8.BÖLÜM-ARAFTA KALMAK-

28 8 41
                                    


           -ARAFTA KALMAK-
             🍂 8.BÖLÜM 🍂

Ölümden kaçan ben, ölmek için çabalayacaktım...

Ölüm ve yaşam arasındaki o ince çizgideydim. Ölmek istiyormuydum? bilmiyorum ama kesinlikle böyle yaşamak istemiyordum.

Bir hedefim yoktu, yaşamak için bir sebebim veya savaşmam gereken bir savaş yoktu ama ölmek için fazlasıyla sebebim vardı...

Ben kahraman olmak isteyen o çocuklardan değildim, ben hep kötü olmak isteyenlerdendim ve belkide gerçekten kötü olmuştum. Eskiden oyunlarda bile kötü karakter olmak için ağlardım ve herkes bunu saçma bulurdu.

Bir yerde bir söz okumuştum nerede okuduğumu pek hatırlamıyordum ama aklımda bir şekilde kalmış ve bu noktaya kadar zihnimin bir köşesinde saklanmıştı..

Kötülük olmadan insan olmaz, insan olmazsa kötülük  olmaz. Kötülük insandan doğar, insan kötülükten değil...

Başta okuduğumda çom saçma gelmişti ama aslında fazlasıyla şey çağrıştırıyordu.

Kötülük insandan doğar, insan kötülükten değil.

Bu cümle beynimde birşeyleri harekete geçiriyordu. Biz insanların hepsinde bir kötülük vardı ama asıl önemli olan o kötülüğü tetikleyen şeylerdi.

Bende tetikleyen şey neydi peki?

Peki ya ben kötümüydüm?

Cevapsız sorular ve onlara eşlik eden daha milyonlarca soru vardı.

Gözlerimi açmak istemiyordum uyuyunca geçmiyordu ama en azından gecikiyordu yaşanacak kötü anılar, saatler, dakikalar ve saniyeler. Belkide hemen yaşanmalı ve bitmeliydi...

Ya bitmezse? dedi içimdeki sorularına bir türlü yanıt bulamayan kadın. Birgün bunların hepsi bitecekti elbet ama ne zaman? ve Nasıl?.

Ağlamak istesemde ağlayamadım ve ağlayamayacaktım. Eskiler ve yeni yaşananlar arasındaki tek fark kaybedecek hiçbir şeyim olmamasıydı. Kafamda dönen tek kelime "Öldü". Ölmüştü Melis, yoktu, gitmişti ve gitmeden önceki son sözleri kalbime bir hançer saplamış ve orada bırakmıştı.

"Öldü", derken gözünü bile kırpmamıştı, acımasızlıkla bütünleşmişti. Bir soru daha yerleşti aklıma "Acaba ne yaşamıştı da bu kadar acımasız biri olmuştu?"

Hastane kokusu iyice üstüme sinmişti, birkaç saat önce kriz geçirmiş ve saatlerce bir yerlere vurmuştum. Avuçlarımın içi kızarmış, saçlarım dağılmış ve avuç içlerimde hafiften tırnak izleri vardı. Artık kabul etmem gerekiyordu, Melis ölmüştü.

Melis ölmüştü ve ölürken benide öldürmüştü...

Kapı açıldığında açık olan gözlerimi kapattım, çocukluğumda yaptığım gibi...

"Hâlâ uyuması normal mi?" içimde nefretten oluşan tohumlar yeşerdi. Kardeşimi öldürmüştü, o yapmıştı, gözümün önünde öldürdü, acımadı, gözünü kırpmadan tek kurşunla öldürmüştü benim yıllarca korumaya çalıştığım buzdan çiçeğimi.

"Şimdiye kadar uyanması gerekti? " diyen başkasının sesiydi büyük ihtimalle doktordu. Peki ya doktor nasıl böyle insanlarla iş birliği yapmıştı?

Sorularıma birazdaha  yanıt bulamazsam delirecektim..

Saçlarımda bir el hissettim içim ürperdi. Böyle sever gibi değilde, sanki birşey varda onu arıyormuş gibiydi kafamda.

SON AKŞAM YEMEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin