Güven her zamanki gibi hastaneye gelmiş ve Neslihan'ın odasına gitmiştir.
"Selam Neslihan."
"Hoşgeldin canım."
Güven elindeki kahveyi masaya bırakıp yerleşti,Neslihan'ın dikkatli gözlerle bilgisayarı incelediğini gördüğünde merakına yenik düştü.
"Neye bakıyorsun öyle dikkatle?" dedi sorgular şekilde.
"Neye bakayım,Serhan'ın mesajlarına falan.Zaten Ece'yi zor kurtardık tehlikeyi göz önüne alamam."
Güven kadının stresden terlemiş ellerini gördü,hızlıca masadaki tokayı aldı ve Neslihan'ın arkasına geçerek saçını topladıktan sonra boynuna bir öpücük kondurdu.
"Biraz sakin güzelim,bak polis heryerde arıyor zaten."
"Biliyorumda içim rahat etmiyor işte,napalım anne yüreği."
"Anlıyorum bebeğim,ama cidden biraz rahatlaman lazım."
Güven tekrardan koltuğa döndü,oturduktan sonra dışarıdan gelen seslerle ikiside ayağı kalkıp dışarı fırladı,dışarıda elindeki bıçağı Alaz'ın boynuna dayamış olan Serhan'ı gördü.
"Kaçmama izin vermesiniz saplarım bıçağı!"
"Tamam,sakin ol!" dedi Selçuk.
Güven hızlıca arkadan dolaşmaya başlamıştır,Serhan ise geri geri adım atıyordur,o sırada koluna gelen darbe ile yere serilmiştir,Güven hızlıca Alaz'ı bir kenara çekmiştir.
"İyimisin paşam?" dedi tedirgin gözlerle.
"E-evet..". dedi kafasını Güven'ın göğsüne koydu,o sırada Neslihan ve Yaman gelmiş ve hep birlikte sarılmışlardır.
"Ben teşekkür ederim Güven abi."
"Vay be babam neymiş!" dedi sırıtarak.
Güven hafifce Yaman'ın kafasına vurmuştur,Alaz ise başı dönerken duvara tutundu.
"İyimisin annem?" dedi Neslihan.
"İyiyim de,başım dönüyor biraz."
"Travma üstü olur böyle şeyler,Neslihan sen git bir Alaz'a test yap.Benim Yaman ile işim var." dedi ve iki elinide Yaman'ın omzuna koydu.
"Bu işin içinde bir iş var ama neyse,hadi gel oğlum."
"Yok be işi canım,hadi kolay gelsiin!"
Yaman Neslihan gittikden sonra babasına garipser bir şekilde baktı.
"Ee sizin benle ne işiniz var acaba doktor bey?" diyerek sırıttı.
"Konuşma,arabaya bin."
"Emir edersiniz komutanım!" asker selamı ile birlikte.
"Şımarma şımarmaa!" diyerek oda sırıttı.
Yaman arabada telefona dalmışken lüks biryere geldiklerini gördü,ağzı aralandı araban inerken.
"Hassiktir!"
Güven sadece gülerek içeriye girdi,ve Yaman'a masayı gösterdi.
"Şimdi burayı anneni en iyi tanıyan adamlar olarak hazırlayacağız paşam."
"Bana uyarr." yemeklerden bir parça alacakken eli geriye çekildi.
"Yaman bunlar annenin,senin değil oğlum!"
"Aaa ne kadar ayıp insan oğlundan sakınır mı?"
"Çeneni yorma,elini yor hayde!" dedi ve arkasını döndü.
"Bu adam iyice anneme benzedi ya!" diyerek söylendi.
3 hours
Yaman masayı güzelce hazırlamış,ve gitmiştir. Şimdi geriye kalan Neslihan'ın gelmesidir,Güven masada ki bazı şeyleri düzeltirken Neslihan içeri girdin.
"Hoşgeldiniz doktor Neslihan hanım.." dedi ve önünde eğildi.
"Yaa Güven bu nee?!." dedi utanarak.
Güven elini kadının beline koydu ve konuştu.
"Benim küçüğüm bu gün çok yoruldu,ve güzel kadınların her zaman dinlenmeye hakkı vardır!"
Neslihan kahkaha attı ve adamın dudaklarına bir nefes bıraktı,ardından masaya oturdu,tabiki Güven'ın sandalyesini çekmesiyle birlikte.
"Yaman ile beraber hazırladık,senin dilinden anlayan iki koca adam olarak."
"Çok güzel olmuş burası."
"Tabi senin kadar olmasada var bir ortası."
Neslihan gözlerinin içine aşkla baktı adamın,yemeklerini yedikten sonra Güven önüne ilikler gibi yaptı ve salaş gömleğini düzelti.
"Beni dans etmeye layık görürmüsünüz hanımefendi? Amadeyim emrinize." dedi ve elini uzatarak başını öne eğdı.
"Tabiki efendim!" dedi ve karşısındaki eli tutarak ayağa kalktı,boy farkları görülebilir dereceydi,arkadan çalmaya başlayan şarkı ile ahenk içinde dans etmeye başladılar.
"Papatya gibisin beyaz ve ince."
"Eziliyor ruhum seni görünce."
"İsmin dudaklarımı yakıyor,neden?"
"Nedir bu çektiğim senin elinden."Güven kadının belinden tutarak aşağa sarkıtmış ve kollarında küçücük kalan kadının dudaklarına serilmiştir..