6.Bölüm 🐺

65 4 1
                                    

"Bir yaprak düşer Mart'ın birinde; güneş batar, her yer kapkaranlık olur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bir yaprak düşer Mart'ın birinde; güneş batar, her yer kapkaranlık olur. Ve bir yaprak düşer bambaşka bir Mart'ın birinde; karanlığın tam kalbine, yeniden güneş doğar."

🪶

Saat tam on ikiyi vurdu bugün benim doğum günüm, yine bir doğum günümde ailemi kaybetmiştim. O günden sonrada doğum günlerimi kutlamaz oldum, çevrenizde ne kadar dostunuz hatta kardeşten öte arkadaşlarınızda olsa, annenizin sıcak kucaklaması, babanızın saçınızı okşaması olmadan, hiçbir önemli günün değeri olmuyor bir yuvayı yuva yapan içindeki ailedir. Ben o hiç büyümeyen kimsesiz bi çocuğum. Ailemle doğum günümü kutlamak için bindiğim o arabada aslında bir parçamda onlarla öldü.

"Aloha, iyi ki doğmuş benim polyanam hastaneye yanına gelecektim ama yoğun olduğun için gelmedim, ama hep yanındayım biliyorsun 24 saatin dolsun kendi ellerimle yemek yapacağım sana, o çok sevdiğin fırında patates, tavuk, pilav, var" Ayşe işte o yarım kız çocuğundan geride kalanı sarıp sarmalayan hiç yanlız bırakmayan, ağlayınca ağlayan gülünce gülen; kardeş, anne, baba sırdaşım, dostum bazen Allah annemi babamı alırken bana eksikliğini kapatmak için ödül niyetine onu verdi sanıyorum.

"Biliyorum sende iyi ki varsın demir kadınım, bu arada, ölmem değil mi? En son bana yemek yaptığında zehirlenmiştik. Şöyle yapalım yemeği dışarıda yiyelim film gecesi yapalım ne dersin?" masama geçip sırıtmaya başladım nöbetimin bitmesine daha çok var ayaklarım kopmak üzere uykuya düşkün biri için 48 saat nöbet tutmak çok feci birşey.

" Nankör köpek! Yazıklar olsun sana verdiğim emeklere, o benim suçum değildi hem tavuk bozukmuş ben o yemeği yapmak için gecemi gündüzüme katmıştım bok yiyesice." Ayşe'nin hayatta en nefret ettiği şey onun yaptığı işleri beğenmemekti iyi ya da kötü, o her zaman kusursuz olmalıydı onun takıntısıda buydu işte, şakayı asla kaldıramıyordu. Şen bir kahkaha attım onun bu sinirli hali gözümün önüne gelince kendimi tutamadım.

"Şaka yaptım ellerine sağlık tabi ki senin suçun değildi nöbet yordu beni, senin azarını yemek iyi geldi kendime getirdi beni." Eğer bu şakaya devam edersem hastaneye gelip beni anestesisiz ameliyat bile edebilirdi.

"Sen eğlen bakalım eve gelince görüşürüz o halde tutmayayım seni yarın görüşürüz öptüm, seni çok seviyorum."

"Ben daha çok seviyorum tamam görüşürüz canım." Telefonu kapattıktan sonra tekrar odadan çıktım yoğun bakım önünde bekleyen bir teyzeyi gördüm trafik kazasında kızı ve damadı ağır şekilde yaralanmıştı 4 günden beri bekliyordu uyanmalarını yanına oturdum.

" İyimisin teyzecim burda böyle bekleme evine git bir gelişme olursa seni ararız zaten çok yoruldun sende." teyze gözü yaşlı bir şekilde baktı bana ona uzattığım suyu aldı.

"Yavrum burada böylece yatıyor , ben nasıl gideyim evime bir parçam içeride ben onu ne hallerde büyüttüm kolaymı bırakıp gitmek arkamı dönsem anne beni bırakma diye seslendiğini duyuyorum, gitsem eve birşey olacakmış gibi geliyor ben iyiyim kızım,kızımı bırakamam. Hangi anne evladını yaralı bırakıp gider ki kızım. " Mecbur kalmadıkça gitmez sanırım annemde beni hiç bırakmazdı ilkokula başladığımda, hasta olduğumda her an yanımdaydı düştüğümde kaldırırdı. Ben o gittikten sonra her düştüğümde kendi yaramı kendim sardım canım yandı geçecek diye kendime telkin verdim ben kendimi, kendim büyüttüm.

Acem Kızı 🐺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin