=== 6. Bölüm ===
Multi: Cemre ŞAHİN
İyi okumalar...
Bahçede topluca yaptığımız yüzleşme tarzı konuşmadan sonra Akın ile pek muhatap olmadım. En arka sıradan kalkıp aynı tarafın en ön sırasına geçtim. Ee tabi Akın da yanıma gel diye yalvarmadı. Hatta bırakın yalvarmayı, grup halinde iki üç kez bir araya gelmemiz dışında dört gündür karşılıklı olarak konuşmadık bile. Başkası olsa ne bu tavrın kendine gel falan der ama Akın onu da yapmamıştı.
Ben de şu an arka sırada oturan Akın'ı düşünmemek için gözlerimi saate diktim çıkış ziline kalan dakikaları sayıyordum.Bugün babamlar İstanbul'a gidiyorlar ve bu beni rahatsız ediyor. Etrafta dolanan sorunlar var belli ama benim hiçbirinden haberim yok. Açıkçası bu sefer öğrenmeye niyetimde yok. Akın ve Kerem'in meselesini öğreneyim dedim saçma sapan sonuçlar alıp Akın'ın ve diğerlerinin karşısında ezik durumuna düştüğümle kaldım.
"Beste çıkışta lunaparka gideceğiz gelir misin?" Bana yönlendirilen soru ile kendime geldim.
"Kim kim gideceğiz?" diye sordum bende Mehmet'e. Mehmet ile diğerlerinden daha iyi anlaşıyordum, iyi biriydi.
"Valla bende tam bilmiyorum. Fikir Akın'dan çıktı. Bizi o götürecekmiş." demesi ile gitmemem gerektiğine karar verdim.
"Öyle mi? Akın kesin orada olacak yani? Siz gidin ya, ben gelemem."
"Yani işi varmış zaten orada ama sen de gel Beste."
"Lunaparkta ne işi varmış?"
"Biri ile buluşacakmış." dedi ve göz kırptı. Ben o gözü şimdi...
"Yok Mehmet gelemem. Babam ve Annem bugün şehir dışına çıkacaklar. Yolcu etmezsem içim rahat etmez." deyi verdim ki bir nebze de olsa doğruydu bu. Yani sonuçta onları uğurlamazsam da rahat ederim ama Akın ve buluşmasını izlerken rahat etmeyebilirim. Benim son sözümden sonrada Mehmet işin bitince hemen gel dese de pek umursamadan dakika saymaya devam ettim.
Okulun bitmesi ile kendimi eve attım. Annem ve babam daha eve gelmemişlerdi. Akşam yola çıkacaklardı ama hala işteydiler. Doğru düzgün valizde hazırlamamışlardı. Aslında neden gittiklerini de hala anlayamamıştım. Aklımda olan tek şey benim gitmemem gerektiğiydi. Normalde evi yıkar geçer babamlar ile giderdim ama babamın sözleri aklımdan çıkmıyor, "Seni götüremem kızım. Sana zarar gelmesine izin veremem."
Bunu söylemesinde mutlaka bir neden var, beni ilgilendiren bir neden... Ne olduğu hakkında ufacık bir fikrimin olmamasına rağmen öğrenmek için bir gayem de yok. "Televizyonun sesini kıs Beste." Annemin bağırması ile aniden arkama döndüm. Ne ara gelmişlerdi.
"Siz ne ara geldiniz?"
"Eve hırsız girse farkında olmayacaksın kızım. Bu ne dalgınlık?" diye sordu babam burnumun ucuna hafiften vurup.Babama cevap vermeden televizyonu kapatıp yetimden kalktım.
"Gelmediğin için küsmedin değil mi bana?"
"Küsmedim tabi baba. İş için gidiyorsunuz, başka zaman da gezmek için gideriz." dediğim de yüzü güldü. Onun gülmesi ile bende istem dışı gülümsedim.
"Orada dırdır edeceğine gelip valizini hazırla Fatih. Geç kalmak istemiyorum, seni bırakıp giderim." annemin otoriter sesinin ardından babam arkasına doğru "Geliyorum hayatım." dedi ve bana dönüp sesi kısarak "Dediğini yapar biliyorsun tatlım. Gitsem iyi olur." diyerek arkasını dönüp salondan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHİPSİZ AŞIK (Devam Edecek)
Novela JuvenilBu sene çok fazla şey öğrendim. Hayatın karşımıza neler çıkarabileceğini hiç bir zaman tahmin edemeyeceğimizi bir kez daha anladım. İyilerin kötü, kötülerin iyi olabileceğini; yalanların aslında gerçek, gerçeklerin ise bir avuç yalandan ibaret o...