S.A. - 10. Bölüm

615 65 32
                                    

=== 10. Bölüm ===

İyi okumalar...

Babamı gittikten sonra Kerem ve Özge'nin de daha fazla kalmasına gerek kalmadığı için hemen söze girdim.

"Siz de gidin isterseniz artık." dedim asık bir suratla.

"İnsan bir teşekkür ederdi." dedi Kerem.

"Sen hiç konuşma seni çağırmamın nedeni benim yalnız kalabileceğimi babama anlatman ikna etmendi. Sense Özge yetmezmiş gibi kendini de musallat ettin şimdi."

"Beste merak etme ısırmam." dedi tripliymiş gibi hissettiğim ses tonuyla Özge. Tamam kabul ediyorum kızın hiçbir suçu yoktu, buraya kadar gelmişti üstelik. Hatta onun yerinde ben olsam gelmezdim de ama sanırım başlarda ona yaptığım yardımın teşekkürü olarak gelmişti bugün.

"Beste şimdi gidiyoruz ama geri geleceğiz. Tekrar söylüyorum endişelenecek bir durum yok. Akın'la aran bozulmaz merak etme." dedi ve Özge'yi de kaldırıp onlarda mutfaktan çıkıp gittiler. Allah'ın bir günü hareketsiz geçmiyor. Her günüm hareketli resmen.

Ben de mutfağı öylece bırakıp odama gittim ve telefonuma baktığımda Mehmet'ten mesaj gelmesi tuhafıma gitmişti. Gördüğüm mesaj ise daha çok şaşırtmıştı.

Ertesi sabah otobüs durağına doğru yürürken uzatan durakta bekleyen Kerem'i görünce çok da şaşırmadığımı fark ettim. Çocuğun her hareketi şaşırtıcı olduğundan artık alışmıştım. Ondan kurtuluş olmayacağını bildiğimden, bir de buraya kadar geldiğinden uzatmak istemeyerek yanına gittim.

"Selam da mı vermeyeceksin?" dediğinde yüzüne bakmadan zoraki bir biçimde konuştum.

"Günaydın." dedim soğuk bir ses tonu takınarak.

Onunla samimi olmak istemiyordum. Zaten dün okuldaki konuşmamız çok dikkat çekmişti, bugün de okula birlikte gidecek olmamız beni geriyordu. Otobüse bindiğimizde boşta olan tekli bir koltuğa oturdum. Şu an cidden onunla oturup muhabbet edecek havamda değildim. Ama o yer olmasına rağmen oturmuyor, başımda dikiliyordu.

"Hala beni arkadaşın olarak görmüyor musun?" diye sorduğunda kafamı kaldırıp Kerem'e baktığımda sorusunda gayet ciddi olduğunu fark ettim.

"Nereden çıktı bu?"

"Beste arkadaş olmaya çalışıyorum. Yanında olup yardıma ihtiyacın olduğunda yardım etmek istiyorum. Ama sen beni sürekli kendinden uzaklaştırıyorsun." demesi ile istemsizce yutkundum. Evet öyle yapıyordum nedenini tam olarak bilmesem de öyle yapmaya mecbur hissediyorum.

"Neden benimle arkadaş olma çabası içerisindesin?" diye ben sordum bu defa.

"Asıl sen neden beni kendinden uzaklaştırma çabası içerisindesin?" diye soruma soru ile karşılık verdi.

Ben kaşlarımı çatınca yere çömeldi ve yüzlerimizi eşit hizaya getirdi.

"Tamam sen cevap verirsen ben de cevap veririm." dedim, durumdan kurtulmak için.

"Seninle arkadaş olmak istiyorum çünkü sen onlardan farklısın. Yanlış tarafta olduğunu düşünüyorum, hala. Başta buna karışmayacağımı söylesem de kendime engel olamıyorum. Sana karşı sorumlu hissediyorum." dedi. Bu kadar çabuk söyleyeceğini ummuyordum. Söylediklerini idrak etmeye çalışıyordum. Özellikle senden sorumlu hissediyorum kısmını. Ama bana sıra sende der gibi baktığından, düşünme işini erteleyip boğazımı temizleyip başladım.

"Benim tek bir nedenim var o da Akın. Sevgilim senden hoşlanmıyorsa vardır bir nedeni. Yani bana karşı duyduğun şu lüzumsuz sorumluluktan vazgeç. Bizden arkadaş olmaz Kerem. Şimdi anlatabildim mi? Kırıcı olmamak için uğraşıyorum ama anlamamakta direndin resmen. Bana üç beş metreden fazla yaklaşma mümkünse." dedim ve ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledim ve ilk durakta indim.

SAHİPSİZ AŞIK (Devam Edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin