Yer: FİLİSTİN
...
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyorduGözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Unuttu mu bunu acaba herkesBurak dolanırdı yörelerimde
Mi’raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idimHani o günler ki binlerce mü’min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardıŞimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayımMescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyorduMehmet Akif İnan
Nihayet gözlerini açmıştı Sare. Başında şiddetli bir ağrı vardı. En son gördüğü şey yıkılmış bir şehir ve umutlardı. Bakındı etrafına. Yabancı bir yerde uyanmıştı. Yavaşça kalkmaya çalıştı ama Elinin ağrısı yüzünden destek alamamıştı. Acıyla bileğini tuttu. Derin bir kesik üzerine sarılmış ancak akan kandan dolayı kıpkırmızı olan pansumanına baktı. Sonra gelen adım sesleriyle başörtüsünü takarak yatakta oturur bir pozisyona geçti.
Bir elinde koltuk değneği ile aksayarak gelen Fatıma'ya baktı. Tüm acısını bir kenara bırakıp ona sarıldı. Göz yaşlarını tutamadı uzun bir süre.
Sare: "İyi misin? Ne oldu sana? Halamlar iyi mi? Babam nerede? Fatıma cevap ver!"
Sonra kendine geldi. Ne yaptığının farkında olmadan döküvermişti bu cümleleri. Sarıldığı yerden ayrılarak oturttu arkadaşını. Göz yaşları yerine bomboş bakan Fatıma'nın yüzüne baktı. Tek bir mimik bile yoktu. Ve odaklandığı noktadan gözlerini çekmeden konuşmaya başladı Fatıma:
"İyiyim elhamdülillah. Herkes iyi. Bazıları kaldı, bazıları gitti
Bu bozuk dünya, ahirete setti
Kurtulan kurtuldu cennete
Rahmân'a kavuşmanın hasreti bitti...Yüzüne baktı Sare'nin. Sarıldı konuşmasına devam etti.
"Dayım iyi... Ama...Ne diyebilirdi? 'Dayım iyi ama eksik'
mi diyecekti. Boğazına düğümlenmişti kelimeler Fatıma'nın.
Belki de yaşamak zordu, ama anlatmak inanın ki daha da zordu.Sare: "Konuş Fatıma! Birşey mi oldu?"
"Bir şeyim yok benim , ben iyiyim "
diyen kapıda ki adama döndü. Evet Abdullah tekerlekli sandalyesiyle gelmişti kızının yanına. İyice örtmüştü bacaklarını. Görmesin , korkmasın, babası için endişelenmesin diyeydi bir nevi.Sare: "Baba'm... Babacım.. iyi misin? Bir yerin ağrıyor mu? Bak ben iyiyim endişelenme. Tamam mı?"
Abdullah dolu gözlerle kızına baktı. Ağlayan Sare'nin başını okşayarak birbirinden güzel sözlerini dile getirdi;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK FİLİSTİN'DE KALMAZ
RomanceNecip oğlu Yüzbaşı Fatih ve Abdullah kızı Sâre ' nin aşk hikayesi... Tüm zorluklara rağmen nikahları kıyılan iki genç . Şehadetin nasip aradığı topraklar da göreve çıkan Yüzbaşı Fatih, babası Abdullah için her türlü zorluğa göğüs geren Filistin' li...