yedinci bölüm: Alex'ten kurtuluyor muyuz?

14 3 59
                                    

Sabah uyandığımda hala kendimi biraz yorgun hissediyordum. Dün Alya ile Alex hakkında konuştuktan sonra konuşmamıza kafam çok takılmıştı, düşünüp durmuştum. Ancak şu an bunları düşünecek vaktim yoktu hemen hazırlanıp çıkmalıydım. Okula Alya ile birlikte gidecektik ancak ben alarmın sesini duymamıştım ve kalkmam gereken saatten çok geç bir saatte uyanmıştım. Kahvaltı edecek vaktim bile yoktu şu an hemen giyinip çıkmam gerekiyordu. O sırada telefonun ekranında bir mesaj belirdi. Telefonu elime aldığımda mesajın Alya'da geldiğini gördüm ve hemen cevap verdim.

Alya: günaydın

Albert: günaydın

Alya: gelecek misin ben mi geleyim?

Albert: geliyorum. Sen hazır mısın?

Alya: hazırlanmadım daha sandviç hazırlıyorum okulda kahvaltı yapıcam, sen?

Albert: banada hazırlamanı istesem çok mu kötü biri olurum?

Alya: jfjdkd hayır tabiki.

Alya: hemen sanada bir tane hazırlıyorum

Albert: teşekkür ederim leydim.

Albert: 10 dakikaya evden çıkmış olurum. Ona göre hazırlan

Alya: tamamdır. Sandviçleri hazırlayıp çıkıyorum.

Albert: aşağı geldiğimde yazarım

Alya daha tam hazırlanmadığı için içim rahatlamıştı.Bu hazırlanabilecek vaktim olduğu gösteriyordu. Elime ne geçtiyse giymeme gerek kalmamıştı, kombin yapabilecektim. Siyah kumaş pantolonumun üzerine sevdiğim tişörtlerimden birini giydim, çantamıda koluma attım ve hazırdım. Aşağı inip yurt odamdan çıktım. On dakika sonra Alya'nın yurdunun önündeydim. Telefonumu çıkartıp ona yazdım.

Albert: ben geldim inebilirsin.

Alya: geliyorummm

Alya'nın yazdığını okuduktan sonra yurdun kapısının önünde beklemeye başladım. Bugün hava güneşliydi ancak yakıcı bir güneş yoktu. Biraz bekledikten sonra Alya aşağı indi. Yüzünde kocaman bir gülümseme ile bana yaptığı sandviçi uzattı ve "Geldim. Al bakalım sandviçini." dedi. Gülümsemesi o kadar güzeldiki tekrardan gülümsemesine hayran kalmıştım.Yüzüne güneş vururken nedense onu tamamlıyor gibi duruyordu. Saçları siyahtı gözleri ise gri onu tamamlayan çilleri ile bir tablo gibiydi ama yüzüne güneş vurduğu zaman bana sanki yarımmış ve onu güneş tamamlıyor gibi geliyordu. Bunları düşünürken elimi uzattığı sandviçe götürüp elinden aldım ve " Teşekkür ederim, sandviç için. Bende içeceklerimizi alırım. İtiraz istemiyorum sandviçler için uğraştın zaten." diye karşılık verdim. O ise gülerek "Tamamdır lordum, nasıl istersiniz." dedi. Sohbet ederek okula yürümüştük. Alya ile okula gelmek, onunla vakit geçirmek gerçekten çok güzeldi. Onunla çok eğleniyordum. O kadar iyi anlaşıyordukki bunlar benim için çok yeniydi. Okulun bahçesinden içeri girdiğimizde banklarda oturan Alex'i gördüm. Bize bakıyordu, daha doğrusu Alya'ya ne kadar sinirimi bozsada bozuntuya vermemeye çalıştım çünkü Alya Alex'in ona baktığını görmemişti, bana bir şeyler anlatmakla meşguldü ama ben Alex'i gördükten sonra ona olan odağımı kaybetmiştim. Alya'da bunu fark etmiş olmalı ki sordu.

Alya: Albert bir şey mi oldu? Beni dinlemiyorsun.

Albert: Pardon. Dalmışım dinliyorum seni devam et.

Alya: Dinlemiyordun. Konu seni sıktıysa değiştirebiliriz, benim için sorun değil.

Albert: Alya leydim, canım, biricik öğretmenim anlattığın her şeyi dinlerim sorun yok. Anlık dalmışım özür diliyorum anlat lütfen hadi. Sınıfa çıkmamıza çok yol var vakit geçmeli dayanamam.

lunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin