BAY TURUNCU

1.BÖLÜM; BALKABAĞI

Not: Multimedya'dan Barlas'la tanışabilirsiniz.

Odamda camın köşesine çekilmiş dışarıyı seyrediyordum bavulumu çoktan hazırlamış sabırsızlanıyordum. Kısa süreli de olsa buradan uzaklaşmak bana çok iyi gelecek, bunun için Yasemine teşekkür etmeliyim fakat mutlu olduğumu öğrenseydi inanın bunu alt üst etmek için elinden geleni yapardı üvey annem.

Annem ben 12 yaşındayken bir araba kazasında vefat etti Babam ise Yaseminle evlendi onunla mutlu olduğunu söyleyip duruyor ben değilim pekte olacak gibi gözükmüyor .

Merdivenlerden aşağı inerken cadaloz Yasemin Babamla tartışıyordu Babam beni görünce sustu e Yaseminde susmak zorunda kaldı. Beni çok seviyormuş gibi elimden bavullarımı aldı ve bana sarıldı adeta kemiklerimi kıracakmış gibi belki de onu amaçladı pislik karı.

"Aah! Canım benim seni çok özleyeceğim.!"

Sizde zamanla anlarsınız bu kocasının öz kızını sevmeyen üvey anne dilinde

"Allah'ım şükürler olsun gidiyorsun bir daha gelemezsin inşallah."

Demektir.

Ardından ağlarmış gibi yaparak yerde ki bavulları babama kakaladı. Otobüsün korna sesiyle Babam bavulları yerden aldı. Yasemin bana aşık bir eda ile;

"Ah aşkım! Odanı her gün temizleyeceğim."

Bu ise şu demek ;

"Ah küçük çirkin! Odan artık benim giysi dolabım."

Derin bir iç çektikten sonra Yaseminin kollarından uzaklaşıp gerçekten güvenli kollara gittim.

"Dikkat et kendine prensesim."

İstediğiniz kadar büyüyün. Babanız için hala küçük prenses olarak kalırsınız.

"Tamaam Baba."

Bavullarımı bagaja koyarken Babamın arkasından dans eden üvey anneme el hareketi çektim.

Babamın şaşkın bakışları karşısında hemen otobüse binip yer aramaya başladım.

Gözlerim boş koltuk ararken beni öküz gibi izleyen turuncu saçlı çocuğa takıldı çok tatlı birisine benziyordu.. Çok yakışıklıydı, çocukla birbirimizi izlerken şoför otobüsü sürmeye başladı ve ben dengemi kaybedip turuncu kafanın kucağına yığıldım.

Ela gözleri, kirli sakalları resmen konuşuyordu

Oturduğu koltuğun yanını boş görmüştüm kalkıp oraya oturmak gelmişti içimden.

"Yalnız orası bir koltuk değil."

Sürekli konuşuyordu, çenesi düşük olduğu her halinden belliydi turuncu balkabağının.

"Şşt kime diyorum?"

Çok farklı birisi olduğunu ilk görüşte anlamıştım, abartmayalım o kadar da farklı değil. Beni büyüleyen şey daha çok turuncu diye adlandırdığım kirli sakallarının arasından gülüşüydü.

"Tamam rahat olabilir ama yani uygun değil ortam."

Benim ağzımdan ise sadece bir kelime çıktı;

"Turuncu."

"Turuncu?"

Düzeltmek için bahaneler arıyordum.