Yer: FİLİSTİN
2 Hafta sonra
Cuma günü: saat 03:19Etraf bomba sesleriyle çınlıyordu. Bir uğultu ve anlaşılmayan birçok ses vardı. Ağlama ve yakarış sesleri...
Yüzbaşı ve tüm Aksâ timi bu sese kulak vererek sokağa döküldü. Her yerde bağrışma sesleri vardı. Daha sonra bir feryat koptu. Fatıma'nın annesi Hacer, ortalıkta koşuyor önüne çıkanın yakasına yapışarak " Kızımı bulun. Fatıma nerede? O karanlıktan çok korkar " diyordu.Tim ise yaşananlara inanmakta zorlanıyordu. Yüzbaşı Fatih'in bağırmasıyla tim kendine gelmişti.
Yüzbaşı: "Bakmayın! YARDIM EDİN!!"
Şaşkın ama yüksek bir ses duyulmuştu.
" EMREDERSİNİZ! "Herkes bir anda halkın yardımına koştu. Moloz yığınları altında kalanlar askerlerin yardımıyla tek tek çıkarılıyordu. Gözleri, bozulmuş sokak lambasının yanıp sönen ışıkları arasında
Abdullah'ın evini aramıştı. Acaba onlar ne halde idi?Birden kucağında Fatıma ile Salih çıka geldi molozların arasından.
Salih: "Yardım eden yok mu? Hacer Abla! "Yüzbaşı sese doğru ilerledi. Zavallı Fatıma'nın ayağı kolon altına sıkışmış ve ağır yaralanmıştı. Fatıma Neredeyse duyulamayacak bir sesle fısıldadı:
"Sare evin içinde kaldı. Onu aramaya gittim ama bulamadım."Yüzbaşı Fatih, aklı başından gitmiş bir vaziyette eve doğru koştu. Bir taraftan da Ömer Ali' ye seslendi:
"Ömer Ali hemen evdeki battaniyeleri getir. Bana bir tane ver gerisini dağıt.Yüzbaşının emri ile hızlıca eve koşmuştu Ömer Ali. Soluk almadan Yüzbaşının dibinde bitmişti.
Yüzbaşı: "Sen Abdullah amcayı bul , diğerleri ile beraber bizim eve götürün. Yakınları güvende olanlar , yakınlarına gitsinler bu onlar için daha güvenli olur."
Yüzbaşı eline nereden bulduğunu bilmediği bir feneri aldı. Sare'yi aramaya başladı. Son derece endişeliydi. Tek duası masum insanlardan can kaybı olmamasını dilemekti. Bir eliyle sütunları kaldırıyor, bir eliyle de feneri tutuyordu. Arıyordu ama bulamıyordu. Artık çaresi kalmamıştı yüzbaşı Fatih'in. Taa ki arka bahçeden bir ses duyana kadar.
"Yardım edin. Kimse Yok mu? " Yüzbaşı dikkatlice sese kulak verdiğinde sadece yardım sesi değil aynı zamanda 'ALLAHU EKBER' ve 'Kelime-i şehadet '
Sesleri de duyuyordu.Sesin geldiği yöne doğru koştu. Evet onu bulmuştu , Sare'yi bulmuştu...Yüzbaşı: "Sare! Sare! Sen misin? İyi misin?"
Sare: "Lütfen bekle başörtüm yok!"
Ama çok geçti . Yüzbaşı onu görmüştü.Haftalardır içini tırmalayan o his açığa cıkmış Sâre' nin güzelliğine hayran olmuştu . Tiz bir sesle yutkundu ve başını yere çevirdi . Elindeki battaniyeyi uzattı.
Yüzbaşı: "Al bunu kullan."
Sare: "Teşekkür ederim."Sare Yüzbaşı Fatih'in ona uzattığı battaniyeyi hemen başının üzerinden kendine sardı. Çok üşümüştü.
Ama bakışları daha soğuktu. Etrafına çaplıca bakındı. Yaşadığı şehir , büyüdüğü şehir değişmişti. Hiçbir şey eskisi gibi değildi. Gözlerinden akan yaşlar, yüzünden süzülerek yere damlıyordu. Bu gözyaşlarına hıçkırıkları da eklenmişti. Kendini tutamayan Sare sesli bir şekilde ağlıyordu. İsyan değildi bu elbet. Kırgındı... Nerede şehrimin sesini duyan?
Diyordu ağlaması...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK FİLİSTİN'DE KALMAZ
RomanceNecip oğlu Yüzbaşı Fatih ve Abdullah kızı Sâre ' nin aşk hikayesi... Tüm zorluklara rağmen nikahları kıyılan iki genç . Şehadetin nasip aradığı topraklar da göreve çıkan Yüzbaşı Fatih, babası Abdullah için her türlü zorluğa göğüs geren Filistin' li...