4383 GÜN
" 1 Bölüm | Küçüklüğüm "
"Ağla, kaderime ağla, bensiz aşka doyma."
Beni eleştirebilirsiniz. Beğenmeyebilirsiniz, ama saygı çerçevesi içerisinde her türlü yorumunuza, razıyım.
------------------------------------------------------------------------------------------------
Her yaşıtlarımdan farklı bir hayatım vardı, çok duygusal çok düşünen çokta kafasında kuran bir hayatım. Henüz daha ilkokula başlayacak olan 7 yaşında bir çocuktum.
O gün sadece mp3 çalarımdan şarkı dinliyordum. Ve yarın için endişe duyuyordum eminim ki yarın bir şey olacaktı. Bazen hislerime göre hareket etmeyi çok severdim bu beni olgunlaştıran şeylerdir.
Daha okul için bir hazırlık yapmamıştım, neden yapayım ki? Okul nedir bilmiyordum. Kafamdaki soru işaretlerini bir kenara bıraktım ve annemin odaya baskın atışını gözlerinde ki bana uyu demesini anladım, "Yarın okulun var geç olmadan uyu" Cümlesini duyduktan sonra kafamı yastığa koydum ve derin bir uykuya daldım.
Günaydın mı desem? Çünkü daha gün aymamıştı ve saat daha 06:20, Eminim ki bu saatte tek uyanan ben değildim. Bu kadar erken uyanmak benim uyku düzenimi çok etkileyecektir. Uzun uzun düşündükten sonra, yatağımdan kalktım içimde ki özgüvensizliği hissedebiliyordum.
Ellerimi ve yüzümü yıkadım daha sonra annemle birlikte, evden ayrılmıştım. Etrafta bizim gibi okula giden insanları görüyordum kimisi tek, kimisi babaannesiyle kimisi babasıyla. Onları gördükçe içimde ki özgüven biraz da olsa yükseldi.
Çünkü tek okula gelen ben olmadığımı anladım. Uzun bir yolun ardından annem beni okuluma bıraktı. Sınıfıma geçmeden önce "Tören" Adında sıraya girdik.
Ve konuşan kişi "Okulumuzun Müdürüydü" Bizlere okulu ve kuralları tanıtıyordu, henüz daha kurallara uymayacak kadar küçüktüm. Ve onu ciddiye alacak yaşta değildim.
Uzun konuşma bittikten sonra, ülkemizin milli marşı olan "istiklal marşı" Okunmak üzere herkes saygı duruşuna geçti.
- Hazır ol
- İstiklal marşı için Dikkat.
- Derin bir sessizlik oluştu -
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal.Ardından, Sırayla herkes sınıflara geçiyordu, Annem doktordu ve işi acil olduğu için o gitmişti, tek başıma okuma yazma bilmeden sınıfımı arıyordum büyük insanlardan yardım alarak sınıfımı bulmuştum.
Sınıfa geldim ve sıraya oturdum, önce etrafı izliyordum. Sonra insanları incelemeye başladım. Birisinin bana dokunuşu hissettim
"Selam, ben derin" diye seslendi, biraz durgunluk yasadım. Sonra ona "Arda bende" diye yanıt verdim sanki beni tanıyormuş gibi selam vermesi garibime geldi.
Ardından sınıf öğretmenimiz, sınıfa giriş yaptı kendini bize tanıyordu büyük heyecanla onu dinliyordum. Aslında okul güzel yermiş!
Tanışma konuları bittikten sonra, bize almamız gereken ders materyallerini söyledi, ve her birimize ufak liste verdi. Çok geçmeden teneffüs zili çalmıştı.
ve dışarı çıktım, insanların arasında kaynaşmaya başladım. Çok yüksek sesli ve gürültü ortamları sevmezdim. Pekte okulu seveceğimi düşünmüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4383 GÜN
Aksi✨️ Bir aşk kitabından ziyade bir çocuğun 4383 günü desem daha doğru olabilir sonuçta bir insan sadece aşk yaşamıyor bir insanın en mutlu yaşadığı anılar ile en mutsuz anıların kavgaların bir arada olduğu aksiyon ve üzüntü dolu duygusal kitap düşünün...