Kurşun Yarası

581 100 100
                                    


Öykü Gürman: Kül Oldum

Sabah gözlerimi açtığımda gözlerimde acı hissetmiştim.
Bakışlarım odanın içinde dolaştığında Devrim in bir omuzu pencereye yaslı durup dışarıyı izlediğini elinde ise yine bir sigara vardı.Üstünü değiştirmişti,siyah boğazlı bir kazak ile siyah bir pantolon giymişti .
Yatağın içinden çıktığımda beni fark etmiş ama dönüp bakmamıştı.
Yerdeki valizimden giymek için kırmızı ince bir kazak altına da uzun siyah bir etek alarak giymeye başladım,onun bu odada olup olmaması da benim umurumda değildi.
Üstümü giydikten sonra yatağın üzerini düzelterek dışarıya çıkacağım zaman beni sert sesi ile durdurmuştu.

"Bekle birlikte inelim , şimdi Güleyşan sultanın lafını çekmek istemiyorum."

"Onlar evdemiydu?"

"Geleli çok olmadı,hadi."

Yanıma geldiğinde o önde bende ardından çıkmıştım.
Sobalı odaya girdiğimde soba yeni yanmıştı Osman ve diğerleri sobanın başında otururken onlara bakmadan geri dışarıya çıktığımda Devrim ise odaya onların yanına girmişti.Besime ana ise mutfakta birşeyler hazırlıyor olmalıydı çünkü tabak çanak sesleri Mutfağa giridiğimde beni gülen yüzü ile karşıladı.

"Günaydun kizum ha nasılsın, ağrın sizin var midur?"

Dediği ile yüzüm kızarırken başımı iki yana sallayarak ona cevap vermiştim neyse ki üstüme gelemden işine devam ettiğinde bende yardım etmek için sepetin içinden iki tane ekmek alarak onları kesmeye başlamıştım.
Ekmekler bittiğinde Güleyşan sultan mutfağa girmişti.
Bana yüzündeki ufak tebessüm ile bakarak konuşmaya başladığında ben bir kedi yavrusu gibi onun kollarına sığınmıştım.

"Benum hırçun dalgam memleçetten cider mi?Bu garip Cüleyşan ı yalnuz mu bırakır."

"Birakmam nene seni nasul birakurum ben ."

Güleyşan sultan yanağımdan birkaç kez öptükten sonra biz Besime ana ile odaya sofrayı kurmuştuk.
Şimdi ise hepimiz o sofranın başında oturuyorduk ,ben Güleyşan nene ile Devrim in arasında otururken Besime ana bizi bilerek yan yana oturtmuştu.
Kahvaltının ardından yola koyulmak için arabanın önüne geldiğimizde beni uğurlamaya ne anam ne de babam gelmişti birtek Güleyşan sultan vardı.
O da beni sımsıkı sararak bana olan sevgisini göstermişti.
Biz Devrim ile onun arabasında giderken diğerleri Erdem abi'nin arabasıyla gidiyordu.Yolculuk sırasında neredeyse İstanbul a kadar uyumuştum.Devrim ise bu süre boyunca sessizce arabasını sürmüştü.
Akşam ezanı okunurken biz çok güzel bir mahalleye giriş yapmıştık.Hava yağmurluydu arada da gök gürültüsü ile gözlerim gökyüzünü buluyordu.Araba yavaş yavaş ilerlerken en sonunda iki katlı kocaman bir evin önünde durduğunda yeni evime geldiğimi anlamıştım.
Ben uyuşan bacaklarım ile arabadan indiğimde Devrim de arabadan çıkararak bagajdaki eşyaları almak için arkaya yürümüştü.Ben merak ile etrafıma bakılırken karşı evin kapısı açılmış kapıdan Besime ana yaşlarında bir kadın koşarak bize doğru geliyordu.
Besime ana da yanıma geldiğinde ilk önce o kadınla sıkıca sarılmış ardından da beni tanıtmıştı.

"Aha bu da benim güzelliği dillere destan kizum Ahzan."

Kadın beni baştan sona iyice süzerek konuşmaya başladığında ben utanarak bakışlarımı ondan kaçırmıştım.

"Maşallah Besime anlattığından daha da güzelmiş eh Devrim oğluma da böylesi yakışırdı zaten.Evine hoş geldin kızım ben karış komşunuz  Narin .Neyse ben sizi daha fazla tutmayayım malûm yol yorgunusunuz dinlenin daha sonra konuşuruz."

Kadın birşey dememe fırsat vermeden tekrardan evine koşarak gitmişti.Ben bir süre daha onun ardından baktığımda Besime ana koluma girerek beni evin içerisine götürmeye başladığında benim gözüm az evvel ki giden kadının evine takılmıştı.Yukaridaki odanın perdesinin sallandığını görmüştüm...orada birisi vardı ama kim olduğunu görememiştim.
Eve girdiğimizde evin içi gerçekten de çok büyüktü.
Yukarıya doğru çıkan merdivenlerden inen Devrim i görmem ile bakışlarım ona kalmıştı.
O ise bana bakmadan Besime ana ile konuşarak çekip gitmişti.

Devrim -i Ahzan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin