Ben geldimmm
Nasılsınız şekerli yarasalarım?
Öncelikle biraz konuşmak istiyorum. Şöyle ki: Bilal'i tam olarak enjekte edemedim sanırım çünkü; dikkat edersiniz aşkı tam olarak tadamıyorsunuz. Evet, Dora ergence yaşamasına rağmen aşkı "yine de seviyor" diyebiliyorduk ama Bilal...
Neyse anlatmak istediğim buydu ve normalde bu kadar erken bölüm atmam bilirsiniz ama Bilal'e o kadar güzel sövüyorsunuz ki içim rahatlasın diye atıyorum.
Hadii başlayalımmm 🎠
***
6 yıl sonra..."Bugün toplanacağız haberin olsun" dedi arabayı kullanan arkadaşım. Başımı salladım usul usul. Pencereden dışarıya bakıyor, gelen geçeni süzüyordum. Uraz bugün geri gelecekti, onu özlemiştim. Üniversiteyi sonunda bitirmiş ve İstanbulda daha fazla iş olanağı olduğu için tekrar buraya dönmüştü.
Ben üniversiteyi yine İstanbulda okumuştum. Aslında şehir dışına çıkmayı bende çok istiyordum ama ailembuna karşı çıkmıştı. Sanırım o 1 yıl sadece beni değil, onlarıda çok fazla sarsmıştı.
Diyar'ın sesiyle bakışlarımı sonunda pencereden çekip ona çevirdim. "Ohooo oğlum sen gitmişsin" dedi abartı kokan sesiyle. Sahte bir şekilde göz devirdim ve "Abart abart" dedim ardından. Elimi radyoysa uzatıp artık başımı ağrıtmaya başlayan şarkıyı kapadım.
Ben bunları yaparken Diyar malı hâlâ gülüyordu. Ona dönerek "Ne var lan" dedim gülmesini kastederek. Bir bana bir de elimde eriyen dondurmaya baktı. Off ya unutmuşum bunu.
Bakışlarımı üzerimde gezdirdim 'bir yere dökülmüş mü?' Diye. Kahverengi tişörtümdeki beyazlık benimde kahkaha atmama sebep oldu. İkimiz kahkaha tufanına tutulurken bakışlarım sadece bir anlığına pencereye değdi ve onu gördüm.
Hakan...
Gözlerim hızlı hızlı yürüyen bedeni süzüyor, değişen yüzüne bakıyordum.
Tıpkı abisi gibi kas yapmıştı o da. Anılar yine beynimde canlandığında nefesim o zamanlarda olduğu gibi sıklaşmaya başladı. Diyar arabayı bir köşeye çekip park etti. Elini arkaya uzatarak su aldı ve sırtımı rahatlamam için okşayıp, suyu yavaş yavaş içirdi.Sıklaşan nefesim yine düzene girerken aklımda sadece bir gün vardı: Gittikleri haberlerini aldığım gün. O zaman salak gibi üzülmüştüm, şuan düşünüyorum da 'iyi ki gitmiş.'
O gitmeseydi belki hiç toplanamayacaktım ya da affedecektim kim bilir?Lakîn şuan ondan nefret bile etmiyordum. Sıradan yoldan geçince gördüğüm biriydi benim için veya ben öyle sanıyordum. Şuan Hakan'ı görünce sıklaşan nefesimin nedeni neydi? O zamanları hatırladığım için mi?
"İyi misin Dora?" Dedi Diyar endişeyle. Başımı sallayıp yola devam etmesini rica ettim. Başta karşı çıksada, ısrar ettiğimde tekrar havalimanına doğru sürmeye devam etti. Yol boyunca ikimizden de ses çıkmadı.
---
"Sevgilimle uyumlu giyinmek istiyorum" dedi Uraz, Selime dönerek. Selim ise özlediği yüzü izlemekten bir türlü hazırlanamıyordu. Yanına yaklaşıp kafasına bir tane geçirdim ve "Hazırlan artık" dedim sitemle.
"Lan sen Uraz'a dua et. Yoksa mezarını kendi elinle kazardın" demeyi ihmal etmeyip odamdan çıktı abim. Ben dolabına doğru yürürken Uraz'ın sesini duydum.
"Murat ile konuşuyor musun?" Sorusu beni afallatırken başımı olumsuz anlamda salladım. Murat ile konuşmuyorduk uzun süredir. Bunun sebebi ise bana 1 yıl önceye kadar çıkma teklifi etmesiydi. Ben onu sevmediğimden yani daha doğrusu arkadaş gibi gördüğümden reddettim ama o bunu kabul etmedi ve konuşmayı kesti. 1 yıldır birbirimizi görmüyoruz bile. Bu can yakıcı bir durum zaten oldum olası şu arkadaşların sonradan çıkma olayından nefret etmişimdir. Tamam bazıları sırf kendini aşık etmek için arkadaş olur ama bazıları da arkadaş gibi davranır. Biriyle arkadaş iken zaten güzel ama sevgili olursak aramız bozulur. Gerçi durum şuanda çok farklı değil ama...
"Arabayı süren çocuk kimdi?" Diye sordu bu sefer. Sanırım o yokken neler gelişti onu öğrenmeye çalışıyordu. "Üniversiteden arkadaşım" diye yanıtladım kısaca.
İkimiz hazırlanınca abimin odasına gidip Uraz'a yakın bir kombin giydirdik.---
Yol boyunca Uraz ve abimin aşk konuşmalarıyla geçti. Midem bir ara gruptan ayrılıyordu ama izin vermedim. Böyle düşünen bir tek ben sanıyordum lakîn yanımda araba süren Diyar'ın bakışları tek olmadığımı gösteriyordu. Sonunda yolculuk bitmiş ve bara gelmiştik. Kapıya bakınca aniden nefesim daraldı ve derin bir nefes çekme zorunluluğu hissettim.Benim durduğumu fark eden grupta durdu. Abim telaşla yanıma geldi, elleri omzumu bulurken sadece sarsıldığımı hissediyordum. Niye aniden böyle olmuştu ki?
Güneşli hava sanki bulutlara yer vermiş ya da gülen insanların sesi kesilmiş gibiydi. Bana endişeyle bakan abimle kesişti gözlerim. Başımı iki yana sallayıp ayılmaya çalıştım, artık bedenime hükmedebiliyor olmam da başardığımın göstergesiydi.
Biraz uzağımdan Uraz'ın şen sesi kulaklarımı doldurdu. "Tabir-i caizse şuan höt gibi duruyorsun" dedi gülmelerinin içinde. Onun bu dediğine Diyar'da gülünce ikisine kötü bakışlar atma gereksiniminde hissettim. Abime dönerek "İyiyim abi bir şeyim yok" dedim iyi çıkarmaya çalıştığım sesimle. Benden onayı alan abim yanımda yürüyerek içeri soktu beni.
Ter ve sigara kokuları burnumu yakarken, bize yer bulmaya çalışan Diyar'a döndüm. "Böyle pistten uzak bir yer olsun. Burnum artık katlanamıyor" dedim iğrenerek. Diyar yüz ifademe gülmüş ardından elini kaldırarak gelen birisine işaret etmişti. Baktığı tarafa bakışlarımı çevirince onu gördüm. 6 yıl sonra tekrar.
Bilal...
Beni gördüğünde anlık duraksasada çaktırmamak adına bize doğru gelmeye devam etti. Diyar bilmiyordu, bu yaptığı iyi bir şeydi benim için ama hayatımı siken biri ne kadar iyi olabiliyorsa.
Diyar ile tokalaşıp hasret giderdiler. Ordan gidebilirdim ama böyle yaparsam onu unutmadığımı düşünür ve ben böyle düşünmesini hiç istemem. Etrafıma bakındım ama ne abim burdaydı ne de Uraz. Ya daha yeni gelmişken haşna fişne olmaz ki.
Diyar'ın bana seslendiğini fark ettiğimde bakışlarımı tekrar onalara çevirdim. "Seni eski bir arkadaşımla tanıştırmak istiyorum Dora" devam etmesi için başımı salladım. Bundan cesaret elan Diyar, elleriyle Bilal'i göstererek "Bilal eski bir arkadaşım" dedi. Elimi uzattım yeni tanışıyormuşçasına. Karşımdaki adam bir elime bir de bana baktı. Ardından o da elini uzattı. Diyar aynı şekilde beni tanıttığında sesi bize ulaşmıyordu. Ama bu aşktan veya başka bir şeyden değildi. Dj sesi yükseltmişti ve bu onun sesini bastırıyordu.
Bunu fark ettiğinde bize yaklaştı "Siz tanışıyor musunuz?" diye sordu. Elimi çektim ve gülümseyerek Diyar'a döndüm, kısaca "Hayır" dedim. Diyar başını sallayarak oturacağımız yeri gösterdi. Ben onları beklemeden oturacağımız yere kuruldum.
Onu tanımıyordum ben yalan yok. Sadece başta tanıyorum sanmıştım o kadar. Günü onu takmadan geçirdim. Bana hülyalı bakan gözlerden birhaberdim lakîn.
***
6 gün sonra yeni bölüm attım ama iyi değildim ciddi manadaŞimdi daha iyiyim o yüzden yazayım dedim
Bölümü nasıl buldunuz?
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn 🛑
Seviliyorsunuzzz şekerli yarasalarım 🦇🍬