5-Pasta

407 39 4
                                    

"başucumda bir bardak su
beni başucumda bir bardak su gibi avutuyorsun"

Barış Bıçakçı

"Şaşırttınız beni abi." dedi Ali sonunda ağzından kelimeler dökülebildiğinde. "Teşekkür ederim."

Sırtında bir el hissettiğinde sahibini biliyordu, herkes çevresindeyken Cihan arkasında duruyordu çünkü. Yine başının arkasından sesini duydu.

"Biz adamı böyle şaşırtırız işte."

Ali ifadesiz yüzünü artık değiştirip gülümsedi bunun üzerine. O ana kadar hala yüzünde şaşkın bir surat ifadesi taşıyordu. Hemen solunda duran Selim hareketlenip pastayı bir bıçakla kesmeye başladı. İlk dilimi de plastik tabaklardan birine yerleştirip uzattı Ali'ye.

"Al bakalım."

Ali gözlerini avcuna yerleştirilen tabağa indirdi. Sanki gizemli bir tarafı varmış gibi bakıştı pasta dilimiyle. Sonraki adımında ne yapması gerektiğini bilemiyordu. Oturup yemeye başlayabileceği kadar basit bir an değildi. Onun için çok, çok özeldi. Bir yandan babasının ölümünün ardından daha bir ay anca geçmişken mutluluk konuşmaları yapıp herkesi teşekküre boğmak da içinden gelmiyordu. İstemiyordu da zaten. Ama sanki içerisinde yanan bir yaraya soğuk bir su dökmüştü arkadaşları. Bunu onlara nasıl göstereceğini bilemediği için öylece kalmıştı yerinde.

Selim herkese tabaklarını dağıtırken Ali biraz kenara çekilip ona yer açtı. Sonra herkesin yüzüne baktı tek tek. Gülümseyen gözleriyle karşı karşıya geldi karşısındaki gençlerin. En son sağında duran Cihan'a döndürdü yüzünü. Hem endişeli hem sorgulayan bir yüzle kendisine bakıyordu.

"Bayılacaksan yatıralım seni bir yere." derken dudakları kenara çekilmiş, gülümsemişti. "Pasta oğlum alt tarafı."

Cihan'ın elinde değildi. Her zamanki yaptığı gibi şimdi de duygusal olarak yükselmiş herkesi ve her anı normale çekmeye çalışıyordu. Kendini böyle güvende hissediyordu. Çevresindekilerin gerektiğinden fazla his sahibi olması onu tedirgin ederdi çünkü.

Ali artık kendi bulanıklığından çıkıp normale dönmek için boğazını temizleyip konuşmaya hazırlandı.

"Nerden bildiniz doğum günümü?"

"Üzümünü ye, bağını sorma."

"Cidden Cihan, merak ettim, nerden öğrendiniz?"

Sorusunun muhatabı cevap vermeden yanından uzaklaşınca Ali bir cevap alabilmek için Selim'e döndü yüzünü.

"Cihan görmüş senin geçen yıl Instagram'a koyduğun bir fotoğrafı."

Ali gözlerini Cihan'a çevirdiğinde onu sandalyeye oturmuş önündeki pastayı yemeye hazırlanırken buldu. Konuşmalarını duymazdan geliyordu.

"Hadi lan? Onun fikri miydi yani?"

"Aynen, bizi de şaşırttı ama arada yapıyor böyle şeyler."

Cihan duymazdan gelmeyi sürdürünce, Ali gidip masada karşısına oturdu. Hemen yanında da Mağruf oturuyordu. Dudaklarında bir gülümsemeyle Ali gibi o da gözünü Cihan'a dikmişti. Karşılarındaki esmer çocuksa bir süre hiç kafasını kaldırmadan pastasını yedi. En sonunda bakışlarını yukarı çevirip göz göze geldi Ali'yle.

"Ne bakıyorsun lan?" Sonra da Mağruf'a döndü. "Ne bakıyorsunuz daha doğrusu? Ben insan değil miyim, hoş bir şey yapamaz mıyım yani?"

Ses tonundan derin bir alınganlık duyuluyordu.

Daçxuri / Ateş (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin