüş bir Bilal'i gözlerim bile görmeyi beklemiyordu. Gözlerinden düşen yaşları seçebiliyordum. Sokak lambası, dökülen yaşlarını elmas gibi parlatıyordu.

Pencerenin koluna uzandı ellerim ama abim benden önce davranarak hemen açtı. Açılan pencereyle biraz daha öne yürüdük. Başını yerden kaldırmayan artık nefret etmek istediğim ses doldurdu kulaklarımı.

"Özür dilerim... Seni hak etmiyorum sevgilim" son kelimeyi çok kısık söylemişti, belki duymadığımı bile zannetmişti ama yanılıyordu; çünkü kulaklarım onun sesine bu kadar muhtaçken onun fısıltısını bile duyardı, hatta sessiz çığlıklarını bile.

"Hoşçakal" diyebildim sadece. Sesimi duyduğunda direkt kafasını kaldırıp umutla baktı gözlerime. Lakîn gözlerim yine ben konuşmadan cevabı verebilmişti. Yoksa umut kokan yüzü başka şekilde solamazdı.  Ayağa kalktı, son kez bana baktı. Ve dudakları son kez aralandı.

"Seni seviyorum..." ve gitti. Bedenim ise sokağı boşaltmasını bekliyormuşçasına yine kendini boşluğa ve karanlığa bıraktı.

***
Bittiiiii

Nasıldı?

Şaşırttım dimi sizi. Aslında aklımda hiç öyle bir bölün yoktu -bir önceki bölümü kastediyorum- ama aniden düştü. Yazayım dedim bende

Pişman mıyım? Hayır. Ve ben başımı yastığa rahatça koyabiliyorum arkadaşlar.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn 🛑

Seviliyorsunuzzz şekerli yarasalarım 🦇🍬

ONSRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin