Marketten alışverişimizi yaptıktan sonra benim yurduma gelmemiz kısa sürmüştü. İçeri girdiğimizde salon biraz serindi, balkonun kapısını açık unutmuştum. Hemen kapıyı kapattım Alya'ya döndüm ve konuşmaya başladım.
Albert: biraz serinleşmiş burası sorun olur mu? Yoksa üzerine hırka falan getirebilirim.
Alya: sorun değil, teşekkür ederim.
Albert: tamadır, o zaman ilk yemek hazırlayalım istersen onları yedikten sonra biraz sohbet edip filmimizi açarız.
Alya: tamamdır.
Albert: ben bi üzerimi değiştiriyim sende istersen poşetleri boşalt.
Alya: bende burası sen üzerini değiştir gel
Yukarı çıkıp üzerime hemen tişört eşofman giyip aşağı inmiştim. Daha yeni gelmiştik ve Alya'yı daha yarım saat bir saat olmadan yalnız bırakmak istememiştim. Zaten yalnız bırakmam normalde de garip. Bunları düşünerek aşağıya indim. Alya çoktan poşetleri boşaltmış bekliyordu. Bu kadar hızlı boşaltmasına şaşırmıştım.
Albert: poşetleri ne kadar hızlı boşaltmışsın?
Alya: çok bir şey almamıştık zaten.
Albert: Alya iki poşet şey aldık asal az değil gerçekten. Ağızına kadar dolu iki poşet
Alya: boşalttım işte abartma allah allah.
Albert: tamam tamam ne yemek istersin.
Alya: makarna?
Albert: pardon sormam hataydı hemen yapıyorum kraliçem
Alya: kraliçem mi?
Albert. niye garipsedin hep diyorum?
Alya: ne biliyim genelde leydim diyorsun
Albert: leydim dememi daha mı çok seviyorsun?
Alya: yok fark etmez bana yani sen bilirsin.
Albert: tamam tamam ben seni anladım.
Alya: hadi makarnaya başlayalım. Yeter bu kadar konuşma
Albert: kremalı mantarlı yapabiliriz sever misin?
Alya: olur, severim
Albert: tamamdır başlayalım o zaman
Birlikte önlüklerimizi giydikten sonra yemeği hazırlamaya başladık. Ben makarna suyunu koyarken Alya'da mantarları kesmeye başlamıştı. Birlikte makarnamızı hazırladıktan sonra hızlıca masamızı hazırlamıştık. Balkonda yememizin daha güzel olacağını düşünmüştüm çünkü gerçekten yurdumun manzarası diğer yurtlara göre çok güzeldi. Balkona güzelce masamızı kurduktan sonra ben makarnalarımızı ve içeceklerimizi getirdim.
Alya: umarım güzel yapmışızdır
Albert: çoğunu sen yaptın Alya. Kötü olma ihtimali yok.
Alya: abartma Albert sende yardım ettin. Birlikte yaptık makarnayı
Albert: evet çok yardımım dokundu nazar değmesin
Alya: çok komiksin bugünde
Albert: her zaman leydim
Makarnalarımızı yiyip sohbet ederken saat 10 olmuştu. Sohbet ederken zamanın nasıl geçtiğini unutmuşuz. Hava iyice karardığında abur bucurlarımızı alıp salona geçtik. Ben filmi açarken Alya'da mısır ve cipsleri kaplara döküyordu. İlk Avengers filmimizi açıp izlemeye başladık. Alya sanki ilk kez izliyormuş gibi heyecanlıydı. Binlerce kez izlediğine o kadar eminimki hangi filmi izleyeceğime karar verirken anlamıştım. O kadar heyecanlı bir şekilde evet demiştiki uzaktan izleyen biri bile Alya'nın Marvel sevgisini görebilirdi. İlk iki filmi izledikten sonra Alya ara vermek istediği söyledi zaten saat 5 olmuştu birazdan güneş doğacaktı. Bu yüzden güneşin doğumunu izledikten sonra kalan son iki filmi izlemeye kadar verdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
luna
FantasiaAlbert ve Alya onların aşkı imkansızdı ama onlar bunu bilmiyordu. Albert dersleri pek iyi olmayan biriydi çok kafaya takmazdı böyle şeyleri ancak son sınavından iyi bir not alamazsa sınıfta kalıcaktı bu yüzdende hocaları zorla onun Alya'dan ders alm...