no será amable

256 19 1
                                    

****

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

****

✩₊˚.⋆☾⋆⁺₊✧

Partinin yoğunluğuna kendimi kaptırmıştım öyle ki çevremde olan biteni umursamadan, omzuma çapran ellere aldırmadan pistin ortasında dans ediyor bu sezonun yoğunluğunu atmak için çabalıyordum. Gözlerim bir yere odaklanamıyor, kafamın içinde ise bu partinin dışında bir eğlence dönüyordu. Yorgunluktan ellerimin uyuştuğunu hissediyordum dışarı çıkmak ve biraz olsun kendime gelmeli sonra ise Lando'yu bulup eve dönmeliydim, en azından planım buydu. Kalabalığı atlattığımda dışarıya uzanan kapıyı bulmam uzun sürmedi telefonumun hala cebimde olup olmadığını kontrol etmek için ceplerimi yokladım şükür olsun ki hala benimleydi. Telefonumu açıp Lando'yu aramak için kilit ekranına şifremi yazdıktan sonra gözüm bildirimlere takıldı;

Norris:
Ashley partiden ayrılmam gerek, seni bırkması için Carlos'a rica ettim seni eve bırakacak geçince beni ara lütfen.

"Siktir" sessizce mırıldandığımda dışardan bile duyulan şarkı ağrıyan başıma engel olmak için kaldırımlara oturdum. Son içtiğim tekila hiç iyi gelmemiş ve sarhos sayılabilecek duruma getirmişti. Alkole zaten dayanıklı değildim ve şu an hem sarhos hemde kafamı kaldıramıyordum. Alnımı ellerim arasına alıp kafamı toplamaya çalışsam da olmuyordu. Yarım kafa ile kendime gelmek için çabalarken hemen yanımda bir ses işitmemle odak noktam bu sefer ses olmuştu "ne yapıyorsun burda" kafamı kaldıramayacak kadar halsizken cevap vermedim her kimse çekip gitmesi için her an küfürlerimi sayıklayabilirdim. Omzumda bir el hissettiğimde kafamı zorla olsa da kaldırdım ve yarım yamalak açılan gözlerim ile yanıma çöküp beni izleyen bir adet okyanus buldum "sen iyi misin? " Sadece ufak bir bakış attığımda Charles iyi olup olmadığımı kontrol etmek istiyor gibi görünüyordu. Onu umursamadan kalkmaya ve yanından uzaklaşmaya çalıştım fakat ayağa kalkma denemelerim sendeleyip düşecek gibi olmam ve beni bir çift elin tutması ile son buldu. Charles belimden tutmuş yapmaya çalıştıklarımı anlamaya çalışıyordu. "Kendim halledebilirim" histerik gülüşünü yüzüne takındığında dalga geçtiğini anlamam uzun sürmedi "daha kendine hakim olamadan neyi halletmeyi planlıyorsun?" Beni tekrar daha sıkı tuttuğunda bu sefer ona karşı koymadım "seni eve bırakalım Cooper" şu an ona karşı koyacak halim yoktu ve onun beni yönlendirmesine ve kırmızı ferrarisine bindirmesine izin verdim. Beni ön koltuğa oturtup kemerimi takarken parfümünü çok net çekilde alabiliyordum. Kapımı kapatıp şoför koltuğuna oturduğunda onu izlemek için kafamı yana doğru eğdim. Arabayı çalıştırmış ve nereye gideceğini sormadan kendi kafasına göre sürmeye başlamıştı, sanıyorum ki anayola çıkmayı planlıyordu. Kafamı arabanın camına yaslayıp bakışlarımı ondan uzaklaştırdım "ne tarafa doğru sürmeliyim?" Sesi yumusacık çıkıyordu, daha 2 saat öncesine kıyasla sesi çok dostane ve insancıl gibiydi. "Evinin iki sokak ilerisinde oturuyorum" gözlerimi kapatmış ve resmen buz gibi olan araba camına alnımı yaslamaya devam etmiştim "evimi nerden biliyorsun diye soracaktım ama basının kirli oyunları vardır değil mi?" Gülümsemesini duyuyor ve ortamı soğuk tutmamak için çabaladığını anlıyordum, ne yapmaya çalıştığını kestiremesem de pişman değildim tek korkum bu olanları sabah hatırlamadan güne başlamaktı. "Senin hakkında çok şey biliyorum Perceval" en ufak mimik oynatmadım kafamı kaldıramıyor gözümü dahi açamıyordum "arabaya yerleşmeden önce kendinle konustuğunu biliyorum ve Jules'e ait o gümüş bilekliği asla çıkartmadığını" dikkatle beni dinliyor ağzını dahi açmıyordu, sanki daha fazla ne bildiğimi sorgular bir sessizlik yaratmıştı. "tanımadığın insanlar ile göz kontağından kaçındığını da biliyorum" derim bir nefes aldım ve kollarımı birleştirip koltukta daha da küçüldüm "senden aldığım her röportaj ve fotoğrafda asla odak kurduğun bir fotoğraf yok. Birilerini mi koruyorsun yoksa gözlerinden?"

Charles sessizliği bozup arabanın hızını düşürdüğünde konusmak istediğini ve yolu uzattığını anlamam uzun sürmemişti "gözlerimden neden birilerini korumak isteyeyim Ashley?" derin bir nefes aldım ve zor da olsa kafamı camdan kaldırp yarım gözlerle Charles'a baktım. Hareketlenmem üzerine bana sorduğu soruyu cevaplamamı istiyor gibi bakıyordu. Gözleri ile gözlerime değiyor ve bir kez daha o ormanlarda kaybolup okyanuslarda boğulmama sebep oluyordu. Bakışlarını tekrardan yola hapsettiğinde bir daha asla onunla böyle konusamayacağımı ve sabahına pişman olacağımı bilmeme rağmen cesaretimden ödün vermemiştim. "bundan bahsediyorum Charles, ormanlara ve okyanuslara sahipsin. Kayboluyorum ve sonra boğuluyorum" Charles gülümsemiş ve arabayı kullanmaya devam etmişti sanki o haberi yazmamışım, gibi sanki biz yıllar önce tanışıyorduk ve benimle ilk defa bu şekilde konusmuyor gibi davranıyordu.
"O halde seni de gözlerimden koruyayım Cooper" derin bir sessizlik olduğunda doğrudan Charles'a bakmaya devam ettim "çok güzeller"
bu dediğimi beklemiyor olacak ki bir kaç saniyeliğine bana baktı bakışları bu sefer yakıcıydı 'güzel olduklarına emin misin' dercesine bana bakıyordu. "Ashley, o gün o haberin asılsız olduğunu bilmen gerekiyor." Konusmaya devam edecekken kısa bir saniyeliğine olan bakısını yola çevirmiş ve keyfinin bozulduğunu anlatan bir iç çekip devam etmişti "sinirim pit ekibineydi, tekerler tam olarak oturmamıştı ve bu cidden çok basit bir hata, Ferrari gibi profesyonel bir F1 takımının böyle bir hata yapması ve podyumu kaybetmem beni öfkelendirdi" sadece ona bakıyordum, ne yani 2. Pilot olmayı hazmedemeyişi ve Carlos ile aralarının bozuk olduğu teorim kolpa mıydı? "Ben sandım ki-"
"Sen sandın ki o sinirim arka planda kalıp sıralama olarak Carlos'dan önde olduğum halde kazananın ben olmadığım fikriydi" susmuştum haksızdım, resmen çocuğa iftira atmış insanları Charles'a yönlendirmiştim "ben özür dilerim, o an sadece aklıma o geldi çünkü ne randyo konusmaları yayına verildi nede pit ekibinin" Charles kafası ile beni onayladı "kazadan hemen sonra fark ettik hatayı bu yüzden yayına girmedi" bir nefes alıp gülümsediğinde ortamı yumuşatmak istiyor gibiydi "bariyerlere asık falan da değilim sil onu kafandan" bu tatlı espiriye ve göndermeye gülerken eve geldiğimizi anlamam arabayı sağa park edip durması il olmuştu "bu sokakta zaten 3 tane ev var 2'si arkadaşım olduğuna göre geriye tek sen kalıyorsun Bayan Cooper" gülümseyerek kemerimi çözdüğümde kapıyı açarak arabadan indim ve kapatmadan önce de hafifçe içeri doğru eğilip konustum "her şey için teşekkür ve özür dilerim Perceval"

"Bir daha ki karşılaşmamız da sana bu kadar nazik olmayacağım Cooper sen sadece bir medya adamısın benim gözümde"

🎀

Charles iki dk iyi olacak aramız ya dur bi..

we were born to die ☆ Charles LeclercHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin