****
✩₊˚.⋆☾⋆⁺₊✧Hızlı giden bir aracın içinde telaşla yanımda aracı kullanan Charles'a bakıyordum. Mahçupluk ve pişmanlık içinme işlemişti, Charles ise iki eli ile tuttuğu direksiyonu araba hakimiyetini kaybetmek istemiyor gibi sürüyordu, yüksek hızdan korkan biri değildim arabanın gittiği hız umrumda bile değildi. Gözlerim ona kaydığında tek kelimem ile patlayacak gibi duruyordu, elini tutmak için uzattığım elimi korku ile geri çektim. Korkum arabanın hızı değildi, beni tek kelimesi ile kırıp dökecek Charles'dı.
Charles elimi çektiğimi fark etmesi ile direksiyondaki bi elini elimin üzerine getirerek bir elmas hassasiyetinde tutmuş ve dudaklarına götürmüştü. Bu basit hareketi içimdeki kargaşanın susmasına yetmişti, "özür dilerim, işleri bu aşamaya getirmek istemezdim" elini alıp iki elim arasında kavrayarak ona güven vermeye çalıştım, benim içimdeki kaos böyleyse onu düşünmek bile istemiyordum. "Senin bir suçun yok Charles aksine sana bir teşekkür borçluyum" Charles sakinleşmişe benziyordu "bana hiçbir şey borçlu değilsin güzelim, konu sen olunca benim için bir sınır kapısı olmuyor" gülümseyerek onu izlemeye devam ettiğimde bu yoğun duygu ortamını bozan Charles'ın telefonu olmuştu. Arabaya bağlı olan telefonun sesini arabanın ses sisteminden duyabiliyordum. Ekranda yazan ('açma çok acılı' arıyor..) ile Charles'a döndüm " bağlantıyı kopartıp öyle konusabili-" sözümü kesip telefonu açtığında kafasını 'gerek yok' anlamında sallamıştı. Gizlediği bir şey yoktu, bir basın ekibine kıyasla oldukça şeffaftı, "evet Carlos?" arayanın Carlos olması ile nedeni bilinmez şekilde içime bir kasvet inmişti. Evet Carlos ile yakın olabilirdim ama Lando veya benim aramda bir seçim yapmak zorunda kalırsa gözü kapalı Lando'yu seçerdi bunu adım gibi biliyordum. "Senin yapacağın işi sikeyim ceza alacaksın aptal" Charles sıkıntıyla iç çektiğinde ani sinirini anlamam uzun sürmemişti "umrumda değil duydun mu? O oruspu çocuğu bir daha sevgilimin yanında olmayacak!" Sinirle konuşurken bana 'sevgilim' diyerek hitap etmesi kalbimde bir tekleme yaratsa da gerçekten sevgilisi değildim sadece çevremiz bunu böyle kabul etmişti ama bu olmak istemiyorum demek değildi. "O çocuk o kızın en yakınıydı Charles tanrı aşkına sence ona zarar verebilir mi?" Carlos benim Charles'ın yanında olduğumu bilemdiğini konusmasından anlayabiliyordum "en yakını falan değil Carlos, o puşt Ashley'e kafayı takmış" Carlos sinirle nefes verdiğinde konusmaya devam etti "onun Ashley'den hoşlandığını biliyorsun Charles, o senin de arkadaşındı" şok içinde Charles'a baktım, demek bu yüzden bu kadar emin şekilde konuşuyor ve bu yüzden bu kadar kıskanıyordu. "Ben bunu öğrendiğimde Ashley'e aşıktım Carlos, dizinin dibinde onların mutlu olması için ağladım tanrı aşkına neyden bahsediyorsun! Şimdi o kız benimle diye neden kimse mutlu olmak istemiyor. Sikeyim hepiniz bencilin tekisiniz!" Charles konusurken direksiyona bir kaç darbe indirmiş ve bağırmaya devam etmişti ne yani bunca zaman ikisi de benden hoşlanıyor ve ikisi de bu duyguların varlığını biliyor muydu?
Charles sinirle telefonu kapattığında gözlerinin dolduğunu biliyordum. Ona iyi gelmek ve onunla olduğumu bilemsini istiyordum, ona olan bu duygularım onun tek damla göz yaşına kıyamaz hale getiriyordu. "Charles" cevap vermemiş sadece yola bakmayı sürdürmüştü, "seni seviyorum" kısık sesle söylememe rağmen duyduğuna emindim. Gözleri açılmış ve arabanın hızını yavaşça düşürdükten sonra sağa kırmış ve sertçe frene basmıştı.
"Bunca şeye rağmen benim olacak mısın ?"
"Bunu istediğimi biliyorsun Perceval"🏎️
Size kısa ama en azından merakınızı biraz köreltecek bir bölümle geldim
Alıştınız tabi uzun bölümlere bu kısa gelir şimdi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we were born to die ☆ Charles Leclerc
Fanfiction"Hepimiz ölmek için doğduk Perceval"