***
Eymen Tan'dan
Ne kadar zamandır duşta olduğumu bilmesem de bedenimin titremeye başlamasından uzun bir süre geçtiğine emindim. Berbat hissediyordum. Düşüncelerim de bedenim gibi donuktu. Olayın şokunu hala atlatamamıştım. Durmadan gözümün önünde canlanması ayrı bir sinirimi bozarken, daha beni farkedip etmediklerini bile bilmemek beni deli ediyordu.
Utanmıştım...Gördüklerimden çok kendim için utanıyordum. İki erkeğin öpüşmesi beni ilgilendirmiyordu tabii ki. Ama bu kişinin tanıdığım(?) biri olması beni çok şaşırmıştı. Gözlerim istemsizce aşağıdaki küçük Eymene kaydı. Evet, bugün beni çok zor durumda bıraktığı için kendisine çok kızgındım. Sonuçta henüz gençdim ve bu durumlar anlaşılabilirdi, değil mi? İlk defa böyle birşeyle karşılaşıyordum ve bu tepki gayet normaldi bence...
Derince iç çektim.Neden böyle şeyler hep benim başıma geliyordu? Üstelik bunları düşünmekten hiçbir şeye odaklanamıyordum. Çocuklara da mahcup olmuştum.
Oradan ayrıldığımda yüzüm ne haldeydi bilmiyorum ama sakinleşip kendimi toparladığımı düşünerek diğerlerinin yanına gitsem de, birşeylerin olduğunu anlamışlardı. Bir şekilde geçiştirebilmiştim tabi ama Musa'nın ve Zekinin bakışlarından bu olayı daha sonra konuşmak için rafa kaldırdıklarından emindim.
Belime havluyu sararak banyodan çıktım. Ellerimle ıslak saçlarımı geriye yatırırken durmadan yüzümü tahriş eden saçlarım derin bir iç çekmeme neden oldu. Aklıma gelen şeyle beklemeden küçük çekmeceden makası alarak aynanın karşısına geçtim. Tamam, ne kadar zor olabilirdi ki? Sadece ucundan kesecektim.
Küçük tarakla uzamış kakullerimi öne alarak uçlarından almaya başladım. İşim bittiğinde ellerimle şekillendirmeye çalışarak kendimi aynada süzdüm. Kaşımdaki küçük yarayı saymazsak kötü gözükmüyordum bence...Neler düşünüyorum lan ben?
Dış görünüşüme fazla takılmazdım. Tabi ergenliğe diğerlerinden biraz daha feci bir şekilde girmiş olabilirdim ama ilk zamanlara kıyasla sivilcelerim daha iyi durumdaydı. Küçüklükten bu yana boyumla ilgili sıkıntım olmadığı için formumu korumak daha kolaydı.
Telefondan şarkı listemden herangi birini seçerek küçük dolabıma doğru ilerledim. Evim biraz küçüktü ama bana yetiyordu. Tabi eve girer girmez mutfakla karşılaşmayı saymazsak hoş bir evdi. En azından ben kendimi kaldırmıyorsam...
Telefonumdan yükselen bildirim sesiyle yatağıma ilerleyip telefonu elime aldım. Yukarıda 'Teyzem' kayıtlı ismi görünce mesaja tıklamaya hazırlanırken gelen aramayla duraksadım. Ekran karardığından ve çalan şarkıdan arama geldiğini anlıyordum ama telefonumun son model markasından dolayı daha kimin aradığını bile göremiyordum.
Nihayet aramayı cevaplamayı başararak telefonu kulağıma götürdüm.
"Alo, Tantan'ım nasılsın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nepenthe (BxB)
Короткий рассказ*** Bir sonbaharda başladı herşey. İsmini çokça duymama rağmen onun ismi olduğunu bile bilmediğim kadar uzak olan birinin, bana bu kadar yakın olacağını nereden bilebilirdim ki. İlk defa bakışlarımızın kesiştiği o anki gariplik düşündükçe bile içimi...