9.BÖLÜM -YA ŞİMDİ YADA ASLA-

8 1 0
                                    

Aslaydı herşey benim için, istemezdim ben şimdiyi yaşamak,isteyemezdim.

Karanlıkta kaybolmak istemezdim ben, karanlık olmak isterdim, yaşamayı severdim ama herşeyi yapacak kadar da sevmezdim yaşamayı.

İhanet etmiş gibi hissetmem belki normal değildi ama hissettim. Bir ölüye âşıktım ben.

Beklemekten daha kötü olan tek şey, gelmeyeceğini, gelemeyeceğini bildiğin hâlde beklemekti...

Sinir yoktu üstümde birşey hissetmedim, yorgundum galiba, kırgın? Şaşkın? Hangisini hissetmem gerekti?

Yere düşürdüğüm neşterin sesi doldurdu odayı, ama başka bir ses daha vardı. kulağım çınlıyordu. Savaşmak istedim ilk defa, öleceğimi bile bile kaybedeceğimi bildiğim bir savaşta yer almak istedim.

Ne yapmam gerekti? Geriye çekildim, yüzüne tokat attım. Ellerimin titrediğini yeni fark etmiştim.

"Pislik, sen nasıl bana dokunursun!"

"Git burdan!" Bağırıyordum ciğerim çıkana kadar bağırıyordum hemde.

Yüzüme sadecee bakması daha çok sinirimi bozuyordu, çıkmalıydı.

Bugünde bir söz verdim kendime

Bu adamı öldürmeden bu cehennemi  terk etmeyecektim..

Bu cehennemi onada cehennem yapacaktım.

"Sana bir söz daha vereyim. Bu cehennemi sanada cehennem yapmadan ölmeyeceğim unutma!" sesim kısılmıştı, artık kaybedecek birşeyim yoktu ama çabalamam gereken bir intikam vardı.

16 saat sonra...

Ne zaman gene aynı lanet yere getirildiğimi hatırlamıyordum ama yine aynı odada aynı tavanı izliyordum.

Hâlâ sol göğsümün orda bir ağrı vardı ama o kadarda belli etmiyordu kendini.

Vurulduğumu bilmiyordum ne ara kendimi kurşunun önüne attım yada ne ara vurludum fark etmemiştim. Melis yoktu artık bu gerçekti ki ona anlatmam gereken o kadar gerçek varken hemde, ben kendime bile açıklayamamıştım ki..

Kapıyı dinlemek pek huyu olmasada babsının odasını bazen dinlerdi belki babasının onu sevdiğini söyler diye ama bu sadece beklentiyle kalırdı.

"Nasıl suikaste kurban gitmiş olabilirler!?"

Suikast ne? Diye sordu kendi kendine ilk defa böyle birşey duymuştu küçük Kayra

"Hani kesindi frenler tutmadığı için öldükleri"

Bir süre bekledi babası karşıda konuşan kişinin cevabını. Kayra biraz gerilmişti çünkü Saniye cicisi anlatmıştı ona ölümü. Annesini alan canavar diye kurgulamıştı Kayra ölümü.

"Hâlâ peşinde olması imkansız kaç yıl geçti, şimdi niye gelsinki?"

Kayra ne duyuyordu pek anlam vermiyordu şuan ama bu duyduklarının o kadar büyük anlamlar taşıyordu ki farkında değildi.

"Çocukları güvence altına almamız lazım, ben... Ben bakarım" 

Babasının sesi o kadar bitkin çıkıyordu ki sarılsa kızarmıydı diye sormadan edemedi Kayra.

Ya kapıyı dinlediği için sinirlenirse?

Ona yine birşey demeden sert sert bakarmı? Diye. Bu soruda içinde kaldı sormadı, sarılamadı babasına.

SON AKŞAM YEMEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin